22 Eylül 2015

Kurban Bayramı ve Hayvan Hakları

Selam!
enderinmekani'ndan uzun bir süre sonra tekrar selam veriyor olmak güzel. Neden böyle oldu bilmiyorum ama blog yazmadığım zamanlarda başka aktiviteler de yapmadım aslında. Bir kaç boyama, biraz film o kadar. (Tabi bu yaz çok gezmiş olmamı saymıyorum) İşler yoğun geçtiği için buralara uğrayamadım ve pek yazacak bir şey de bulamadım açıkcası.

Hayvan Hakları gönüllüsü olarak ve bu konuda çeşitli aktivitelerde bulunmuş biri olarak (Haytap adına çeşitli semtlerde broşür asmak, YTÜ Hayvan Hakları Kulubü'nde aktif görev almak ve bireysel faaliyetlerde bulunmak vb.) bu konuda yazmam gereken şeyler olduğunu düşündüm.

Öncelikle! Her Hayvan Hakları savunucusu ılımlı değildir ve hatta bulunduğum aktivitelerde de gördüm ki ortalık "Panter Emel" dolu. Her Kurban Bayramı bu kadar duyar kasan insanın ortaya çıkmasının ve sizlere -en önemlisi dininize- hakaretler savurmasının sebebi budur.
İnsanlar düşüncelerine saygı beklerken büyük bir iştahla karşıt düşüncelere saldırırlar çünkü.
Ehem. Neyse bu aşırıya kaçan grubu bir kenara bırakarak, "ılımlı hayvan severlerin" ideal olan Kurban Bayramı hakkındaki düşüncelerinden, taleplerinden bahsetmek istiyorum.

Hayvan severler ne isterler?

1. Hayvan severler (hayvan hakları savunucuları, gönüllüler, her ne derseniz) hayvanlar acı çekmesin isterler. Yani hayvanların kesilmesi gerekiyorsa, bu eylemin acısız bir şekilde ve sadece ihtiyacımız olduğu kadar hayvanın üzerinde gerçekleştirilmesini isterler. (Örneğin; besin ihtiyacını karşılamak amacıyla bir hayvanı uyuşturarak öldürmek)
Bu konuda itiraz eden, hayır efendim hiçbir şekilde öldüremezsiniz diyen hayvan severler size sürekli tacizde bulunursa "canın cehenneme" diyebilirsiniz. Çünkü Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi şöyle der;
Hiçbir hayvana kötü davranılamaz, acımasız ve zalimce eylem yapılamaz. Bir hayvanın öldürülmesi zorunlu olursa, bu bir anda, acı çektirmeden ve korkutmadan yapılmalıdır.
Yani; Kurbanlarınızı LÜTFEN dini usullere uygun kesiniz. Ve dini usullerin neler olduğunu kaynağından öğreniniz. (Dini usullerde hiçbir sakınca yoktur!)

2. Hayvan severler hayvanlara yapılan; keyfi zarar verme, şiddet uygulama, öldürme gibi eylemlerin yayınlanmamasını, topluma servis edilmemesini ve bu eylemi yapanların cezalandırılmalarını isterler.
Ülkemizde, yukarıda saydığım eylemler kabahatler kanununa tabidir ve bu eylemlerden dolayı alacağınız ceza sadece düşük bir para cezasıdır.
İnsanlar sürü psikolojisiyle hareket ederek birbirlerinden etkilenirler. Bir hayvanın derisi için öldürülmesi gibi sebepler paraya tapan insanları harekete geçirecektir ve bir kişinin başlattığı bu eylem toplumsal bir yozlaşmayı beraberinde getirecektir.
Ayrıca küçük yaşta bu görüntüleri izleyen çocuklar kan ve şiddet ile büyüyerek bu durumu normalleştirecektir. Üstelik hayvan sevgisi diye bir terimin varlığından habersiz büyüyeceklerdir.
Yani; Kurbanlarınızı topluma açık yerlerde, evlerin-sokakların arasında, çocuklara yakın yerlerde değil, belediyelerin tesis ettikleri yerlerde (Belediye yanlış bir yer tesis ettiyse bir zahmet başka bir yerde) kesin. Ayrıca bu kesimler esnasında çocuklarınızı yanınıza alıp bir de alınlarına kan sürerek huahahaha diye gülmeyin. (Çünkü komik değil.)

3. Hayvan severler yabani hayvanların doğal ortamlarında, evcilleşebilen hayvanların ise doğal koşullarında (türüne özgü yerlerde ve türüne özgü besinlerle) yaşamalarını isterler.
Örneğin; Bazı büyük zincir restaurantlar hamburger, tavukburger vb. üretiminde hayvanları daima kapalı bir alanda tutarak, sürekli ve sürekli hormonlu besinlerle hayvanları şişirerek daha fazla kâr sağlamayı amaçlamaktadırlar.
Yani; Kurbanlık hayvanlar için de bu tarz işlemler yapılarak hayvanların daha besili görünmesi amaçlanmaktadır. Bu tarz yerlerden/insanlardan kurbanlık alıp sevaba girmeyi ummak yerine köylerden, doğal yaşam alanlarından kurbanlıklarınızı temin edin.

Unutmayın ki araştırmadan, kolaya kaçarak yapılan bir iş hayır getirmeyecektir.

Bu yazı hem Kurban Bayramında Hayvanlara yapılan yanlışları ve hem de Hayvan Hakları Savunucularının bildiklerini sandıkları yanlışları kapsamaktadır.
Hayvan Hakları konusunda Kurban Bayramıyla yeterli kalmayıp daha detaylı bilgi almak istiyorsanız gayet kısa olan Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi ile bilinçlenmeye başlayabilirsiniz.

Son olarak;

Eid Mubarak... :)



12 Temmuz 2015

Yurtdışına Çıkacaklar için Mobil Uygulamalar

Selam!
Tadı hala damağımda olan, büyük özlemle ve hayranlıkla adını anmaya devam ettiğim Almanya tatilimin henüz hala etkisindeyken bir amme hizmeti olarak bu yazıyı yazmaya karar verdim.

Yazının asıl başlığı; Almanya'da hayatta kalma rehberi

Öncelikle belirteyim uygulamalar Almanya gezim sırasında test edilmiş ve işe yaradıkları tarafımca onaylanmıştır.
İkinci olarak Almanya tatili benim ilk yurtdışı tatilimdi ve dil seviyem bile yeterli değildi yurtdışında hayatta kalmak için :D
Gerçi insanlarla konuştukça belli bir özgüven kazanıyorsunuz fakat yine de kendi işinizi kendiniz halletmek zorunda kaldığınız veya daha ekonomik davranmak zorunda kalacağınız pek çok zaman olacaktır.

Aşağıda yurtdışında çıkmadan önce indirdiğim uygulamaları görüyorsunuz. Aslında yaklaşık bunun 3 katı kadar uygulama indirmiştim fakat henüz İstanbuldayken yaptığım testlerde çoğu uygulama vasat çıktı.


OFFLINE HARİTA UYGULAMALARI
Eğer internet olanağınız var ise zaten sizden iyisi yok. Fakat yurtdışında interneti olmayacaklar için özellikle offline harita uygulamaları çok kullanışlı oluyor. Bu konuda imdadınıza yetişen iki uygulama var.
Birincisi CityMaps2Go ki aralarından en sevdiğim uygulama sanırım bu oldu.

1.CityMaps2Go
Uygulama size detaylı bir offline map sunuyor. Yani internetiniz yokken de kullanabileceğiniz bir harita. Bu uygulamayı diğerlerinden ayıran en önemli özellik sokak sokak hatta kapı numarasına kadar gösterebilmesi. Bir de GPS üzerinden çektiği veri sayesinde anlık olarak nerede olduğunuzu da -çok ufak yanılma payıyla- gösterebiliyor.
Uygulamanın çalışma mantığı ise şu şekilde işliyor; Size paket olarak sunulan şehirlerden, gideceğiniz yerleri henüz gitmeden önce uygulama içerisinden indiriyorsunuz. İndirdikten sonra zaten o şehir sol menüye eklenmiş oluyor. Menüden o şehire tıkladığınızda ise o şehrin haritası açılıyor. Haritanın sadece şehri kapsadığını belirtelim. Eğer şehrin dışına çıkarsanız kendinizi göremezsiniz :) Sağ üstte bulunan dünya ikonuna tıkladığınızda ise uygulamanın size rehberlik özelliği sunduğunu da görüyorsunuz. Şehrin önemli yerlerinin fotoğrafları, oteller, etkinlikler, turlar ve o şehre ait en popüler yerler detaylı bir şekilde listeleniyor. Üstelik bu kısım da internete gerek duymaksızın çalışıyor.
Son olarak uygulamada çok fazla şehir pakedi bulunduğunu belirtelim. Yani çok fazla popüleritesi olmayan şehirleri detayları ile bulabilirsiniz. Türkiye de uygulamada yer alıyor. Üstelik sadece İstanbul değil, Diyarbakır gibi, Ordu gibi turistler tarafından daha az bilinen yerleri de bulmak mümkün.


İkinci uygulama ise CityMaps2Go'ya çok benzeyen Triposo.

2.Triposo
Triposo'nun çalışma mantığı da aynı. Şehirler paketler olarak sunulmuş vaziyette ve daha sonra kullanmak için seyahatinizin öncesinde şehirleri telefonunuza indiriyorsunuz.
İki adet benzer uygulama olunca kıyaslama yapmamak olmaz tabi.
Triposo'nun Artı yanları şöyleydi;
Şehir paketlerinin dışında eyalet paketleri de mevcut. Yani tek bir şehiri indirmek yerine bütün eyaleti indirip işinizi daha kolay halledebilirsiniz. Tabi eyalet paketi indirdiğinizde şehirlerin bazı ayrıntılarını kaçıracağınızı unutmayın.
CityMaps2Go'ya göre daha şık bir tasarımı var. CityMaps2Go daha basit ve hızlı çözüm üreten bir uygulama. Triposo ise daha göze hoş gelen bir tasarıma ve detaylara sahip.
Triposonun diğer bir artısı ise rehberlik yönünün çok daha kuvvetli olması.
Örneğin Yerel saati, kur farkını ve haftalık hava durumunu uygulama içerisinden öğrenebilirsiniz.
Gezilecek yerleri, yeme & içme mekanlarını, gece hayatını, otelleri, günlük gezileri (komşu şehirlere yapılabilinecek geziler vb.), etkinlikleri ve kültür turlarını takip edebilirsiniz.
Daha çok sağlık ve bakımla ilgileniyorsanız; spadan-kozmetiğe bir çok yeri içinde bulunduran Wellness menüsü tam sizin için. Yürüyüş turları (City Walks) da sağlığınız için etkili tavsiyeler barındırıyor olabilir.
Bunların dışında banka, durak, market, park yeri gibi yerlerin de çok ayrıntılı yer aldığı Practicalities menüsü mevcut.

Triposonun saymakla bitmeyen özelliklerini en iyisi indirip keşfedin. Ben son olarak sözlüğünden bahsedeceğim.
Tam bir sözlükten ziyade bir phrasebook yani kalıplar sözlüğü olarak adlandırabiliriz. Günlük aktivitelerinizde (Örneğin; sipariş vermek, alışveriş yapmak) kullanabileceğiniz kelimeleri, cümleleri, kalıpları İngilizce-Almanca şeklinde size sunan bir veritabanına da sahip uygulama. (Türkçe olmadığını belirtelim.)

Triposonun gördüğüm tek eksi yanı ise şuydu;
Ben Almanya'dayken kullandığımda sokakları göstermediğini fark ettim. Yani belli bazı yerlerdeki sokaklar mevcut tabi fakat daha şehrin uç noktalarına gitmeniz gerektiğinde yetersiz kalabiliyor.
Bu eksisinin dışında CityMaps2Go'da bulunan her özellik (GPS gibi) bu uygulamada da var.


Not : Triposo daha güzel bir uygulama fakat ben yine de CityMaps2Go'yu çok daha sık kullandım. Kolay olması ve ihtiyaçlarımı karşılayacak yeterliliğe sahip olması bu seçimimde etkili oldu.

SÖZLÜK UYGULAMALARI
Öncelikle belirteyim yurtdışında çok fazla sözlük kullanmıyorsunuz. Çünkü ikili diyaloglarda dur bir dakika bekleteyim sözlüğe bakıp cevap vereyim deme ihtimaliniz yok. En fazla bir arkadaşınız yanınızdaysa o diyalog kurarken siz sözlük kullanabilirsiniz. (thx Büşra)
Bunun dışında alışverişe gittiğinizde sözlük kullanılabilir. Örneğin; Biz Büşra ile çikolata alışverişi yaparken domuz eti var mı diye içindekilere bakabilmek için sözlük kullanmıştık.

1.Dictionary
Bravolol şirketi tarafından sunulan bu uygulama aslında çok pratik değil. Fakat işinizi göreceğini düşünüyorum.
Uygulama basit olması ve offline çalışabilmesi yönünden faydalı bir uygulama ve bu yönüyle bulabildiğim en iyi uygulama buydu.
Ama eksileri de çok fazla ne yazık ki;
Sadece kelime bazında çeviri yapıyor.
Çok fazla kelimeye sahip değil. (2000lerin başında her bilgisayarın vazgeçilmezi bir MoonStar sözlük vardı. Onun gibi de düşünmeyin çok daha fazla kelime var.)
Son eksisi ise direk Türkçe-Almanca çeviri yapan bir uygulaması olmamasıydı. Bu yüzden Türkçe-İngilizce ve İngilizce-Almanca sözlükleri ayrı ayrı indirdim. Belki ileride Türkçe'den diğer dillere direk çeviri imkanı veren bir uygulama yazmış olurlar çünkü sadece sözlük konusunda uygulama geliştiren bir firma Bravolol.


2.Google Translate
Kim ne derse desin, benim görüşüm Translate'in çevirileri kadar iyi çeviri yapan uygulama henüz yok. Bir kere direk cümle çevirisi yapabiliyor ve alternatifler sunabiliyor. Seslendirmesi de cabası. Fakat ne yazık ki Google Translate bir offline sözlük uygulaması değil. Yani internete ihtiyaç duyuyor. (Şimdilik)
Şimdilik diyorum çünkü Google tarafından Translate'in Androidler için offline versiyonun çıkacağı açıklandı.




UCUZ SEYAHAT UYGULAMALARI
Kur farkından dolayı özellikle Avrupa'da fakir gibi ortalıkta dolaştığımız hepinizin bildiği bir gerçek. Avrupa metro ağı çok gelişmiş ve turnike sistemi olmadığı (Almanya'da) için trenlere bedava binmek ve diğer ihtiyaçlarınızı otostopla karşılamak istiyorsanız saygı duyarım fakat ben öyle yapmadım.
Şehir içinde tren veya otobüs kullanmanız gerekiyor. Eğer bu taşıtları ucuza getirmek istiyorsanız günlük, haftalık ve aylık bilet gibi imkanlar mevcut. Ben daha çok şehirler ve ülkeler arası ulaşımlarınız için faydalı olabilecek iki uygulamadan bahsedeceğim.

1.SkyScanner
Hala bilmeyen varsa ayıp ediyor. Bu uygulama her yerden her yere ucuza uçak bileti almanın en kolay yolu. Dünya üzerindeki yüzlerce firmanın, yüzlerce sitenin bilet fiyatlarını size sunan bu uygulama sayesinde Almanya'ya Gidiş-Dönüş (Aktarmasız) 270 TL gibi komik bir ücret ödedim. (Evet Turkish Liras bitches)
Ve bunun için sürekli takip etmeye de gerek yok. Uygun tarihleri seçtiğinizde ve biletinizi 1-2 ay önce aldığınızda benden daha ucuza bile gidebilirsiniz.
Örneğin; Örnek resimde de görebileceğiniz gibi sadece 1 ay öncesinden 260 TL'ye Berlin'e gidiş dönüş bilet buldum. (Aktarmalı)


2.Megabus
Eğer ABD için konuşuyorsak Megabusun mobil uygulaması mevcut fakat Avrupa için şimdilik sadece internet sitesi üzerinden bilet alabiliyorsunuz. (uk.megabus.com) Megabusu kısaca açıklamak gerekirse Avrupa'nın çoğu şehrini kapsayan bir otobüs firması ağı. Lakin diğer otobüs firmalarından o kadar farklı ki insanın ağlayası geliyor.
Farkları şöyle;
Megabus ile 1€ ya "aynı gün ödeme yapıp" yolculuk yapabilirsiniz. Daha önce -benim gibi- yurtdışına gitmeyenler için bir şey ifade etmiyor olabilir belki fakat Avrupa'da ulaşım gerçekten pahalı. Şimdi vereceğim örnek daha da netleştirecektir durumu;
Ben 1€ ya Nurnberg'den Berlin'e gittim. Yani 1€ ya (~3 TL) yaklaşık 6 saatlik yol gittim. Bu fiyatlar Türkiye'de bile yok!
Üstelik otobüsler iki katlı, konforlu, ücretsiz interneti, tuvaleti ve prizleri olan otobüsler. (Priz önemli çünkü Avrupa'da telefonu dışarıda şarj ettirmek gibi bir kültür de oturmamış) Ayrıca otobüs kalabalık olmadığı için kişi başına 2-4 koltuk düşebiliyor. (Tabi ki ayakta gitmiyorsun manyak mısın) :D

Neden bu kadar ucuz olduğunu inanın çözemedim. Muhtemelen oksijenle çalışan otobüsleri var ya da gece seyahat ettiğiniz için böyle oluyor. Fakat gerçekten ucuz ve hem ben hem de gidilen bölgenin yerel halkı adını bilmiyor olsa da çok yaygın.


Not : Bu tarz başka otobüs firmaları da mevcut. En ünlüsü, ucuzu ve imkanı yüksek olanı Megabus.

3.Blablacar
Blablacar Türkiye'de de yayılmaya çalışan bir uygulama. Uygulamayı kısaca anlatmak gerekirse; Herhangi bir sebeple "kişisel araçlarıyla" bir yerden bir yere giden insanlar tek gitmemek, benzin parasını ucuza getirmek ve benzeri sebepler ile blablacar da ilan açıyorlar. Siz de; açılan ilan, sizin gideceğiniz yere ve tarihlerinize uyuyorsa şoför ile iletişime geçip anlaşıyorsunuz. Fiyatlar tren fiyatlarına göre en az yarı yarıya daha ucuz oluyor ve hiç tanımadığınız biriyle muhabbet etme olanağı buluyorsunuz. (Örneğin; Biz hem şoförle hem de bizim gibi blablacar kullanmak isteyen genç bir Alman kızla eğlenceli bir yolculuk geçirdik.) Bir kere kullanma fırsatı buldum bu uygulamayı ve de güvenilir buluyorum. Çünkü şoförün seyahat adedi, yorumlar, verilen puanlar gibi bilgiler de uygulama da yer alıyor.


Ve güzelim huzur dolu tatil bu uygulamalar eşliğinde sona erdi...

DİĞER UYGULAMALAR

1.Konaklama
Eğer ucuza konaklama gibi bir düşünceniz var ise Booking.com dan ucuz otellere bakabilir veya tıpkı Blablacar'da olduğu gibi insanlarla iletişime geçip evlerinde kalabileceğiniz Couchsurfing.com uygulamasını kullanabilirsiniz.
Ben arkadaşımda kaldığım için konaklama yeri aramak durumunda kalmadım tabi.



2.Ücretsiz İnternet
Almanya'da (Ve sanırım çoğu Avrupa ülkesinde) ücretsiz internet kavramı çok gelişmemiş. Starbucks ve Apple Store dışında hiçbir kafede, dükkanda veya restaurantta şifresiz wifi dağıtan işletme görmedim. Çoğu mekanın zaten müşteriler kullansın diye koydukları şifreli bir internet hizmeti dahi yok. Sadece kendi işlerini görüyorlar wireless üzerinden. (Türk dönercileri dahildir.)
Bu yüzden eğer bedava internet arıyorsanız sık sık çevredeki wifi isimlerini kontrol edin derim. "30 Min Free Wifi" adı altında hızlı internete sahip şifresiz bağlantılar olabiliyor. Veya otellerin internetlerine bağlanıp bir form doldurarak internete bağlanabilirsiniz.
Bunların dışında bu işi kolaylaştıran 1-2 uygulama var. Harita üzerinden size şifreli internetleri (şifreleri ile birlikte) ve şifresiz internetleri gösteren uygulamalardan bahsediyorum. Bunlardan biri Wifi Map adlı uygulama. Uygulamaya şifre bilgileri kullanıcılar tarafından gönderiliyor. Yani bilgiler herhangi bir değişiklikte sürekli güncelleniyor. Sorun şu ki uygulama çalışmak için internete ihtiyaç duyuyor. Fakat eğer 12.99 TL karşılığında ücretli versiyonunu alırsanız (Wifi Map Pro) bu sorunu da halletmiş olacaksınız.


Hayırlara vesile olan yazılar yazı dizim burada sona eriyor.
Almanya'ya gidebilmek için ucuza pasaport çıkarmak istiyorsanız buraya
Almanya'da kaliteli müzik dinlemek istiyorsanız buraya
Veya Schengen vizesi çıkarmak hakkında detaylı bilgi almak ya da Almanya'da gezilebilecek yerleri görmek istiyorsanız Büşra'ya yönlenmelisiniz.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.

Başbaşş...

02 Temmuz 2015

Almanya Gezimiz için Müzik Listesi

Selam dostlar. Enderinmekanı'na hoşgeldiniz :')

Yazmayı bırakalı o kadar çok oldu ki nereden başlasam bilmiyorum. 2015 yılında hiç yazı yazmamış olmam (Doğum günüm hariç) aklımı kemirip duruyordu ben de geri dönmeye karar verdim. (Yüzüklerin Efendisi - Kralın Dönüşü mode : on)

Like this
Sanırım o beyaz-sarı tema içime sinmemişti. (Bahaneye gel)

Aslında o temayı seçerken sitenin şu anki teması da aklımın bir köşesindeydi zaten. O zamanlar indirip bilgisayarımda saklamıştım bu temayı. Şimdi bakıyorum da iyi ki yapmışım çok tatlı bir temam oldu, çok basit ve detaysız. Tam istediğim gibi :)

Not : Tema daha tam oturmadı. Loading...

Şu yaklaşık 6 aylık dönemden aklıma ilk gelenleri yazmak gerekirse;
Film festivaline katıldım (Büşra ile)
Ordu'ya gittim (Büşra ile)
Eskişehir'e gittim
Mezun oldum (Büşra ile)
Almanya'ya gittim (Büşra ile)
Tam zamanlı olarak işe başladım
Kısacası ne yaptıysam Büşra ile yaptım. O kadar dolu ve eğlenceliydi ki, Büşra beni bloga yazı yazmaktan alıkoydu :/ (İyi ki var.)

Böyle kısa bir giriş yazısıyla da tekrar başladığımı duyurmak istedim.

Bir de Büşra ile Almanya'da dinleriz diye EFSANE bir playlist hazırlamıştık. O playlist gizli kalsın istemedim. Bugün listeyi Youtube'a taşıdım ve sizinle de paylaşmak istedim.

Bazen sakin bazen hareketli, nadiren Türkçe parçalar da barındıran çok güzel bir liste oldu.
Yaklaşık bir haftadır aralıksız, şarkı dinleyeceğim zaman bu listeden dinliyorum.


Şimdilik, Başbaş..

22 Ocak 2015

Görmemişin Doğum Günü

Bir Ender klasiği olarak "Selam!"
Özel anlarını anlatmaktan, bunları dillendirmekten geri duran bir insan olarak bugün bir istisna yapacağım.
Çünkü benim için blog bir anlamda da; herkese açık yazılabilecek bir günlük.
Aslında benimkisi daha çok aylık :/

Biraz geç yazılmış bir yazı olacak tabi ama;
Bu sene, en özellerindendi doğum günlerimin.

Doğum günüm tam 00.00 da başladı. (Haliyle)
Çok tatlı mesajlar aldım.
Emre facebooktan kutlayan ilk kişi olmak için özel çaba sarf etti mesela ;)
Ama tabi asıl bahsetmek istediğim canlı kanlı bir kutlama.
Saat tam 12yi görmeden bir telefon geldi.
Arayan ilkokuldan arkadaşım Fatih.
Başka bir ilkokuldan dostumuz Bircan'ın karaya çıktığını söyledi. Tabi Bircan'ın gemici olduğunu da belirteyim ki bir önceki cümlem anlam kazansın.
(Bircan'ın karaya ayak basmasının doğum günüme denk gelmesi tamamen şans bu arada)
Arkadaş grubumuzun bir diğer üyesi de Mesut. O da Erasmus için Almanya'daydı. Yakın zamanda dönmüştü ve henüz görüşmemiştik.
Kısacası Bircan geldi bahanesiyle çağırıldım ve yaklaşık 4 saat goygoy yaptık :D

Bu 4 saatten en çok aklıma kazınanlar;
-Bulgaristan gofretlerinin çok güzel olduğu (Bircan'ın gemide yerim diye stok yaptığı gofretleri bitirdik :/)
-Bir bilgisayar oyunu olarak NBA'yi o kadar da kötü oynamadığım ;)

Fatih'in evi (İnternet kafe :/)


18 Ocak 2015

Kendime Doğum Günü Hediyesi

Selam,
Bu yazının iki özelliği var.
Birincisi yeni yılın ilk yazısı olacak olması,
İkincisi de ilk doğum günü yazım olacak olması.

Bu sene kendime hediye olarak bu yazıyı yazıyorum, kısa bir yazı olacak gönül dostları :D

Capricorn Ruless

















Öncelikle yeni yılın ilk postunu atmadan önce, güzel olmasına rağmen her yerde karşınıza çıkan temamı değiştirecektim.
Fakat doğum günüm hesapta yoktu. :D
Yani bir sonraki yazımı, yeni temamın eşliğinde yazıyor olacağım inşallah. (olmadı)

İkinci olarak yeni yılda yeni bir yazı dizisine başlayıp blogun kişisel olmasının yanı sıra işe yarar bir şeyler yapıyor olmasını da sağlamak istiyorum.
Konuyu belirledim bile, yakında güzel şeyler olacak burada.

Yeni yazı dizisinin haberini verdikten sonra bu yazıların konusunu sürpriz olarak şöyle köşeye koyayım madem..

En son yılbaşını -alışılmışın dışında- sevdiklerimle geçirememiştim.
Şimdi de doğum günüm "en sevdiğim" ile geçmeyecek.
Lakin aklımdayken, yanımda ol'a'masa da olur.

Doğum günlerimde gösterişli kutlamalara, ilgi ve alakaya çokça şahit olmuş biri olarak aslında bunları sevmediğimi de söyleyeyim. (Selam süper ego)
İnsanların sıcak bir kutlamada bulunması yeterince tatlı zaten. Şahsen ben genelde öyle yapıyorum siz de yapın :D

19 Ocak 93 soğuğunda doğmuş ve hep soğuk olmuşum.
Yarışmış ama yenilmemişim.
Konuşmuş ama anlaşılmamışım.

Kendimi hep böyle tanımlarım, yine kendime. Oğlak burcu asilliğinde bir yalnızlığım ve herkese uyguladığım duvarlarımla bir senem daha eksildi dünyadan.
Matematiksel olarak şu kadar zamanım kaldı: Tüm zamanım - (Geçen zaman + 1)

Kısaca biraz az kalmış. Daha çok eylenmeliyim :D

Doğum günleri bir çok kişi için sadece doğum günüdür, kalan çok kişi için de yaşlanmaktır.
Fakat doğum gününün benim için anlamı çok daha farklı.

Her doğum günü bir yaş daha tecrübelenmek,
yüzde bir çizgi daha,
saçta bir beyaz daha.

Ve tabi bugün doğarak Oğlak burçlarına dahil olmuş olmanın haklı gururunu da yaşıyorum.

Bir ara İdeal kız tipi başlıklı bir yazı yazmıştım.
Bulundu demeyi atlamışım..
BULUNDU :D

Son olarak bir türlü kapatamadığım facebookumu da bugün kapatmaya karar verdim.
Elveda facebook geyikleri :/

Bu arada küçük Ender ile tanışmış mıydınız?
Ben de tanışmadım.
When I was young :/