tag:blogger.com,1999:blog-55697545890165795652024-03-13T03:00:51.667+03:00enderinmekanienderinmekanı'na hoş geldiniz. sanırım bir kaçınız ayakta kalacak..Ender Kayahttp://www.blogger.com/profile/16076974893297657918noreply@blogger.comBlogger32125tag:blogger.com,1999:blog-5569754589016579565.post-20713329306225331372015-09-22T20:51:00.004+03:002015-09-22T22:40:39.089+03:00Kurban Bayramı ve Hayvan HaklarıSelam!<br />
enderinmekani'ndan uzun bir süre sonra tekrar selam veriyor olmak güzel. Neden böyle oldu bilmiyorum ama blog yazmadığım zamanlarda başka aktiviteler de yapmadım aslında. Bir kaç boyama, biraz film o kadar. (Tabi bu yaz çok gezmiş olmamı saymıyorum) İşler yoğun geçtiği için buralara uğrayamadım ve pek yazacak bir şey de bulamadım açıkcası.<br />
<br />
Hayvan Hakları gönüllüsü olarak ve bu konuda çeşitli aktivitelerde bulunmuş biri olarak (Haytap adına çeşitli semtlerde broşür asmak, YTÜ Hayvan Hakları Kulubü'nde aktif görev almak ve bireysel faaliyetlerde bulunmak vb.) bu konuda yazmam gereken şeyler olduğunu düşündüm.<br />
<br />
Öncelikle! Her Hayvan Hakları savunucusu ılımlı değildir ve hatta bulunduğum aktivitelerde de gördüm ki ortalık "Panter Emel" dolu. Her Kurban Bayramı bu kadar duyar kasan insanın ortaya çıkmasının ve sizlere -<i>en önemlisi dininize</i>- hakaretler savurmasının sebebi budur.<br />
İnsanlar düşüncelerine saygı beklerken büyük bir iştahla karşıt düşüncelere saldırırlar çünkü.<br />
Ehem. Neyse bu aşırıya kaçan grubu bir kenara bırakarak, "ılımlı hayvan severlerin" ideal olan Kurban Bayramı hakkındaki düşüncelerinden, taleplerinden bahsetmek istiyorum.<br />
<b><br /></b>
<b>Hayvan severler ne isterler?</b><br />
<br />
<b>1. </b>Hayvan severler (hayvan hakları savunucuları, gönüllüler, her ne derseniz) hayvanlar acı çekmesin isterler. Yani hayvanların kesilmesi gerekiyorsa, bu eylemin acısız bir şekilde ve sadece ihtiyacımız olduğu kadar hayvanın üzerinde gerçekleştirilmesini isterler. (Örneğin; besin ihtiyacını karşılamak amacıyla bir hayvanı uyuşturarak öldürmek)<br />
Bu konuda itiraz eden, hayır efendim hiçbir şekilde öldüremezsiniz diyen hayvan severler size sürekli tacizde bulunursa "canın cehenneme" diyebilirsiniz. Çünkü <b>Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi</b> şöyle der;<br />
<i>Hiçbir hayvana kötü davranılamaz, acımasız ve zalimce eylem yapılamaz. Bir hayvanın öldürülmesi zorunlu olursa, bu bir anda, acı çektirmeden ve korkutmadan yapılmalıdır.</i><br />
Yani; Kurbanlarınızı LÜTFEN dini usullere uygun kesiniz. Ve dini usullerin neler olduğunu <b>kaynağından</b> öğreniniz. (Dini usullerde hiçbir sakınca yoktur!)<br />
<br />
<b>2.</b> Hayvan severler hayvanlara yapılan; keyfi zarar verme, şiddet uygulama, öldürme gibi eylemlerin yayınlanmamasını, topluma servis edilmemesini ve bu eylemi yapanların cezalandırılmalarını isterler.<br />
Ülkemizde, yukarıda saydığım eylemler kabahatler kanununa tabidir ve bu eylemlerden dolayı alacağınız ceza <b>sadece</b> düşük bir para cezasıdır.<br />
İnsanlar sürü psikolojisiyle hareket ederek birbirlerinden etkilenirler. Bir hayvanın derisi için öldürülmesi gibi sebepler paraya tapan insanları harekete geçirecektir ve bir kişinin başlattığı bu eylem toplumsal bir yozlaşmayı beraberinde getirecektir.<br />
Ayrıca küçük yaşta bu görüntüleri izleyen çocuklar kan ve şiddet ile büyüyerek bu durumu normalleştirecektir. Üstelik hayvan sevgisi diye bir terimin varlığından habersiz büyüyeceklerdir.<br />
Yani; Kurbanlarınızı topluma açık yerlerde, evlerin-sokakların arasında, çocuklara yakın yerlerde değil, belediyelerin tesis ettikleri yerlerde (Belediye yanlış bir yer tesis ettiyse bir zahmet başka bir yerde) kesin. Ayrıca bu kesimler esnasında çocuklarınızı yanınıza alıp bir de alınlarına kan sürerek <i>huahahaha </i>diye gülmeyin. (Çünkü komik değil.)<br />
<br />
<b>3. </b>Hayvan severler yabani hayvanların doğal ortamlarında, evcilleşebilen hayvanların ise doğal koşullarında (türüne özgü yerlerde ve türüne özgü besinlerle) yaşamalarını isterler.<br />
Örneğin; Bazı büyük zincir restaurantlar hamburger, tavukburger vb. üretiminde hayvanları daima kapalı bir alanda tutarak, sürekli ve sürekli hormonlu besinlerle hayvanları şişirerek daha fazla kâr sağlamayı amaçlamaktadırlar.<br />
Yani; Kurbanlık hayvanlar için de bu tarz işlemler yapılarak hayvanların daha besili görünmesi amaçlanmaktadır. Bu tarz yerlerden/insanlardan kurbanlık alıp sevaba girmeyi ummak yerine köylerden, doğal yaşam alanlarından kurbanlıklarınızı temin edin.<br />
<br />
Unutmayın ki araştırmadan, kolaya kaçarak yapılan bir iş hayır getirmeyecektir.<br />
<br />
Bu yazı hem Kurban Bayramında Hayvanlara yapılan yanlışları ve hem de Hayvan Hakları Savunucularının bildiklerini sandıkları yanlışları kapsamaktadır.<br />
Hayvan Hakları konusunda Kurban Bayramıyla yeterli kalmayıp daha detaylı bilgi almak istiyorsanız gayet kısa olan <a href="https://tr.wikipedia.org/wiki/Hayvan_Haklar%C4%B1_Evrensel_Beyannamesi" target="_blank">Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi</a> ile bilinçlenmeye başlayabilirsiniz.<br />
<br />
<div style="text-align: center;">
Son olarak;</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiRuI3QcZ17RWhfwTne6uiU-zygK2gAbVhOFuV4CC9XJDg3GDYb6bzbFFbo2aTxWoZEYftEmJPeHvlItHI9oJf1MO1-hTCNPtk2xVqjT_k81_Q0fd6lto-blWZGS8u51RH_dKpt3ZfWmCNk/s1600/7d9b624138a10f710a25ca53adef2b95.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="314" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiRuI3QcZ17RWhfwTne6uiU-zygK2gAbVhOFuV4CC9XJDg3GDYb6bzbFFbo2aTxWoZEYftEmJPeHvlItHI9oJf1MO1-hTCNPtk2xVqjT_k81_Q0fd6lto-blWZGS8u51RH_dKpt3ZfWmCNk/s320/7d9b624138a10f710a25ca53adef2b95.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Eid Mubarak... :)</div>
<br />
<br />Enderhttp://www.blogger.com/profile/08898107568172771414noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5569754589016579565.post-38876139256317734332015-07-12T16:56:00.001+03:002015-07-12T17:46:10.872+03:00Yurtdışına Çıkacaklar için Mobil UygulamalarSelam!<br />
Tadı hala damağımda olan, büyük özlemle ve hayranlıkla adını anmaya devam ettiğim Almanya tatilimin henüz hala etkisindeyken bir amme hizmeti olarak bu yazıyı yazmaya karar verdim.<br />
<br />
Yazının asıl başlığı; <i>Almanya'da hayatta kalma rehberi</i><br />
<i><br /></i>
Öncelikle belirteyim uygulamalar Almanya gezim sırasında test edilmiş ve işe yaradıkları tarafımca onaylanmıştır.<br />
İkinci olarak Almanya tatili benim <u>ilk yurtdışı tatilimdi</u> ve dil seviyem bile yeterli değildi yurtdışında hayatta kalmak için :D<br />
Gerçi insanlarla konuştukça belli bir özgüven kazanıyorsunuz fakat yine de kendi işinizi kendiniz halletmek zorunda kaldığınız veya daha ekonomik davranmak zorunda kalacağınız pek çok zaman olacaktır.<br />
<br />
Aşağıda yurtdışında çıkmadan önce indirdiğim uygulamaları görüyorsunuz. Aslında yaklaşık bunun 3 katı kadar uygulama indirmiştim fakat henüz İstanbuldayken yaptığım testlerde çoğu uygulama vasat çıktı.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiWKPTmyaNaRlZwGQXZ55oNQNq-HEJlLVUpDNbS-cuQoj0B6AeACzR0-wFXNxPvRAFTMKOSI-PDYyJ5M2jZ5aU7z8OQCpNbKP6F6L_24UCCF78O_NZFZofM3xgt1qqTBEyBfck6UBTJKVp/s1600/o1.PNG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiWKPTmyaNaRlZwGQXZ55oNQNq-HEJlLVUpDNbS-cuQoj0B6AeACzR0-wFXNxPvRAFTMKOSI-PDYyJ5M2jZ5aU7z8OQCpNbKP6F6L_24UCCF78O_NZFZofM3xgt1qqTBEyBfck6UBTJKVp/s320/o1.PNG" width="179" /></a></div>
<br />
<b>OFFLINE HARİTA UYGULAMALARI</b><br />
Eğer internet olanağınız var ise zaten sizden iyisi yok. Fakat yurtdışında interneti olmayacaklar için özellikle offline harita uygulamaları çok kullanışlı oluyor. Bu konuda imdadınıza yetişen iki uygulama var.<br />
Birincisi <b>CityMaps2Go </b>ki aralarından en sevdiğim uygulama sanırım bu oldu.<br />
<br />
<b>1.CityMaps2Go</b><br />
Uygulama size detaylı bir offline map sunuyor. Yani internetiniz yokken de kullanabileceğiniz bir harita. Bu uygulamayı diğerlerinden ayıran en önemli özellik sokak sokak hatta kapı numarasına kadar gösterebilmesi. Bir de GPS üzerinden çektiği veri sayesinde anlık olarak nerede olduğunuzu da <i>-çok ufak yanılma payıyla-</i> gösterebiliyor.<br />
Uygulamanın çalışma mantığı ise şu şekilde işliyor; Size paket olarak sunulan şehirlerden, gideceğiniz yerleri henüz gitmeden önce uygulama içerisinden indiriyorsunuz. İndirdikten sonra zaten o şehir sol menüye eklenmiş oluyor. Menüden o şehire tıkladığınızda ise o şehrin haritası açılıyor. Haritanın sadece şehri kapsadığını belirtelim. Eğer şehrin dışına çıkarsanız kendinizi göremezsiniz :) Sağ üstte bulunan dünya ikonuna tıkladığınızda ise uygulamanın size rehberlik özelliği sunduğunu da görüyorsunuz. Şehrin önemli yerlerinin fotoğrafları, oteller, etkinlikler, turlar ve o şehre ait en popüler yerler detaylı bir şekilde listeleniyor. Üstelik bu kısım da internete gerek duymaksızın çalışıyor.<br />
Son olarak uygulamada çok fazla <b>şehir pakedi </b>bulunduğunu belirtelim. Yani çok fazla popüleritesi olmayan şehirleri detayları ile bulabilirsiniz. Türkiye de uygulamada yer alıyor. Üstelik sadece İstanbul değil, Diyarbakır gibi, Ordu gibi turistler tarafından daha az bilinen yerleri de bulmak mümkün.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh_qgt9gUX-tMT2F4X86HEeK3pjQukhj37kKewKBxCcZ8mvE1NDLH-o2_RqrDdTj2xiyaH5nDOgkHh3V0Pl4fVXEzJeJ3h5FEpg7xNWdlMFOCku26eTXXYu9grNkwoy4yYXlH7A2iGJSFXu/s1600/o2.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="142" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh_qgt9gUX-tMT2F4X86HEeK3pjQukhj37kKewKBxCcZ8mvE1NDLH-o2_RqrDdTj2xiyaH5nDOgkHh3V0Pl4fVXEzJeJ3h5FEpg7xNWdlMFOCku26eTXXYu9grNkwoy4yYXlH7A2iGJSFXu/s320/o2.png" width="320" /></a></div>
<br />
İkinci uygulama ise CityMaps2Go'ya çok benzeyen<b> Triposo.</b><br />
<b><br /></b>
<b>2.Triposo</b><br />
Triposo'nun çalışma mantığı da aynı. Şehirler paketler olarak sunulmuş vaziyette ve daha sonra kullanmak için seyahatinizin öncesinde şehirleri telefonunuza indiriyorsunuz.<br />
İki adet benzer uygulama olunca kıyaslama yapmamak olmaz tabi.<br />
Triposo'nun Artı yanları şöyleydi;<br />
Şehir paketlerinin dışında eyalet paketleri de mevcut. Yani tek bir şehiri indirmek yerine bütün eyaleti indirip işinizi daha kolay halledebilirsiniz. Tabi eyalet paketi indirdiğinizde şehirlerin bazı ayrıntılarını kaçıracağınızı unutmayın.<br />
CityMaps2Go'ya göre daha şık bir tasarımı var. CityMaps2Go daha basit ve hızlı çözüm üreten bir uygulama. Triposo ise daha göze hoş gelen bir tasarıma ve detaylara sahip.<br />
Triposonun diğer bir artısı ise <b>rehberlik yönü</b>nün çok daha kuvvetli olması.<br />
Örneğin Yerel saati, kur farkını ve haftalık hava durumunu uygulama içerisinden öğrenebilirsiniz.<br />
Gezilecek yerleri, yeme & içme mekanlarını, gece hayatını, otelleri, günlük gezileri (komşu şehirlere yapılabilinecek geziler vb.), etkinlikleri ve kültür turlarını takip edebilirsiniz.<br />
Daha çok sağlık ve bakımla ilgileniyorsanız; spadan-kozmetiğe bir çok yeri içinde bulunduran Wellness menüsü tam sizin için. Yürüyüş turları (City Walks) da sağlığınız için etkili tavsiyeler barındırıyor olabilir.<br />
Bunların dışında banka, durak, market, park yeri gibi yerlerin de çok ayrıntılı yer aldığı <b>Practicalities</b> menüsü mevcut.<br />
<br />
Triposonun saymakla bitmeyen özelliklerini en iyisi indirip keşfedin. Ben son olarak <b>sözlüğünden </b>bahsedeceğim.<br />
Tam bir sözlükten ziyade bir <b>phrasebook </b>yani kalıplar sözlüğü olarak adlandırabiliriz. Günlük aktivitelerinizde (Örneğin; sipariş vermek, alışveriş yapmak) kullanabileceğiniz kelimeleri, cümleleri, kalıpları <b>İngilizce-Almanca</b> şeklinde size sunan bir veritabanına da sahip uygulama. (Türkçe olmadığını belirtelim.)<br />
<br />
Triposonun gördüğüm tek eksi yanı ise şuydu;<br />
Ben Almanya'dayken kullandığımda sokakları göstermediğini fark ettim. Yani belli bazı yerlerdeki sokaklar mevcut tabi fakat daha şehrin uç noktalarına gitmeniz gerektiğinde yetersiz kalabiliyor.<br />
Bu eksisinin dışında CityMaps2Go'da bulunan her özellik (GPS gibi) bu uygulamada da var.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjQS6y29tqiFbWaC6p_CNZrFZyqe923CWsqCuERhVOe-agAHQW-63LxWnBXJyftKzxn-0A5VBWUPahJWzfGEYZZimnPTeitCO0vupF6sFKQKRbq7fPbLvvIoQeV0NliidNmec-Fim5k8-bJ/s1600/o3.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="95" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjQS6y29tqiFbWaC6p_CNZrFZyqe923CWsqCuERhVOe-agAHQW-63LxWnBXJyftKzxn-0A5VBWUPahJWzfGEYZZimnPTeitCO0vupF6sFKQKRbq7fPbLvvIoQeV0NliidNmec-Fim5k8-bJ/s320/o3.png" width="320" /></a></div>
<br />
Not : Triposo daha güzel bir uygulama fakat ben yine de CityMaps2Go'yu çok daha sık kullandım. Kolay olması ve ihtiyaçlarımı karşılayacak yeterliliğe sahip olması bu seçimimde etkili oldu.<br />
<br />
<b>SÖZLÜK UYGULAMALARI</b><br />
Öncelikle belirteyim yurtdışında çok fazla sözlük kullanmıyorsunuz. Çünkü ikili diyaloglarda <i>dur bir dakika bekleteyim sözlüğe bakıp cevap vereyim</i> deme ihtimaliniz yok. En fazla bir arkadaşınız yanınızdaysa o diyalog kurarken siz sözlük kullanabilirsiniz. (thx <a href="http://www.busrakkus.com/" target="_blank">Büşra</a>)<br />
Bunun dışında alışverişe gittiğinizde sözlük kullanılabilir. Örneğin; Biz Büşra ile çikolata alışverişi yaparken domuz eti var mı diye içindekilere bakabilmek için sözlük kullanmıştık.<br />
<br />
<b>1.Dictionary</b><br />
Bravolol şirketi tarafından sunulan bu uygulama aslında çok pratik değil. Fakat işinizi göreceğini düşünüyorum.<br />
Uygulama basit olması ve <b>offline </b>çalışabilmesi yönünden faydalı bir uygulama ve bu yönüyle bulabildiğim en iyi uygulama buydu.<br />
Ama eksileri de çok fazla ne yazık ki;<br />
Sadece kelime bazında çeviri yapıyor.<br />
Çok fazla kelimeye sahip değil. (2000lerin başında her bilgisayarın vazgeçilmezi bir <b>MoonStar </b>sözlük vardı. Onun gibi de düşünmeyin çok daha fazla kelime var.)<br />
Son eksisi ise direk Türkçe-Almanca çeviri yapan bir uygulaması olmamasıydı. Bu yüzden Türkçe-İngilizce ve İngilizce-Almanca sözlükleri ayrı ayrı indirdim. Belki ileride Türkçe'den diğer dillere direk çeviri imkanı veren bir uygulama yazmış olurlar çünkü sadece sözlük konusunda uygulama geliştiren bir firma <b>Bravolol</b>.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjV3P9pPr71ccnk4hEql4fpJLNxn7DWHYIEr3QTR1kMbZEVvGteklC3yuZPPZQK_8ca8Tsr93vjB05URkla8_OydgniSZzzmUZvUVAytWmBimYX9WVtwNWo11OEfJdX_FAYFEq22H5Qvkcw/s1600/o4.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="284" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjV3P9pPr71ccnk4hEql4fpJLNxn7DWHYIEr3QTR1kMbZEVvGteklC3yuZPPZQK_8ca8Tsr93vjB05URkla8_OydgniSZzzmUZvUVAytWmBimYX9WVtwNWo11OEfJdX_FAYFEq22H5Qvkcw/s320/o4.png" width="320" /></a></div>
<br />
<b>2.Google Translate</b><br />
Kim ne derse desin, benim görüşüm Translate'in çevirileri kadar iyi çeviri yapan uygulama henüz yok. Bir kere direk cümle çevirisi yapabiliyor ve alternatifler sunabiliyor. Seslendirmesi de cabası. Fakat ne yazık ki Google Translate bir offline sözlük uygulaması değil. Yani internete ihtiyaç duyuyor. (Şimdilik)<br />
<i>Şimdilik diyorum çünkü Google tarafından Translate'in Androidler için offline versiyonun çıkacağı açıklandı.</i><br />
<i><br /></i>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<i><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjQ3rGlEDjiZ5IfQFtlnfLmm5mwMlOa_e91XfTUVrGTZlznDIbLm91ZYne9md-WPkLn9frV_j8LT7j1bv1YusfzjLzbtMy72NJTR5AfUlSSDwYoLe6N0ThKhqsfCOhTQAbu-IivlaiUTUGM/s1600/o5.PNG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjQ3rGlEDjiZ5IfQFtlnfLmm5mwMlOa_e91XfTUVrGTZlznDIbLm91ZYne9md-WPkLn9frV_j8LT7j1bv1YusfzjLzbtMy72NJTR5AfUlSSDwYoLe6N0ThKhqsfCOhTQAbu-IivlaiUTUGM/s320/o5.PNG" width="179" /></a></i></div>
<br />
<br />
<b>UCUZ SEYAHAT UYGULAMALARI</b><br />
Kur farkından dolayı özellikle Avrupa'da fakir gibi ortalıkta dolaştığımız hepinizin bildiği bir gerçek. Avrupa metro ağı çok gelişmiş ve turnike sistemi olmadığı (Almanya'da) için trenlere bedava binmek ve diğer ihtiyaçlarınızı otostopla karşılamak istiyorsanız saygı duyarım fakat ben öyle yapmadım.<br />
Şehir içinde tren veya otobüs kullanmanız gerekiyor. Eğer bu taşıtları ucuza getirmek istiyorsanız günlük, haftalık ve aylık bilet gibi imkanlar mevcut. Ben daha çok şehirler ve ülkeler arası ulaşımlarınız için faydalı olabilecek iki uygulamadan bahsedeceğim.<br />
<br />
<b>1.SkyScanner</b><br />
Hala bilmeyen varsa ayıp ediyor. Bu uygulama her yerden her yere ucuza uçak bileti almanın en kolay yolu. Dünya üzerindeki yüzlerce firmanın, yüzlerce sitenin bilet fiyatlarını size sunan bu uygulama sayesinde Almanya'ya Gidiş-Dönüş (Aktarmasız) <b>270 TL</b> gibi komik bir ücret ödedim. (Evet Turkish Liras bitches)<br />
Ve bunun için sürekli takip etmeye de gerek yok. Uygun tarihleri seçtiğinizde ve biletinizi 1-2 ay önce aldığınızda benden daha ucuza bile gidebilirsiniz.<br />
Örneğin; Örnek resimde de görebileceğiniz gibi sadece 1 ay öncesinden 260 TL'ye Berlin'e gidiş dönüş bilet buldum. (<i>Aktarmalı</i>)<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjIbCWujgQcgMsc7lfOBHFuHf90HLobfl0NLkhnt-IcW0qBR5HnKly8ZFXvgigWn5bscROp3h3d3NmyQoPwPuTRB6CjZNC7wDayow3lFgrDAL5B2YnFyKFKcgNF8kGnfZBc-SLwzWlxn01M/s1600/o6.PNG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="95" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjIbCWujgQcgMsc7lfOBHFuHf90HLobfl0NLkhnt-IcW0qBR5HnKly8ZFXvgigWn5bscROp3h3d3NmyQoPwPuTRB6CjZNC7wDayow3lFgrDAL5B2YnFyKFKcgNF8kGnfZBc-SLwzWlxn01M/s320/o6.PNG" width="320" /></a></div>
<br />
<b>2.Megabus</b><br />
Eğer ABD için konuşuyorsak Megabusun mobil uygulaması mevcut fakat Avrupa için <i>şimdilik</i> sadece internet sitesi üzerinden bilet alabiliyorsunuz. (uk.megabus.com) Megabusu kısaca açıklamak gerekirse Avrupa'nın çoğu şehrini kapsayan bir otobüs firması ağı. Lakin diğer otobüs firmalarından o kadar farklı ki insanın ağlayası geliyor.<br />
Farkları şöyle;<br />
Megabus ile <b>1€</b> ya "aynı gün ödeme yapıp" yolculuk yapabilirsiniz. Daha önce -<i>benim gibi</i>- yurtdışına gitmeyenler için bir şey ifade etmiyor olabilir belki fakat Avrupa'da ulaşım gerçekten pahalı. Şimdi vereceğim örnek daha da netleştirecektir durumu;<br />
Ben 1€ ya Nurnberg'den Berlin'e gittim. Yani 1€ ya (~3 TL) yaklaşık 6 saatlik yol gittim. Bu fiyatlar Türkiye'de bile yok!<br />
Üstelik otobüsler iki katlı, konforlu, ücretsiz interneti, tuvaleti ve prizleri olan otobüsler. (Priz önemli çünkü Avrupa'da telefonu dışarıda şarj ettirmek gibi bir kültür de oturmamış) Ayrıca otobüs kalabalık olmadığı için kişi başına 2-4 koltuk düşebiliyor. (Tabi ki ayakta gitmiyorsun manyak mısın) :D<br />
<br />
Neden bu kadar ucuz olduğunu inanın çözemedim. Muhtemelen oksijenle çalışan otobüsleri var ya da gece seyahat ettiğiniz için böyle oluyor. Fakat gerçekten ucuz ve hem ben hem de gidilen bölgenin yerel halkı adını bilmiyor olsa da çok yaygın.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjrhLu9kcDmGLz4kgTdXf9nU4R1R6cH0wxfiLKY6t89Q3LH5PCkCd1wjhi1sSuNg8ixEfG1oLs8EFJ84k1a-QCsCFZJd5EnSC4uSeDO26mL6qlLzZXDGfV9NgNRqqll3CPY5o5VOCmtZPuf/s1600/o7.PNG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="189" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjrhLu9kcDmGLz4kgTdXf9nU4R1R6cH0wxfiLKY6t89Q3LH5PCkCd1wjhi1sSuNg8ixEfG1oLs8EFJ84k1a-QCsCFZJd5EnSC4uSeDO26mL6qlLzZXDGfV9NgNRqqll3CPY5o5VOCmtZPuf/s320/o7.PNG" width="320" /></a></div>
<br />
Not : Bu tarz başka otobüs firmaları da mevcut. En ünlüsü, ucuzu ve imkanı yüksek olanı Megabus.<br />
<br />
<b>3.Blablacar</b><br />
Blablacar Türkiye'de de yayılmaya çalışan bir uygulama. Uygulamayı kısaca anlatmak gerekirse; Herhangi bir sebeple "<b>kişisel araçlarıyla</b>" bir yerden bir yere giden insanlar tek gitmemek, benzin parasını ucuza getirmek ve benzeri sebepler ile blablacar da ilan açıyorlar. Siz de; açılan ilan, sizin gideceğiniz yere ve tarihlerinize uyuyorsa şoför ile iletişime geçip anlaşıyorsunuz. Fiyatlar tren fiyatlarına göre <b>en az yarı yarıya</b> daha ucuz oluyor ve hiç tanımadığınız biriyle muhabbet etme olanağı buluyorsunuz. (Örneğin; Biz hem şoförle hem de bizim gibi blablacar kullanmak isteyen genç bir Alman kızla eğlenceli bir yolculuk geçirdik.) Bir kere kullanma fırsatı buldum bu uygulamayı ve de <b>güvenilir</b> buluyorum. Çünkü şoförün seyahat adedi, yorumlar, verilen puanlar gibi bilgiler de uygulama da yer alıyor.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjB9xf7Xdw5uC-cyPjztK6cso05OvUEeqgjTBfOnIgpG7TSYg_lqfHIRy-MDQbzR3n9dYCWqKmclIOlRelzxzwi58W-ORSyxJAEZ-GaR6_KG_3H9L8VcPuv8KAd0P5CLC4klUeL8T2jeJGq/s1600/o8.PNG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="142" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjB9xf7Xdw5uC-cyPjztK6cso05OvUEeqgjTBfOnIgpG7TSYg_lqfHIRy-MDQbzR3n9dYCWqKmclIOlRelzxzwi58W-ORSyxJAEZ-GaR6_KG_3H9L8VcPuv8KAd0P5CLC4klUeL8T2jeJGq/s320/o8.PNG" width="320" /></a></div>
<br />
Ve güzelim huzur dolu tatil bu uygulamalar eşliğinde sona erdi...<br />
<br />
<b>DİĞER UYGULAMALAR</b><br />
<b><br /></b>
<b>1.Konaklama</b><br />
Eğer ucuza konaklama gibi bir düşünceniz var ise <b>Booking.com</b> dan ucuz otellere bakabilir veya tıpkı Blablacar'da olduğu gibi insanlarla iletişime geçip evlerinde kalabileceğiniz <b>Couchsurfing.com</b> uygulamasını kullanabilirsiniz.<br />
Ben arkadaşımda kaldığım için konaklama yeri aramak durumunda kalmadım tabi.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi3X5DygE0y-47spMQt9eKFaeQ9fOlcfgssjr_5KsMXRvIYfaReo_moD4B8rQdzUhER3VYkgAgMFhDCHBmf7OhlR3gQDoYVt5gHih2RGuwfmuCm1WAIzhYrP0I2BF8zfvq6LNXC1dKdLw1a/s1600/o10.PNG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="284" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi3X5DygE0y-47spMQt9eKFaeQ9fOlcfgssjr_5KsMXRvIYfaReo_moD4B8rQdzUhER3VYkgAgMFhDCHBmf7OhlR3gQDoYVt5gHih2RGuwfmuCm1WAIzhYrP0I2BF8zfvq6LNXC1dKdLw1a/s320/o10.PNG" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
<b>2.Ücretsiz İnternet</b><br />
Almanya'da (Ve sanırım çoğu Avrupa ülkesinde) ücretsiz internet kavramı çok gelişmemiş. Starbucks ve Apple Store dışında hiçbir kafede, dükkanda veya restaurantta şifresiz wifi dağıtan işletme görmedim. Çoğu mekanın zaten müşteriler kullansın diye koydukları şifreli bir internet hizmeti dahi yok. Sadece kendi işlerini görüyorlar wireless üzerinden. (Türk dönercileri dahildir.)<br />
Bu yüzden eğer bedava internet arıyorsanız sık sık çevredeki wifi isimlerini kontrol edin derim. "<b>30 Min Free Wifi</b>" adı altında hızlı internete sahip şifresiz bağlantılar olabiliyor. Veya otellerin internetlerine bağlanıp bir form doldurarak internete bağlanabilirsiniz.<br />
Bunların dışında bu işi kolaylaştıran 1-2 uygulama var. Harita üzerinden size şifreli internetleri (şifreleri ile birlikte) ve şifresiz internetleri gösteren uygulamalardan bahsediyorum. Bunlardan biri <b>Wifi Map</b> adlı uygulama. Uygulamaya şifre bilgileri kullanıcılar tarafından gönderiliyor. Yani bilgiler herhangi bir değişiklikte sürekli güncelleniyor. Sorun şu ki uygulama çalışmak için internete ihtiyaç duyuyor. Fakat eğer <i>12.99 TL</i> karşılığında ücretli versiyonunu alırsanız (<b>Wifi Map Pro</b>) bu sorunu da halletmiş olacaksınız.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjV9Cee6MyPA3-I9TDWR92no_A4JudQRZVSdLAGhmvAV4g9E5N2kxEjKqWWRRFmF5-LtU9age8ByfgS47mCH1eopz6mmfyS0hbYoOc0s8hrqGM8bP8yQn01Wk13IHY7flL9qnHgUAMjCIB5/s1600/o9.PNG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="142" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjV9Cee6MyPA3-I9TDWR92no_A4JudQRZVSdLAGhmvAV4g9E5N2kxEjKqWWRRFmF5-LtU9age8ByfgS47mCH1eopz6mmfyS0hbYoOc0s8hrqGM8bP8yQn01Wk13IHY7flL9qnHgUAMjCIB5/s320/o9.PNG" width="320" /></a></div>
<br />
<i>Hayırlara vesile olan yazılar</i> yazı dizim burada sona eriyor.<br />
Almanya'ya gidebilmek için ucuza pasaport çıkarmak istiyorsanız <a href="http://enderinmekani.blogspot.com.tr/2014/10/pasaport-nasl-bedavaya-ckarlr.html" target="_blank">buraya</a><br />
Almanya'da kaliteli müzik dinlemek istiyorsanız <a href="http://enderinmekani.blogspot.com.tr/2015/07/almanya-muzik-listesi.html" target="_blank">buraya</a><br />
Veya <a href="http://www.busrakkus.com/2015/06/schengen-vizesi-nasil-alinir-almanya.html" target="_blank">Schengen vizesi</a> çıkarmak hakkında detaylı bilgi almak ya da Almanya'da gezilebilecek yerleri görmek istiyorsanız <a href="http://www.busrakkus.com/" target="_blank">Büşra</a>'ya yönlenmelisiniz.<br />
<br />
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.<br />
<br />
Başbaşş...Enderhttp://www.blogger.com/profile/08898107568172771414noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5569754589016579565.post-65808862211513056752015-07-02T22:32:00.000+03:002015-07-12T17:45:30.423+03:00Almanya Gezimiz için Müzik ListesiSelam dostlar. Enderinmekanı'na hoşgeldiniz :')<br />
<br />
Yazmayı bırakalı o kadar çok oldu ki nereden başlasam bilmiyorum. 2015 yılında hiç yazı yazmamış olmam (Doğum günüm hariç) aklımı kemirip duruyordu ben de geri dönmeye karar verdim. (Yüzüklerin Efendisi - Kralın Dönüşü mode : on)<br />
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEinYPilUh2hi1Fiv90MD9jk-r5ARNRZDq63NA7CUSKK-IT7f2H2ywdcQuHnxSkA-yK4umdDdSWpNkHuUsa59QfKQ-T2yGgFgSUJ_4LROblOwd_Z-pmEP5XqIiJNdJRYXTZr5MEUfZE6gOPj/s1600/The_Return_of_the_King_Poster_01.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEinYPilUh2hi1Fiv90MD9jk-r5ARNRZDq63NA7CUSKK-IT7f2H2ywdcQuHnxSkA-yK4umdDdSWpNkHuUsa59QfKQ-T2yGgFgSUJ_4LROblOwd_Z-pmEP5XqIiJNdJRYXTZr5MEUfZE6gOPj/s200/The_Return_of_the_King_Poster_01.jpg" width="135" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Like this</td></tr>
</tbody></table>
<i>Sanırım o beyaz-sarı tema içime sinmemişti. (Bahaneye gel)</i><br />
<i><br /></i>
Aslında o temayı seçerken sitenin şu anki teması da aklımın bir köşesindeydi zaten. O zamanlar indirip bilgisayarımda saklamıştım bu temayı. Şimdi bakıyorum da iyi ki yapmışım çok tatlı bir temam oldu, çok basit ve detaysız. Tam istediğim gibi :)<br />
<br />
Not : Tema daha tam oturmadı. Loading...<br />
<br />
Şu yaklaşık 6 aylık dönemden aklıma ilk gelenleri yazmak gerekirse;<br />
Film festivaline katıldım (Büşra ile)<br />
Ordu'ya gittim (Büşra ile)<br />
Eskişehir'e gittim<br />
Mezun oldum (Büşra ile)<br />
Almanya'ya gittim (Büşra ile)<br />
Tam zamanlı olarak işe başladım<br />
Kısacası ne yaptıysam <a href="http://www.busrakkus.com/" target="_blank">Büşra</a> ile yaptım. O kadar dolu ve eğlenceliydi ki, Büşra beni bloga yazı yazmaktan alıkoydu :/ (İyi ki var.)<br />
<br />
Böyle kısa bir giriş yazısıyla da tekrar başladığımı duyurmak istedim.<br />
<br />
Bir de Büşra ile Almanya'da dinleriz diye EFSANE bir playlist hazırlamıştık. O playlist gizli kalsın istemedim. Bugün listeyi Youtube'a taşıdım ve sizinle de paylaşmak istedim.<br />
<br />
Bazen sakin bazen hareketli, nadiren Türkçe parçalar da barındıran çok güzel bir liste oldu.<br />
Yaklaşık bir haftadır aralıksız, şarkı dinleyeceğim zaman bu listeden dinliyorum.<br />
<br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="https://www.youtube.com/embed/videoseries?list=PLqBuXS7gKSSeuJay9gKO0BlWVL184SI0G" width="560"></iframe><br />
Şimdilik, Başbaş..Enderhttp://www.blogger.com/profile/08898107568172771414noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-5569754589016579565.post-31405508148894014332015-01-22T12:41:00.002+02:002015-07-12T17:45:16.067+03:00Görmemişin Doğum GünüBir Ender klasiği olarak "Selam!"<br />
Özel anlarını anlatmaktan, bunları dillendirmekten geri duran bir insan olarak bugün bir istisna yapacağım.<br />
Çünkü benim için blog bir anlamda da; <b>herkese açık yazılabilecek bir günlük.</b><br />
<i>Aslında benimkisi daha çok aylık :/</i><br />
<br />
Biraz geç yazılmış bir yazı olacak tabi ama;<br />
Bu sene, en özellerindendi doğum günlerimin.<br />
<br />
Doğum günüm tam 00.00 da başladı. (<i>Haliyle</i>)<br />
Çok tatlı mesajlar aldım.<br />
Emre facebooktan kutlayan ilk kişi olmak için özel çaba sarf etti mesela ;)<br />
Ama tabi asıl bahsetmek istediğim canlı kanlı bir kutlama.<br />
Saat tam 12yi görmeden bir telefon geldi.<br />
Arayan <b>ilkokuldan</b> arkadaşım Fatih.<br />
Başka bir ilkokuldan dostumuz Bircan'ın karaya çıktığını söyledi. Tabi Bircan'ın gemici olduğunu da belirteyim ki bir önceki cümlem anlam kazansın.<br />
(Bircan'ın karaya ayak basmasının doğum günüme denk gelmesi tamamen şans bu arada)<br />
Arkadaş grubumuzun bir diğer üyesi de Mesut. O da Erasmus için Almanya'daydı. Yakın zamanda dönmüştü ve henüz görüşmemiştik.<br />
Kısacası Bircan geldi bahanesiyle çağırıldım ve yaklaşık 4 saat goygoy yaptık :D<br />
<br />
Bu 4 saatten en çok aklıma kazınanlar;<br />
-Bulgaristan gofretlerinin çok güzel olduğu (Bircan'ın gemide yerim diye stok yaptığı gofretleri bitirdik :/)<br />
-Bir bilgisayar oyunu olarak NBA'yi o kadar da kötü oynamadığım ;)<br />
<br />
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgR8RBGHerfPq6le-kZnqf2WoDfIChJUckXzEmk7mJuZS6FE9ytXPueJQeTFaw7KRRjRw3JiqC3cW0k0ik9eJHffd8zIwo0iUVMB4ObdXCKpq3j7ZKiWUOuGYVmKN6otAjHe0cHwqaRSgQt/s1600/10937642_10205106876898814_691891943_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgR8RBGHerfPq6le-kZnqf2WoDfIChJUckXzEmk7mJuZS6FE9ytXPueJQeTFaw7KRRjRw3JiqC3cW0k0ik9eJHffd8zIwo0iUVMB4ObdXCKpq3j7ZKiWUOuGYVmKN6otAjHe0cHwqaRSgQt/s1600/10937642_10205106876898814_691891943_n.jpg" width="181" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Fatih'in evi (İnternet kafe :/)</td></tr>
</tbody></table>
<br />
<a name='more'></a>Gece böyle geçince sabah uyanıp şirkete gelmek zor oldu tabi ama başardım :D<br />
Çalışıyordum ve öğlen olmuştu.<br />
Kapı çaldı.<br />
Hain dostum Erencan "kargo geldi herhalde, kapıyı açsana" dedi ve tabi bende bunu yedim :/<br />
Kapıyı açtığımda karşımda Büşra'yı gördüm. ***<br />
Mersin'de olduğunu düşünürken ve doğum günüm ayrı geçecek diye üzülüyorken Büşra şirketi bastı!<br />
Büşra İstanbulda'ydı, <b>bana pasta yapmıştı, atkı örmüştü </b>ve küçük detaylardan çıkardığı bir çok büyük hediye daha.<br />
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhoBQ97BALA55vDxJauGzDO4UhdZkJ34CcV6z3ySVON-uOAJNcrNwcNSuH5g_FHZzODFZ__PMmY4rkIfq4XkQqNJYqTxFxDW9JBIzPfNDa14zc9Iq5eVEPQSnL2lsrMh-TJYmgV4JvX_YmZ/s1600/Untitled-1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><img border="0" height="172" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhoBQ97BALA55vDxJauGzDO4UhdZkJ34CcV6z3ySVON-uOAJNcrNwcNSuH5g_FHZzODFZ__PMmY4rkIfq4XkQqNJYqTxFxDW9JBIzPfNDa14zc9Iq5eVEPQSnL2lsrMh-TJYmgV4JvX_YmZ/s1600/Untitled-1.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small; text-align: start;">Bu konu hakkındaki tweetim</span></td></tr>
</tbody></table>
<br />
1 hafta ayrı kalmış ve o kadar özlem duymuşum ki şok oldum, kapıyı ilk açtığımda <i>mallığı eline almak</i> deyimini yaşayarak öğrendim. Zaten kapıyı açtığım anlarda bir de videom var. Yayınlansa gündemi değiştirir :/<br />
Tepkisizliğe tepki olarak doğmuşum :D<br />
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-55U4yGwJ8azincMOT3wKCPZO4pz-64FeKVUsv1NIbDSiJ-BYixea3op7nIvtkOWfDT8hxLHPHXcNDP5epehrSRoAt5MIR2zqyw6SHXC-Nu7cfJZGWxfvfJRWiDSTZON6NLZLI7PrGKVT/s1600/IMG-20150120-WA0010UPD.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-55U4yGwJ8azincMOT3wKCPZO4pz-64FeKVUsv1NIbDSiJ-BYixea3op7nIvtkOWfDT8hxLHPHXcNDP5epehrSRoAt5MIR2zqyw6SHXC-Nu7cfJZGWxfvfJRWiDSTZON6NLZLI7PrGKVT/s1600/IMG-20150120-WA0010UPD.jpg" width="300" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">El emeği pastam</td></tr>
</tbody></table>
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7dPG-e6nMsTcx4bA6jq69bJI3I3xNmBeAM9FgJiwqLnLBv3ZZQnjtRffkzO91ypqW8hqJzFe0zSJP3nbSdoa4LJGV_mzwF6YwBIr4jYwFcFTf8_ARguXM0PwqK8Wzha3OEQZtEMQL3Rlz/s1600/IMG-20150120-WA0012UPD.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7dPG-e6nMsTcx4bA6jq69bJI3I3xNmBeAM9FgJiwqLnLBv3ZZQnjtRffkzO91ypqW8hqJzFe0zSJP3nbSdoa4LJGV_mzwF6YwBIr4jYwFcFTf8_ARguXM0PwqK8Wzha3OEQZtEMQL3Rlz/s1600/IMG-20150120-WA0012UPD.jpg" width="203" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">El emeği atkım ve Sweater for Sweater Weather :D</td></tr>
</tbody></table>
Aklımda kalanlar;<br />
Büşra*<br />
Fıstıklı diye yediğim ıspanaklı EFSANE pasta :/<br />
Atkı <3<br />
Sweater Weather <3<br />
Büşra'nın geleceğinden habersiz son ses açtığım "<a href="https://www.youtube.com/watch?v=4qo0rBaM4ZY" target="_blank">Bikisinde Astronomi</a>" şarkısı<br />
<br />
Büşra'ya üzülerek veda ettim ve <i>karardı hava</i>.<br />
<br />
<b>Şirketimizin </b>geleneksel doğum günü kutlamalarından ben de nasibimi aldım bu sene. Böyle günlerde genelde tüm şirket (o gün şirket dışında olanlar da dahil) toplanır ve mütevazı (bir o kadar da özel) bir kutlama yapılır. Şirketteki herkese yaparız bunu ama geçen sene bana yap"a"mamıştık, benim neden yok diye üzülüyordum :D<br />
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0P8UqRAbfC_Jyexb8VGCqZC-TB3hsxq6E0EwwCoJjTQDuC8dK0YEjkGYnagQeT_fDQpRR-0Xex-UBCC_mn4GJO6ks8QRaQgfA32xBAaOgR4qX_iy52k0Tn9jERfbVHcEiEb23tXfn-2m3/s1600/10933160_10205695907986362_797936266_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0P8UqRAbfC_Jyexb8VGCqZC-TB3hsxq6E0EwwCoJjTQDuC8dK0YEjkGYnagQeT_fDQpRR-0Xex-UBCC_mn4GJO6ks8QRaQgfA32xBAaOgR4qX_iy52k0Tn9jERfbVHcEiEb23tXfn-2m3/s1600/10933160_10205695907986362_797936266_n.jpg" width="240" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Hepi börtdey with New Bilişim</td></tr>
</tbody></table>
<br />
<br />
Akşam ise <b>liseden </b>arkadaşlarımlaydım. 8 senedir tanıdığım ve 6 senedir de en yakın arkadaşlarımdan, hakkımda çok şey bilen Esin, bu sene de yanımdaydı ve bizim çocukları toplama işi ona düşmüştü :)<br />
(Bizim çocukları toplamak cidden zordur bu arada...)<br />
Tam istediğim gibi oldu bu kısım. Hepimiz bir aradaydık ve saatlerce muhabbet ettik. Göremediğim kişilerle geçmişten, sıkça görüştüklerimle gelecekten bahsedip çokça güldük.<br />
En güzeli de gelme ihtimali olan herkesin (biri hariç) gelmiş olmasıydı. Herkes bir arada olunca daha da bir anlamlı oluyor. Liseyi özledim...<br />
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjDlMJso24gNGQEdC_PKHCqK5pXkIlzn-31YjedOOS866Zf-j65-Lq_lvEo25m7dHlruboVdyoB4_YFTnGjYXbN83TX-2fjczRfV31wqoIDsYUojjP6JX17za2bw1YTNFfRuWdszpRzmIxN/s1600/10932309_701769549943557_397672507_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjDlMJso24gNGQEdC_PKHCqK5pXkIlzn-31YjedOOS866Zf-j65-Lq_lvEo25m7dHlruboVdyoB4_YFTnGjYXbN83TX-2fjczRfV31wqoIDsYUojjP6JX17za2bw1YTNFfRuWdszpRzmIxN/s1600/10932309_701769549943557_397672507_n.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Toplanabilmeyi başaran güruh :D</td></tr>
</tbody></table>
<br />
<br />
Tabi bu kadarla da bitmedi.<br />
<i>Ülke kurtarma muhabbetleri için</i> Kaan, Sabri, Kudret ve Ben sahile inmiştik.<br />
Motor kullanmayı Sabri'nin motorunda, Gökhan sayesinde öğrenmiştim (Aşçı uşak ilişkisi)<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-zhQu4E0gtufHMyp0rksNY_xGscysu1H_y7E1UuL0AwGjqoHUDxzk6_55FC6EVZR_epzcnvm_F-B2xm9HQaz29RzVMAGZOg3Odv-KULtnGosZ3E9VrAJFRI15fRBTgRWUIy5mronuX-r4/s1600/IMG-20150120-WA0004UPD.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-zhQu4E0gtufHMyp0rksNY_xGscysu1H_y7E1UuL0AwGjqoHUDxzk6_55FC6EVZR_epzcnvm_F-B2xm9HQaz29RzVMAGZOg3Odv-KULtnGosZ3E9VrAJFRI15fRBTgRWUIy5mronuX-r4/s1600/IMG-20150120-WA0004UPD.jpg" width="240" /></a></div>
<br />
Tabi bunlar uzun zaman önceydi ve acaba unuttum mu diye yine Sabri'nin motoruyla bir deneme sürüşü yaptım.<br />
Motor kullanmak gerçekten çok büyük bir keyif, bunu bir kere daha anladım. Nasıl hala motosiklet almadım, <i>insan gerçekten hayret ediyor</i>.<br />
<br />
Dahil olduğum arkadaş gruplarından sadece <b>üniversiteden </b>dostlarımla görüşemedim bu sene. (<i>Görüşme ihtimalim -ne yazık ki- olmayan mahalle arkadaşlarımı ayrı tutuyorum</i>)<br />
Gerçi biz birbirimize özel şeyler yapmayız doğum günlerinde. Bu huyumuzu seviyorum ama bir görseydim de olurdu :)<br />
<br />
Görüşemediğim dostlarımın Giresun'dan (Emirhan), Almanya'dan (Kadir) araması ve daha bir çok sevdiğim insan tarafından doğum günümün bir şekilde kutlanması da atlanılmaması gereken bir mevzu tabi.<br />
<br />
Çok tatlı kutlama mesajları da aldım. (Onlar kendilerini biliyorlar.) Herkes çok tatlı bir ben sıkıntılı :)<br />
<br />
Çok şanslı bir insan olarak yeni yaşıma harika bir başlangıç yaptım.<br />
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj9VvW3E-OOxH7LIHdtmwOdR9t247nbLFou55Cl2_3bSnLG_gj_lxkcKn9jvQ_inLLoKzAeOFcw2lqhzPUX4nXxQ7gxSuDKkvV4yqql3Q4b3HZ-mcDpHEmndKGrBZ_VBSKwaX9S9A_9PVnk/s1600/IMG-20150120-WA0007.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj9VvW3E-OOxH7LIHdtmwOdR9t247nbLFou55Cl2_3bSnLG_gj_lxkcKn9jvQ_inLLoKzAeOFcw2lqhzPUX4nXxQ7gxSuDKkvV4yqql3Q4b3HZ-mcDpHEmndKGrBZ_VBSKwaX9S9A_9PVnk/s1600/IMG-20150120-WA0007.jpg" width="240" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">in cake we trust</td></tr>
</tbody></table>
<br />Enderhttp://www.blogger.com/profile/08898107568172771414noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-5569754589016579565.post-85495005422025616702015-01-18T23:59:00.000+02:002015-07-12T17:45:10.284+03:00Kendime Doğum Günü HediyesiSelam,<br />
Bu yazının iki özelliği var.<br />
Birincisi yeni yılın ilk yazısı olacak olması,<br />
İkincisi de ilk doğum günü yazım olacak olması.<br />
<br />
Bu sene kendime hediye olarak bu yazıyı yazıyorum, kısa bir yazı olacak gönül dostları :D<br />
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhHGPTrHGPsYHDWji5RqyvPMFcfUEV0SnuYghtGEFYyp-LnPzjWUr2Bii_dxrfs54CFe5kb_RUI9mN32sQ29wLtdpnVHi5lxMlK2WmBj2vraAXv1GHDqo1pdvg-ZndDYzEePyl_CNgNUz84/s1600/CapricornRulessBitches.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhHGPTrHGPsYHDWji5RqyvPMFcfUEV0SnuYghtGEFYyp-LnPzjWUr2Bii_dxrfs54CFe5kb_RUI9mN32sQ29wLtdpnVHi5lxMlK2WmBj2vraAXv1GHDqo1pdvg-ZndDYzEePyl_CNgNUz84/s1600/CapricornRulessBitches.jpg" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Capricorn Ruless</td></tr>
</tbody></table>
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Öncelikle <u>yeni yılın ilk postunu atmadan önce</u>, güzel olmasına rağmen her yerde karşınıza çıkan temamı değiştirecektim.<br />
Fakat doğum günüm hesapta yoktu. :D<br />
Yani bir sonraki yazımı, yeni temamın eşliğinde yazıyor olacağım inşallah. (olmadı)<br />
<br />
İkinci olarak yeni yılda <b>yeni bir yazı dizisi</b>ne başlayıp blogun kişisel olmasının yanı sıra işe yarar bir şeyler yapıyor olmasını da sağlamak istiyorum.<br />
Konuyu belirledim bile, yakında güzel şeyler olacak burada.<br />
<br />
Yeni yazı dizisinin haberini verdikten sonra bu yazıların konusunu <b>sürpriz </b>olarak şöyle köşeye koyayım madem..<br />
<br />
En son yılbaşını -<i>alışılmışın dışında</i>- sevdiklerimle geçirememiştim.<br />
Şimdi de doğum günüm "en sevdiğim" ile geçmeyecek.<br />
Lakin aklımdayken, yanımda ol'a'masa da olur.<br />
<br />
Doğum günlerimde gösterişli kutlamalara, ilgi ve alakaya çokça şahit olmuş biri olarak aslında bunları sevmediğimi de söyleyeyim. (Selam süper ego)<br />
İnsanların sıcak bir kutlamada bulunması yeterince tatlı zaten. Şahsen ben genelde öyle yapıyorum siz de yapın :D<br />
<br />
19 Ocak 93 soğuğunda doğmuş ve hep soğuk olmuşum.<br />
Yarışmış ama yenilmemişim.<br />
Konuşmuş ama anlaşılmamışım.<br />
<br />
Kendimi hep böyle tanımlarım, yine kendime. Oğlak burcu asilliğinde bir yalnızlığım ve herkese uyguladığım duvarlarımla bir senem daha eksildi dünyadan.<br />
Matematiksel olarak şu kadar zamanım kaldı: <i>Tüm zamanım - (Geçen zaman + <b>1</b>)</i><br />
<i><br /></i>
Kısaca biraz az kalmış. Daha çok eylenmeliyim :D<br />
<br />
Doğum günleri bir çok kişi için sadece doğum günüdür, kalan çok kişi için de yaşlanmaktır.<br />
Fakat doğum gününün benim için anlamı çok daha farklı.<br />
<br />
Her doğum günü bir yaş daha tecrübelenmek,<br />
yüzde bir çizgi daha,<br />
saçta bir beyaz daha.<br />
<br />
Ve tabi bugün doğarak Oğlak burçlarına dahil olmuş olmanın haklı gururunu da yaşıyorum.<br />
<br />
Bir ara <a href="http://enderinmekani.blogspot.com.tr/2013/09/ideal-kz-tipi.html" target="_blank">İdeal kız tipi</a> başlıklı bir yazı yazmıştım.<br />
Bulundu demeyi atlamışım..<br />
<b>BULUNDU</b> <b>:D</b><br />
<b><br /></b>
Son olarak bir türlü kapatamadığım facebookumu da bugün kapatmaya karar verdim.<br />
Elveda facebook geyikleri :/<br />
<br />
Bu arada küçük Ender ile tanışmış mıydınız?<br />
Ben de tanışmadım.<br />
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWvvl_scgKpDjtYTPltsvttSXZBG618lmp97FFmEDAiy6be36araTm6z_rZ2y02ag__Gdo5M0Nqc_mGo4q_e_R1MMJD2N06JcsjVTAQnwzgvxX4HkCkkMjtTGFHlhLdJ8nSpFOSKb_uCH9/s1600/BitchPlease.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWvvl_scgKpDjtYTPltsvttSXZBG618lmp97FFmEDAiy6be36araTm6z_rZ2y02ag__Gdo5M0Nqc_mGo4q_e_R1MMJD2N06JcsjVTAQnwzgvxX4HkCkkMjtTGFHlhLdJ8nSpFOSKb_uCH9/s1600/BitchPlease.jpg" width="214" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">When I was young :/</td></tr>
</tbody></table>
<br />
<br />Enderhttp://www.blogger.com/profile/08898107568172771414noreply@blogger.com10tag:blogger.com,1999:blog-5569754589016579565.post-7359930554152516042014-12-31T00:02:00.000+02:002015-07-12T17:45:05.069+03:002014'ün En İyi Yorumları<div class="separator" style="clear: both;">
<b>2014</b>ün son yazısından 2014ün son selamını gönderiyorum!</div>
<div class="separator" style="clear: both;">
31 Aralık sürprizim; <i>2014ün benim için en neşeli, en anlamlı yorumlarını listelemekti. </i></div>
<div class="separator" style="clear: both;">
Bir de işte gün boyunca blogun tepesinden kar falan yağacak.</div>
<div class="separator" style="clear: both;">
Amann bu muydu diyenler ve hala dansöz çıkarmamı bekleyenler var, biliyorum.</div>
Dansözü seneye şaapıcaz ya çok şaapmayın :D<br />
<br />
Öncelikle şu şarkıyı açın tabi ki yoksa moda giremezsiniz!<br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="344" src="https://www.youtube.com/embed/dYyoCknCU_Y" width="459"></iframe><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Yılsonu ve dolayısıyla yılbaşı benim için hep anlamlı olmuştur. Daima benim için yeri ayrı olan kişilerle, yani yanında mutluluğu ve huzuru bulduğum kişilerle yılbaşında birlikte olmak ister ve bunu bir şekilde yapardım. Bu sene bunu yapamayacağım. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Evet, 2014 adına aklımda bunun üzüntüsü kalacak...</div>
Evde tek başıma, film izleyerek girmeye karar verdim yılbaşına.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Bu konunun <b>burukluğu </b>şöyle bir köşede kalsın, neşeli olmam gereken bir gündeyim çünkü.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Yılbaşı kutlamanın dinsel tartışmalarına hiç girmeyeceğim. Çünkü tamamen saçma bulduğum bir muhabbet. Yılbaşının; umutlarıyla yaşayan insanlar için rahatlamak, sevdiklerine vakit ayırmak ve bir günlüğüne olsun günlük dertlerinden uzaklaşmak için bir bahane olduğunu düşünüyorum. Benim için yılbaşı bu demek. Siz de bence çok kasmayın. Eğlence anlayışınız her ne olursa olsun, dozunda eğlenebildiğiniz sürece yılbaşları güzeldir.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<i>ÜSTELİK BU SENE KAR DA YAĞIYOR !</i></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Gelelim yorumlara. Aslında -<i>laf olsun diye söylemiyorum</i>- bloguma gelen her yorum beni mutlu etti. Çünkü takip edildiğimin farkına varıyorum ve bu hoşuma gidiyor. Bu yüzden beğendiğim yorumları sıralarken diğer yorumların değersiz olduğunu düşünmenizi istemem. Her yorum ayrı ayrı çok anlamlı!</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Diyorum ve başlıyorum...</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguJLnCqhoH9GAhVO3cDny4vZYFkujK224wDkdLVs8uEg0TMnPhfh8-045PMUTdlfo-d3ymNl4SINVpzhzlkKpF0BuwufpSGDDaqFim8lOrtTaXhKmIrlK0EoNkETaxegq0AUM1xskzcful/s1600/5.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="56" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguJLnCqhoH9GAhVO3cDny4vZYFkujK224wDkdLVs8uEg0TMnPhfh8-045PMUTdlfo-d3ymNl4SINVpzhzlkKpF0BuwufpSGDDaqFim8lOrtTaXhKmIrlK0EoNkETaxegq0AUM1xskzcful/s1600/5.jpg" width="320" /></a></div>
En sevdiğim kitabın en sevdiğim cümlesidir; <b>Big brother is watching you! </b><br />
Büşra bu yorumu yaptığı günden beri ne zaman bu ve buna benzer bir şey söylese gülüyorum. Üstelik üstteki yorumda olduğu gibi ciddi bir tavırla söylediğinde haykırıyorum. <br />
Bu yorumun beni neşelendirmesi dışında Büşra'nın benim espri anlayışımı bilerek yorum yapmış olması ayrı bir mutluluk tabi...<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjEu5LiKUW10qSVm4M2y90fbKkngDYMmyIwlrceLDKGv5GYoWB6gdU8VKt3gS7eiutrjiczGXAwu8_VSgmqtjhfCyPmlKjh7izgUM_MbMDG-ofQmQsSB-FlpBC7tRy7PHHa68gdqU6wseco/s1600/4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="114" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjEu5LiKUW10qSVm4M2y90fbKkngDYMmyIwlrceLDKGv5GYoWB6gdU8VKt3gS7eiutrjiczGXAwu8_VSgmqtjhfCyPmlKjh7izgUM_MbMDG-ofQmQsSB-FlpBC7tRy7PHHa68gdqU6wseco/s1600/4.jpg" width="320" /></a></div>
Ya bu yoruma neden bu kadar gülüyorum bilmiyorum ama Gülçin beklenmeyen bir performansla çok güzel bir yorum yaptı, öncelikle bir tebessüm oluşturduğu için teşekkür ederim. Ardından bloggerların baş düşmanı, nam-ı diğer troll Anıl kahkaha atmama sebep olmuştu.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiranUjkxqoMhNv7RgGeuA0plH6FG-5lmCpnE6U1mfUlH_MwGhOW63HdjOK8iFtsn8ycAD9AZod57IuVrQf4Fr_Y_6G7NHcv0_h1epy6Rq2K6iIfbbHVfhsCgYA9sA6wJeZiZAQaEJDC0ou/s1600/3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="40" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiranUjkxqoMhNv7RgGeuA0plH6FG-5lmCpnE6U1mfUlH_MwGhOW63HdjOK8iFtsn8ycAD9AZod57IuVrQf4Fr_Y_6G7NHcv0_h1epy6Rq2K6iIfbbHVfhsCgYA9sA6wJeZiZAQaEJDC0ou/s1600/3.jpg" width="320" /></a></div>
Sadece blogspot üzerinden tanıdığım mor rimel'in bu anlamlı yorumu da en iyiler arasında yerini aldı. <i>Kendi dinimi yaratacak olsaydım farz olacak tek şeyin gülmek olduğunu</i> yazmıştım. Aklımı okumuş olacak ki böyle güzel bir yorumla blogumu süsledi.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEglY3IKckoCj8VSEcK8VjWdPOSEXwnVnDr8wfE2wTrQ-7h0UgO8-F9o6ZtgLOGVQctWUcpzpWffMW3fTh6Kl4py6AEIZWUp5I_8_ZAD4qq6OexQP067BIvtn_3OJ0H7OeEshLPPZYW1MK_O/s1600/2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="196" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEglY3IKckoCj8VSEcK8VjWdPOSEXwnVnDr8wfE2wTrQ-7h0UgO8-F9o6ZtgLOGVQctWUcpzpWffMW3fTh6Kl4py6AEIZWUp5I_8_ZAD4qq6OexQP067BIvtn_3OJ0H7OeEshLPPZYW1MK_O/s1600/2.jpg" width="320" /></a></div>
Blogspottan maaş aldığını düşündüğüm <b>troll Anıl</b> yine iş başında. Yazdığı yorumdan ziyade aşağıdaki iş birliği gerçekten çok komikti. Hele de son yorumun Anılın kendisi tarafından gelmesi.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<i>Ahahahahahaha</i></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg6zsSqgoNlK1FyRIOQiNeTu7D2ALk8NgsEDotmeVsC4XYfzGqDjnz2bsWBZg9yf30kOlFZh8s5iLPAzrPMr5KoCeK8MhMdkwhC8w6ctkl6QzFRrMZmLhh0o-Ck1tUqNyqbP37FLo4WV7t_/s1600/1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="109" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg6zsSqgoNlK1FyRIOQiNeTu7D2ALk8NgsEDotmeVsC4XYfzGqDjnz2bsWBZg9yf30kOlFZh8s5iLPAzrPMr5KoCeK8MhMdkwhC8w6ctkl6QzFRrMZmLhh0o-Ck1tUqNyqbP37FLo4WV7t_/s1600/1.jpg" width="320" /></a></div>
Ve ciddi manada en anlamlı yorum ismini bilmediğim birisinden geldi 2014te. <br />
Okuduğunuzda sizin için de bir şeyler ifade edeceğini düşünüyorum. <br />
Yorumun sahibini seviyor muyum bilmiyorum bile ama yorumu benim için çok değerliydi!<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Ve bir seneyi daha doldururken herkese bol teşekkür ediyorum.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
2015 size sağlık mutluluk falan filan :D </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
2015 yanında mutlu olduğun insanın yanında çok vakit geçirebileceğin, bol anı biriktirebileceğin bir yıl olsun.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Seneye görüşürüz :/</div>
Enderhttp://www.blogger.com/profile/08898107568172771414noreply@blogger.com17tag:blogger.com,1999:blog-5569754589016579565.post-50033542450552354192014-12-20T01:43:00.000+02:002015-07-12T17:44:59.142+03:00Yeniden Moda Olmasını İstediğim Şeyler<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgUPdn4mlYhbh7BMsqXRt2jyWp2pg99NabVOtDKOsPqDm4m3cjVlELxcHVuLke09MLWZ7d9G5InaMgCNbe59LSFWcxYBFRWHJBDLUlKQZMGdpP-qkvlCWRGVkg6W5ps1HE2U5JmJIGcyh9k/s1600/eski-tarihte-saatler-660x330.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="160" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgUPdn4mlYhbh7BMsqXRt2jyWp2pg99NabVOtDKOsPqDm4m3cjVlELxcHVuLke09MLWZ7d9G5InaMgCNbe59LSFWcxYBFRWHJBDLUlKQZMGdpP-qkvlCWRGVkg6W5ps1HE2U5JmJIGcyh9k/s1600/eski-tarihte-saatler-660x330.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Bana bundan alın..</td></tr>
</tbody></table>
Derslerden, projelerden, ödevlerden, sınavlardan işlerden, güçlerden, aktivitelerden ve dertlerden vakit buldukça yazmaya çalıştığım (vakit bulamadı) blogumda sizleri tekrar görmek güzel şey!<br />
<br />
Hala 31 Aralık tarihini beklediğinizi biliyorum köfteler...<br />
<br />
Eski kafalı biri olarak, eski püskü şeylerin hayranı biri olarak ve <u>eskimeyi bekleyen biri olarak</u> bu gece, yeniden moda olmasını istediğim, geçmişin güzel yanlarından bahsedeceğim.<br />
<br />
(<i>Moda dedim ama giyim kuşam değil sadece. Okuyunca anlayacaksınız zaten de beklentinin ne yönde olması gerektiğini baştan belirleyelim istedim.</i>)<br />
<br />
Konuya girmeden önce söylemeliyim ki yakın zamana dek eski zamanların çok daha güzel olduğunu düşünürdüm. Hala öyle düşünüyorum tabi ki, yani masum kaldığımız zamanlara hala özlem duyuyorum. Ama bir farkla. Artık bunun psikolojik olduğunu düşünmeye de başladım. İnsan üzüntü duyduğu olayları hatırlamaz ve hatırlamakta istemez. İşte geçmişe duyulan özlem tam da bu noktada başlıyor. Sanki geçmişte hiç kötü günümüz olmamış, saldım çayıra günler geçirmişiz gibi geçmişe ölesiye bağlıyız. Oysa ki sümüklerinizi ilkokul önlüğünüze sildiğiniz günleri dün gibi hatırlıyorum arkadaşlar. Sad but true :(<br />
Ben mi? Ben önlüğümün cebine üçgen yapıp koyduğum kokulu ve kalbim kadar temiz mendilimle siliyordum burnumu...<br />
<br />
Ehm.<br />
<br />
Moda olmasını istedğim ilk şey, yukarıdaki resimden de (en yukarıdaki, pek yukarıdaki, çok yukarıdaki) anlayacağınız gibi köstekli saat. Çok film izlediğim için ve bu filmlerin çoğu da eski kuşak filmler olduğu için böyle bir hayranlığım oluşmuş olabilir, bilmiyorum. Fakat gerçekten çok karizmatik değil mi? Ağır hareketlerle yeleğinin cebinden çıkarıp kapağını açıp cam çerçevenin altındaki yaldızlarla süslü saate bakıyor ve geri koyuyorsun. Bence bir erkeği erkek yapan unsurlardan biriymiş o zamanlar köstekli saat. Ya aslında ne dicem bu köstekli saat olayını araştırıcam belki bir tane alır ve kullanmaya çalışırım.<br />
<br />
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEghGKY9I41a1vTRrnD2v9zQXXfPSVGK_95bgdjIbDBF80JyHZASPNGkdireU_txLgkXlwUE4OL241nbE9grNODhhH6a5F2Bu3a3JSR6zPz_n0xj40uwZOQqq0YVkL5ntaJ3MNLtBAkJdezf/s1600/millers-crossing.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEghGKY9I41a1vTRrnD2v9zQXXfPSVGK_95bgdjIbDBF80JyHZASPNGkdireU_txLgkXlwUE4OL241nbE9grNODhhH6a5F2Bu3a3JSR6zPz_n0xj40uwZOQqq0YVkL5ntaJ3MNLtBAkJdezf/s1600/millers-crossing.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Ya sen fötr şapkasın nasıl bu kadar karizmatik olabilirsin?</td></tr>
</tbody></table>
Madem beyefendi olmanın altın kurallarından bahsediyoruz moda olmasını istediğim bir mevzu da fötr şapka. Ama biraz mafyavari olanlarını kastediyorum. Erkeğin bakışlarını gölgeleyen gizemli unsur olarak fötr şapkalar nasıl moda değil insan gerçekten hayret ediyor. Bu arada hala şapka takmamızı gerektiren bir kanun olduğunu ve şuan suç işlediğinizi belirtmek zorundayım kekolar. Yarın hepinizi ihbar etmek zorunda kalacağım.<br />
-Eğer çay varsa- siyasi muhabbet etmeyi seven biri olduğumu belirterek, şapka kanununu sizinle tartışmak isterdim lakin konumuz o değil.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhXgZ7wXYIXudKBw8ruwX22VeX4H8QHKBKOyAf5NMxgnpADOkXpFV_ohpjJs_gChD3UnXnyGcMx7WxFYYt_5uYBLhyphenhyphent6n3abrRHwbuy1S-SQgXtgqkn6FPANUpSHCIJG4eOK38xz2v9cLWz/s1600/kuc59f-tc3bcyc3bc-kalem.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhXgZ7wXYIXudKBw8ruwX22VeX4H8QHKBKOyAf5NMxgnpADOkXpFV_ohpjJs_gChD3UnXnyGcMx7WxFYYt_5uYBLhyphenhyphent6n3abrRHwbuy1S-SQgXtgqkn6FPANUpSHCIJG4eOK38xz2v9cLWz/s1600/kuc59f-tc3bcyc3bc-kalem.jpg" width="137" /></a></div>
<br />
Elimize yüzlerce kalem geçmiş olmalı.<br />
Ösym nin bir sınavında veya iddia dan yüklü para kaldırırken işaretleme yapmak için kullandığın kalemler gibi mesela...<br />
Kalemlerin insanların hayatında bu kadar önemsiz bir yer işgal etmelerini anlayamıyorum.<br />
Düşünsene.<br />
Sen o kalemle hayatının sınavına girdin.<br />
Sevgiline bir mektup yazdın belki de.<br />
Hal böyle iken insanlar nasıl oldu da <b>kuş tüyü kalemden</b> vazgeçtiler,<br />
an la ya mı yo rum !<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtSj1KZHHaVLJAR4gAtSJlcAdATmw8GfhRjvn_ZqrNf2pkdntEliNtlVNs7xYmDityuxQtggRNHS3H4i8neL8da5Uiw81EeCsYUS2gjftRfE7K8yIGEi5VWBEddgFa_G9Bzt0XrdpoIv2H/s1600/her-butceye-uygun-baston-uretiyorlar-20110109AY376561-01.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="212" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtSj1KZHHaVLJAR4gAtSJlcAdATmw8GfhRjvn_ZqrNf2pkdntEliNtlVNs7xYmDityuxQtggRNHS3H4i8neL8da5Uiw81EeCsYUS2gjftRfE7K8yIGEi5VWBEddgFa_G9Bzt0XrdpoIv2H/s1600/her-butceye-uygun-baston-uretiyorlar-20110109AY376561-01.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Peki ya işlemeli bastonlar? Küçükken elime bir şemsiye yada koltuk değneği geçmesin direk baston muamelesi yapardım. Ya bu arada benim dedemin de iki tane bastonu vardı. Dedemlere gitmenin tek cezbedici yanı olsa gerek. Baston bir kere insanın yürüyüşünü değiştiriyor her şeyden önce. O değil de şu noktadan sonra benim aslında kısa çaplı bir mafya olmam gerektiğine karar verdim. Sıraladığım şeyler onu gösteriyor.. Zaten ülkedeki her evlat gibi bende Sedat Peker'in yeğeniyim ama o sayılmaz.<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgnG-IGcYDP5jCoaDjQKDUKkpgShqTnvZmWIRVNoOiYw-9ZqodhXaRBlXaj0-c8HlxnYvD72CncfVMtI08cTmBzwPDBLl6zj_rO-Y3EnvOV6HgVmb5Qje_jOi59Dq7ypMP-DoIxW8cmPixT/s1600/Kate_Winslet_s_Rose_s_Dinner_Dress_Titanic_Tutorial_Fashion_Design_Drawing_Lesson_9.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgnG-IGcYDP5jCoaDjQKDUKkpgShqTnvZmWIRVNoOiYw-9ZqodhXaRBlXaj0-c8HlxnYvD72CncfVMtI08cTmBzwPDBLl6zj_rO-Y3EnvOV6HgVmb5Qje_jOi59Dq7ypMP-DoIxW8cmPixT/s1600/Kate_Winslet_s_Rose_s_Dinner_Dress_Titanic_Tutorial_Fashion_Design_Drawing_Lesson_9.jpg" width="320" /></a></div>
Bir de eskilerde kadın olmak nasıl bir şeydir sorusunun bana ifade ettiği şeyi yazayım da hep erkekler üzerinden gitmemiş olayım.<br />
Soldaki resim Titanikten tabi ki <b>kültür mantarları</b>.<br />
Bence bu tarz elbiseler de (hatta her tarz elbiseler) moda olmalı.<br />
Bu elbisenin farkı ne?<br />
Kare bir dekoltesi var, işlemeleri var ve eldiveni var.<br />
İşte ben bu tarz elbiselerin moda olmasını şiddetle savunurum arkadaş.<br />
Tabi bu isteğim de çok film izlememle doğru orantılı olabilir, orasını karıştırmayın.<br />
<br />
<br />
Nasıl bu konuyu atladım bilmiyorum. Siyah-Beyaz resimler moda olsun. Siyah-Beyaz resimlere hastayım ve üşenmesem her fotoğrafımı siyah-beyaz yaparım.<br />
<br />
Bunların dışında kılıç kullanmanın moda olmasını ciddi anlamda istediğim de oldu. Aslında buna moda olmak denmez ama yine de sebebini açıklayayım; kılıç kullanmak bir marifet, bir üslubu var ve de güç gerektiriyor. Ateşli silah çıktıktan sonra ise savaşta en gerekli şeylerden biri olan mertlik kavramı kılıç kullanımını da yanına alıp rafa kalktı.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh50Vprh08gJ6PnefpeoehQnhP66xUHnziI6UYlUztpS6rY_G8oGlVefEJI8lffF5yjR-zxrO32HmVsR_vnTIIi7ockN-p99Oln5BOEoxn1EU254izrBRSBRCkQA2AJ_ECF2LeM9qxGXK0X/s1600/seyyar-salincak-lunapark-gormeyen-cocuklarin--3491254_o.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh50Vprh08gJ6PnefpeoehQnhP66xUHnziI6UYlUztpS6rY_G8oGlVefEJI8lffF5yjR-zxrO32HmVsR_vnTIIi7ockN-p99Oln5BOEoxn1EU254izrBRSBRCkQA2AJ_ECF2LeM9qxGXK0X/s1600/seyyar-salincak-lunapark-gormeyen-cocuklarin--3491254_o.jpg" width="212" /></a></div>
<br />
Peki ya seyyar salıncaklar. Geçen gün kenara atılmış bir tane gördüğüme eminim. Ya eğer ilgi delisiyseniz seyyar salıncak alın. Çünkü sizi öyle gören üstünüze çullanır. Ayrıca Fizik kurallarını da alt üst ettiğine bahse girerim. Ortadaki adam F kuvvetiyle bir kol çevirip nasıl sittin adet çocuğu döndürebiliyor aklım almıyor.<br />
<br />
Guguklu saat, patik, soba, pokemon, ruhsar, ahşap evler, taso, meybuz, müzik kutusu gibi şeyler de size ev ödevi. Bunları hayal ediniz.<br />
<br />
Eğer günah değilse "tespik" tutmakta moda olsun. ("Yere düşen tesbih alınmaz" da yeniden racona dahil olsun)<br />
<br />
Aa bu arada nasıl unuttum !<br />
Osmanlıca'nın da moda olmasını istiyorum tabi ki.......... (Hülo.)Enderhttp://www.blogger.com/profile/08898107568172771414noreply@blogger.com10tag:blogger.com,1999:blog-5569754589016579565.post-46900296357964963152014-12-10T20:04:00.001+02:002015-07-12T17:44:53.982+03:00Kendimden-Kendime Öğütler<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-rgxcSaz_yVAxhG5qRXQaH2lSbmxTVjE6Hy6Ggfh277aZNCjkGCBWB57QEZ9KGMG1U6mxMWiPYeBfEV9eDQBNuVah7UsOddq-VkMsfAgz_CCc-Mscn3mMM3J1RcIhkZak2vF9D26W5EGX/s1600/10441289_10204316376457977_1380312632474576466_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-rgxcSaz_yVAxhG5qRXQaH2lSbmxTVjE6Hy6Ggfh277aZNCjkGCBWB57QEZ9KGMG1U6mxMWiPYeBfEV9eDQBNuVah7UsOddq-VkMsfAgz_CCc-Mscn3mMM3J1RcIhkZak2vF9D26W5EGX/s1600/10441289_10204316376457977_1380312632474576466_n.jpg" width="284" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Hayat kısa, Allah büyük</td></tr>
</tbody></table>
Selam.<br />
<br />
Her günü ayrı ayrı lanetlendiğim Kasım ayını geride bırakmış olmanın erişilmez hazzı ile yazıyorum bugünkü yazımı.<br />
<br />
Yan tarafta bulunmakta olan resmi internette görüp beğenip yazıma giriş resmi yapmayı layık gördüm. Resim sayesinde kendinizi test edebilirsiniz. Kısa ve güvenilir bir test. Ben varoluşçu çıktım....<br />
<br />
Aralık-Ocak ayları en sevdiğim aylardır bu arada. Çünkü; kış, kar, soğuk, yalnız, ıssız, oğlak, yılbaşı, doğum günüm, sömestır..<br />
Bu arada yılbaşı için blogumda da "ufak" bir sürprizim olacak. 31 Aralık'ta online olun :D<br />
<br />
Bloga deli gibi yazmak isteyip, yazmaya değer bir şeyler bulamadığım zamanlardaydım ki<br />
kendime -dolayısıyla size- öğütler yazmaya karar verdim.<br />
<br />
Aslında bu konuda bir tweetim vardı. Genelde bloga bir şey yazıyorsam muhtemelen öncesinde twitterda da o konunun ucuna bir yere değinmişimdir zaten. Bu yüzden blogumun özeti niteliğinde, aktif olarak kullandığım tek sosyal mecra olan <a href="http://twitter.com/enderinmekani" target="_blank">twitter adresimi</a> de takip etmeniz şiddetle önerilir.<br />
<br />
Madem twitter ile başladık. Divit attığım "kendime öğütü" buraya da yazayım;<br />
<br />
<i>"Fotoğraf meraklısı ile tatile, telefon meraklısı ile kafeye gitme."</i><br />
<br />
Öğütleri açıklamayacağım aslında ama buna değinmem gerekiyor. Tatil gibi güzel zamanların fotoğraf gibi şeylerle ölümsüzleştirilmesi benim de desteklediğim bir mevzu. <b>Fakat;</b> hayır çirkin çıkmışım, bir de böyle çek, şurada da çekilelim.....<br />
<br />
Gelelim öğütlere..<br />
<br />
<i>Kimsenin ne söylediğini dinleme</i><br />
<i>Herkesle plan yapma, kendinle yap</i><br />
<i>Herkese tahammülün olsun, huzurunu kaçırana olmasın</i><br />
<span style="font-style: italic;">İçinden geleni içinden geldiği anda yap</span><br />
<i>Yalnızlığa alış</i><br />
<i>Önce başkasını düşün</i><br />
<i>Rahat davran</i><br />
<i>Gül</i><br />
<i>Susma</i><br />
<i>Uzatma..</i><br />
<br />
Umuyorum ki bu kısa maddelerden uzun dersler çıkarabileceğimiz günler de gelecek.<br />
Kısa bir yazı. Uzun bir ara.<br />
<br />
Görüşürüz...Enderhttp://www.blogger.com/profile/08898107568172771414noreply@blogger.com14tag:blogger.com,1999:blog-5569754589016579565.post-12253419493510217132014-11-29T02:39:00.002+02:002015-07-12T17:44:47.087+03:00Kendi Dinimi Yaratacak Olsam Farz Olacak Şeyler<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi3SvRfbXAxqE8hE8bqQCnePeKfsxJ-eXht2yCXHBcswV-bTZ609NR_6AuZCs-HuDAm4XHTS69y7hKC0eJEctFpPFMtx1OMwrKlYbXEfiwXF0oKqEAIEsAWhgqo9tApM39ix2_KlV2yRdVS/s1600/10346200_965210643494662_8724597674549158676_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi3SvRfbXAxqE8hE8bqQCnePeKfsxJ-eXht2yCXHBcswV-bTZ609NR_6AuZCs-HuDAm4XHTS69y7hKC0eJEctFpPFMtx1OMwrKlYbXEfiwXF0oKqEAIEsAWhgqo9tApM39ix2_KlV2yRdVS/s1600/10346200_965210643494662_8724597674549158676_n.jpg" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">(Konuyla alakasız olarak sadece komik olduğu için)</td></tr>
</tbody></table>
<br />
<br />
Aslında benim için kesinlikle uzun olmamasına rağmen bazı otoriter kesimlerce (<i>Anıl'dan bahsediyorum..</i>) uzun bulunan bir aradan (<b>15 gün</b>) sonra tekrar merhaba!<br />
Her zaman yaptığım gibi yine gecenin sessizliğinde, sakin kafayla yazıyorum..<br />
Konuya girmeden önce belirtmek istediğim şeyler de var tabi ki.<br />
Öncelikle bu ara (sayfanın sağ tarafında, favoriler kısmına da eklemiş olduğum) bir çok arkadaşım blog açıyor ki buna,<br />
-abartısız- aşırı seviniyorum.<br />
(Hergün bakıyorum olm blogunuza, çok yazın! Çok çok yazın!)<br />
İkinci olarak bir seneyi çoktan devirmiş olan blogumu da bu sayede daha ciddiye alır oldum. Ki bunu ufak tefek değişiklikler yaparak yansıttığımı düşünüyorum :D<br />
<br />
<br />
<br />
Son olarak <a href="http://enderinmekani.blogspot.com/2014/10/pasaport-nasl-bedavaya-ckarlr.html" target="_blank">Pasaport nasıl bedavaya çıkarılır?</a> diyerek önce kendime, sonra Büşra'ya ve son olarak Gizem'e yardımcı olmuştum ve bu yazı blogumun en çok okunan yazısı olmuştu.<br />
Pasaport yazısı ile blogumun, insanların hayatlarında da işe yarıyor olabileceğini gördüm ya Allah be :D<br />
Umarım pasaportunuzu kullandığınız günleri de görürüm :)<br />
<br />
Baştan söylüyorum <b>atayız</b> değilim..<br />
Bir süre önce, <i>Enderinmekanı'nın "gerçek anlamda" en güzel köşesini ayırdığım <a href="http://busrakkus.blogspot.com/" target="_blank">Büşra</a>'nın</i>, bloga yazılacaklar listesi adı altında verdiği 10 maddelik listenin 1 maddesi de bu yazının başlığı idi. (Aslında tam olarak konu "farz olacak 5 şey" di ama ben kendime göre uyarladım tabi ki. :)<br />
Şuan bu konuyu yazıyor olmamın sebebi Büşra'dır yani..<br />
<br />
Bu tarz konulardan herhangi bir yerde bahsederken rahatsız olsam da<br />
<i><a href="http://enderinmekani.blogspot.com.tr/2014/09/kendim-hakknda-bilinmeyen-10-ozellik.html" target="_blank">Kendim hakkında bilinmeyen 10 özellik</a></i> yazımda da şöyle bir cümle ile bu konuyu aradan çıkardığımı düşünüyordum;<br />
<i>"Eğer kendi dinimi yaratacak olsaydım bu dinin tek farzı gülmek olurdu."</i><br />
<i><br /></i>
Aslında böyle artistik bir cümle ile zirvede bıraksam iyi olurmuş ama daha sonra -nedense- bir cümleden çok bir yazı yazmak gerekliliği hissettim bu konuda.<br />
<br />
Albert Camus'un Yabancı adlı romanını bitirdim az önce. Bu <b>mükemmel </b>kitabın ana karakterinin ateist olmasının (yani yazar tarafından öyle karakterize edilmesinin) sebebi ne olabilirdi?<br />
<br />
Konuyu derinleştirmeden, <b>inancımın kusursuzluğuna</b> hayran olduğumu belirtmek isterim. <i>Aslında tam bu noktada bir sürü espri yapmak istiyorum fakat bir önceki cümlemin ciddiyetinin bozulmasını da istemem.</i><br />
Gerçek manada, yaşadığım veya yaşamaya çalıştığım dinin hiç bir kusuru olduğunu düşünmüyorum..<br />
Düşündüğüm şey ise tam olarak insanlığın Din kadar kusursuz olmadığı.<br />
Biz insanların -çoğumuzun- dini kendi çıkarlarına göre yorumladığını düşünüyorum.<br />
Bunu bana düşündüren en önemli şey ise yaptığı bir iyiliği anlatırken tanrılaşan ve yaptığı bir iyiliği anlatmadığı için yarı tanrılaşan insanlar.<br />
Ego tatminini din gerekliliği sanan insanların olduğu bir dünyada tam olarak şu anda yaşamaktayız.<br />
İnsanlık, tarih boyunca dinin bir yaşam biçimi olduğunu anla(ya)madı.<br />
Gücü ve parayı (ki zaten <i><u>para=güç</u></i>) eline aldığında harem kuran bir din algılayış şeklimiz var.<br />
<br />
Gel gelelim, kendi dinimi yaratacak olsaydım Müslümanlığı copy-paste yapar fakat insanların zekasıyla biraz alay ederdim.<br />
Yani "gülmenin" farz olduğunu açık açık ve uzaktan görülebilecek şekilde büyükçe bir yere yazardım.<br />
Çünkü insanlar, kesin bir yargı okumadıkça kendi yargılarını oluşturuyorlar.<br />
Ve yine insanlar bir şeyi yorumlamaya başladığında kargaşa başlıyor.<br />
Yada insanlar gerçekten anlamıyor.<br />
<br />
Neden özellikle gülmek fiiline takılıyorum derseniz, bir insanın gülerken kötülük yapamayacağına inanıyorum.<br />
Ya bu arada gülmek hakkında yazdıklarım tabi ki çok basit ve detaylandırılmadıkça havada kalacak.<br />
Varsın o da havada kalsın.<br />
<br />
<i>Son olarak benim dini ne kadar yaşadığım ise tam bir muamma.</i><br />
<i>İdrak edip uygulamıyor olmak daha kötü olmalı..</i><br />
<br />
Umarım bu yazımı bir "abi" görür, ben de yolumu bulurum..<br />
<br />
Kendisi iyi ama çevresi kötü insanlar, yorumlarınız ve trollükleriniz için teşekkürler.<br />
Her bir yorum ayrı ayrı mutlu ediyor! (Yorum dilendi..)Enderhttp://www.blogger.com/profile/08898107568172771414noreply@blogger.com12tag:blogger.com,1999:blog-5569754589016579565.post-24137298913260235442014-11-14T02:13:00.001+02:002015-07-12T17:44:20.299+03:00Enderin GündemiSelam.<br />
Aslında hiç aklımda bugün blog yazmak yoktu ve yazsam da kafamdaki iki konudan birini anlatacaktım ama mutlu anlarımı sıcağı sıcağına yazıya dökmek istediğim için özel bir yazı kaleme (Bir Anıl esprisi olarak kalem değil klavye :D) alıyorum.<br />
<br />
Öncelikle daha genel şeylerden bahsedip blogdan payınıza bir şeyler düşmesini sağlamak istiyorum. Ardndan tam olarak kişiselleştirip <b>günlük </b>kıvamına getireceğim..<br />
<b>Turkcell Teknoloji Zirvesi</b> ile başlıyorum. Bu sene yanılmıyorsam 2.si düzenlenen zirve tam anlamıyla bir teknoloji zirvesi oldu benim açımdan. Kusur aranırsa elbet bulunur, ben de buldum fakat etkinliğin güzelliğini bozacak şeyler değillerdi. Zirve 2 gün sürdü, ben sadece ilk gün katıldım. Haliç Kongre Merkezinin etkileyici havasıyla ve konuşmacıların doyurucu bilgileriyle gerçek anlamda teknolojinin nereye yöneldiğini her bireyin analiz edebileceği bir etkinlik geçirdim. Türkiye'de sonunda teknolojinin konuşulabildiği bir şeyler <u>yapılabildiğini </u>görmek sevindirici. "Yapılabildiği" diyorum çünkü bundan önce de çok teknoloji konferansına katıldım. Kâh Çırağan Sarayının tutulduğu, kâh 50 tablet hediye dağıtıldığı fakat bana 3in1 düştüğü, kısacası katılımcı çekmek için her türlü maddi imkanın kullanıldığı etkinliklere katılıp içinin ne kadar boş olduğunu, konuşmacıların, konuşmalarına ölesiye reklam yerleştirdiği konferanslar gördüm. Bu konferansta da elbette reklam vardı fakat dediğim gibi gündemi takip eden bir yazılımcı için bile <b>doyurucu, taze</b> bilgiler içerebiliyordu. Zirvenin BENİ EN MUTLU EDEN KISMI ise "Selfie Çubuğu" elde etmek oldu. Haftalardır aliexpress gibi sitelerde kovaladığım bu çubuğa <a href="http://muzmingokhan.blogspot.com/" target="_blank">Gökhan</a>'ın beni ağlatan fedakarlığı sayesinde bedavaya erişmiş oldum :D<br />
Günün sonunda, Tolga Çevik gösterisi ile de adeta ağladım, gülmekten.<br />
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjMPYUf9i6ubYC-z_9suSfDtWapuzlmjA5k7E6HlDe_EZaabO3xnGhFYXcZ3zqOZkkyQdUyF6GNIURgr7XUHv2fQGnY2_hDCuV0YwvZA5FY1XUKC6IErsw6q0RTY75hYnY7BlNoB535oXZS/s1600/IMG_4655.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjMPYUf9i6ubYC-z_9suSfDtWapuzlmjA5k7E6HlDe_EZaabO3xnGhFYXcZ3zqOZkkyQdUyF6GNIURgr7XUHv2fQGnY2_hDCuV0YwvZA5FY1XUKC6IErsw6q0RTY75hYnY7BlNoB535oXZS/s320/IMG_4655.JPG" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Çıbıkla ilk selfie, Çoğh eylendim :D</td></tr>
</tbody></table>
<br />
<br />
İkinci olarakta <b>INTERSTELLAR </b>filminden bahsedesim var. Bilen bilir, blogumda da ara ara bahsederim; iyi bir film kültürüm ve hatta <i>küçük </i>bir koleksiyonum var. Az önce izlediğim bu filme ise ön yargı ve kötüleyen yorumlar eşliğinde gitmiştim ki yorumlarla hareket etmemek gerektiğini 38.kez anladım. Film <i>Christopher Nolan</i> hayranlığımı 1.5 den 38 e çıkardı. Bazı filmler vardır artık kült olmuştur ve sarsılmaz yerleri vardır, hem piyasada hem hayranları arasında. Benim de hayranı olduğum, bu filmlerin yerine başkası geçemez dediğim favori filmlerim var. İnterstellar en beğendiğim film oldu mu bunu biraz düşüneceğim ama en iyilerim arasına girip, efsanelerim arasında yerini aldı.<br />
-Gözlerimi kırpmadan izledim!-<br />
Filmin özetinin özeti şu; Her dakikasında zeka kokan, diyaloglarına ve seyirciyi içine çekip sahneleri birebir yaşatmasına hayran olunası bir filmdi. Tabi bir de sahnelerin kusursuzca bağlanmasına ayrı bir cümle ayırmakta fayda var.<br />
Spoiler yemeyin diye çabaladığım için cümlelerim havada kalıyor tabi bu arada :D<br />
Kısacası izledikten sonra bu filmi o noktadan bu noktaya bu noktadan da şu noktaya nasıl bağlayabilir bir insan diyip heyecandan harakiri yapabilirsiniz..<br />
<br />
Vee sonunda nazarlara gelen Ayfonumun ekranını yaptırdım. O kadar çok esprisini (lafını, latifesini, çirkinliğini) yaptım ki ciddi anlamda telefon lanetlenmiş olmalı. Ekranı yaptırınca sıfır gibi oldu olmasına ama şimdi de şarj kablosunu kopardım. Zaten şarjım olduğu gün yoktu artık iyice ulaşılmazı oynarım.. Bir de teknoloji zirvesinde Ali sayesinde de bir kılıf kazanmış oldum ki ona da deli sevindim. Kılıf çok güzel la!<br />
<br />
<a href="http://enderinmekani.blogspot.com.tr/2014/10/pasaport-nasl-bedavaya-ckarlr.html" target="_blank">Pasaport nasıl bedavaya çıkarılır?</a> diye yazmış ve siz fakirleri sevindirmiştim. Bende o yazıdan sonra yarım kalan pasaport işlerimi hallettim. Bu arada Büşra'ya da aynı yöntemle pasaport aldık ki birinin bu yöntemden yararlanmasını sağlamış olmak çok mutlu etti beni. Neyse sonuç olarak eve geldiğimde, annemin pasaportumu yatağımın ucuna koymuş olduğunu görmemleee... Evet gerçekten hayal gücünüzle sınırlanmıştır bu kısım.<br />
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZRWlmosDUl759e-okOg96OjMGBWipOnmPgF18WKyNuNymVn5MR64dBrEXiYWU_jeXk8__1c8AwgaoFhjnZUL9VxJELVxEY0MiEEzxhwUONoc87F4jN0of2uKpFDY2PCMyy_eUuYmn-OEg/s1600/IMG_4657.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZRWlmosDUl759e-okOg96OjMGBWipOnmPgF18WKyNuNymVn5MR64dBrEXiYWU_jeXk8__1c8AwgaoFhjnZUL9VxJELVxEY0MiEEzxhwUONoc87F4jN0of2uKpFDY2PCMyy_eUuYmn-OEg/s320/IMG_4657.JPG" width="240" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Germany, loading.. (%70)</td></tr>
</tbody></table>
<br />
<br />
Tüyap kitap fuarına da gittim bu arada. Fuar bildiğiniz gibi, hiç değişmemiş. Ne bir eksik ne bir fazla..<br />
Yine en güzel stand penguen dergisinin. E tabi bende karikatür hastası biri olarak bu sene de bir şeyler aldım standdan.<br />
Onun dışında <a href="http://busrakkus.blogspot.com/" target="_blank">Büşra</a>'nın blogunda görüp, okumalıyım dediğim <b>Yabancı </b>ve Cemre snap attığında ilgimi çeken <b>Bulantı </b>adlı kitapları aldım. Osman Pamukoğlu reyizi canlı görme şerefine eriştim. Fuarda en çok almayı istediğim kitabı bulamayıp azim ettim ve o kitabı da başka bir yerde buldum o da yarın gelir.<br />
Kitap; <b>Elveda ve bütün o balıklar için teşekkürler</b>. Evet ismi o kadar güzel ki içeriği kötü olsa bile gam yemeyeceğim.<br />
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgHhaHgrWDmQWxUw9SkPmL2drPH0JEA_xaFDZtM5c5g64fsClY4DZN_o6hmMW7N32zZ795KB5JWMyglLpTPmbDhKsA74vJAcA5jOY2rr1H1Y7lQ12D8OyJBlSR3TLozbtmwldVdwPdq4TNA/s1600/10693391_411608632320181_674700419_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgHhaHgrWDmQWxUw9SkPmL2drPH0JEA_xaFDZtM5c5g64fsClY4DZN_o6hmMW7N32zZ795KB5JWMyglLpTPmbDhKsA74vJAcA5jOY2rr1H1Y7lQ12D8OyJBlSR3TLozbtmwldVdwPdq4TNA/s320/10693391_411608632320181_674700419_n.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Tüyap Kitap Fuarı stoğum</td></tr>
</tbody></table>
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEja240DMvBQrcJTaq6bqDIqVXqDdbvyqsP14KmoTZuWb3T6xQXVqncIJLNhsUyWfNCweJv_DKpru2sJjJx5EzoasrPaYz3c3-4N3w93xpim4zqag3EnaD6JXk3WfZBkSDS16L5_RX9p562I/s1600/B2AIYPgIUAEMmaX.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEja240DMvBQrcJTaq6bqDIqVXqDdbvyqsP14KmoTZuWb3T6xQXVqncIJLNhsUyWfNCweJv_DKpru2sJjJx5EzoasrPaYz3c3-4N3w93xpim4zqag3EnaD6JXk3WfZBkSDS16L5_RX9p562I/s320/B2AIYPgIUAEMmaX.jpg" width="240" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Osman Pamukoğlu</td></tr>
</tbody></table>
<br />
<br />
Ve iyice kişiselleştirerek beni en çok mutlu eden olaya geliyorum.<br />
Blogda da bahsetmiş olduğum, en eski arkadaşlarımdan Kadir'in ablası evleniyor. Bu kısım beni ilgilendirmiyor aslında. Olayın beni ilgilendiren boyutu birlikte büyüdüğüm, birlikte çok eğlendiğim ve hakkımda en çok şeyi bilen sokak arkadaşlarımın/dostlarımın <i>bir araya gelecek olmaları</i>. (Galiba dağıldık derken..)<br />
Kadir erasmus için Almanya'daydı ama düğün nedeniyle İstanbul'a geldi.<br />
Rahmi gemici. 1 yıldır Hindistan, Çin, Brezilya artık ne kadar ülke varsa dolaşıyordu. O da 1 yıl sonra döndü.<br />
Sınavlara çalıştığı için göremediğim Burak'ı göreceğim.<br />
Ve bu ara her hafta görüşüp iddiasına tavla oynuyor olsakta Ali'yi de tekrar göreceğim.<br />
Çocukluğumdan geriye bir Sercan kalıyordu fakat "<i>O</i>" artık aramızda değil..<br />
<br />
<i>O güzel insanlar, o güzel atlara binip gittiler..</i><br />
<br />Enderhttp://www.blogger.com/profile/08898107568172771414noreply@blogger.com12tag:blogger.com,1999:blog-5569754589016579565.post-82939909236112217192014-11-05T00:23:00.002+02:002015-07-12T17:44:06.877+03:00Arkadaşlarınız<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgFMuynsvmoongObzBzwhe3o4t2eJbzchoyzONtCJnWUGzJm84O-oLJDI6ccdXE2NZCuozr_Wr-Vts8LpjuTV8NMPBWH1FWV4zLCLGesFYkFcEgK3BQZy2B-jQIlg8JGKyJidN6xbGej0U3/s1600/10409110_10204156721174517_8265731105276422620_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="211" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgFMuynsvmoongObzBzwhe3o4t2eJbzchoyzONtCJnWUGzJm84O-oLJDI6ccdXE2NZCuozr_Wr-Vts8LpjuTV8NMPBWH1FWV4zLCLGesFYkFcEgK3BQZy2B-jQIlg8JGKyJidN6xbGej0U3/s1600/10409110_10204156721174517_8265731105276422620_n.jpg" width="320" /></a></div>
Selam!<br />
Yazıma çokça sevdiğim bir kaç film arasında yer alan Pulp Fiction'dan bir fotoğraf ile başlıyorum.<br />
Konu ile bir alakası yok.<br />
Filme ve bu diyalogun geçtiği sahneye bayıldığım için, yaşatmak istedim sadece.<br />
Günün konusu; ben ve diğerleri.<br />
Aslında aylar önce çok takıldığım bir konuydu bu ve bloga yazmaya karar vermiştim bile.<br />
Etrafımda bulunan insanlar değişiyor ve tahammül edilemez duruma geliyorlardı o günlerde.<br />
<br />
Ondan sonra Oğlak burcu yalnızlığıyla duvarlarım ortaya çıkmaya başladı..<br />
<br />
Şöyle ki; zaten herkes ile arama bir çizgi koyarım ama çizginin yakınlığı kişiye göre değişiyordu tabi ki.<br />
<br />
Bu yazıyı yazmaya karar verdiğim günlerde de bu çizgilerin bazılarının çok yakında olduğuna karar verdim.<br />
<br />
Ben mükemmel olduğunu düşünen yada benzer bir tabirle egoist birisi değilim. Ama dostluk diye bir şey varsa bu kavramın bazı fedakarlıkları hak ettiğinin farkında olan biriyim.<br />
<br />
Senelerce birlikte vakit harcadığınız insanları bir kere durup düşünün.<br />
<br />
Ertesi gün okul/iş var diyip erkenden kaçıyorsa..<br />
Paraya değer veriyorsa..<br />
Arkanızdan -<u>herhangi bir şekilde</u>- konuştuysa..<br />
Sevgilisi ile dostları arasında denge kuramıyorsa..<br />
Sadece kendi zevk aldığı şeyleri yapıyorsa..<br />
Çekin çizgiyi yada bir duvar inşa edin, artık adını her ne koyarsanız.<br />
<br />
Yukarıda saydıklarımdan istisna kabul edilebilecek şeyler olabilir ama benim bahsettiğim insanlar bunu hep yapan insanlar.<br />
<br />
Dediğim gibi aylar önce yazacaktım bu konuyu. Eğer o günlerde yazsaydım belirli kişileri hedef alıp, çok dolmuş bir halde yazardım ama şuan gayet rahat ve genel yazıyorum.<br />
<br />
Samimi olduğunuza inandığınız insan kendi keyfine göre hareket etmiş ve siz bunu uzun bir zaman fark etmemişsiniz.<br />
<br />
Çok dışarıda dolaşmanın getirisi olarak; çok insan tanımanın faydası, bu tespitleri yapabilmek oldu.<br />
<br />
Ya okulum var diyip bir insan arkadaş ortamından kalkıp gidiyorsa o kişiyle de arkadaş olmayın, ne kaybedeceksiniz?<br />
Bir kaç saat daha az uyusun ya da hiç uyumasın.<br />
Sizin için bu fedakarlığı yapamayan birisiyle arkadaş olmayın yoksa zaten bir gün kaybeden taraf olacaksınız.<br />
<br />
Eğer bir insanın okul gibi günlük dertleri varsa -<i>çok sevdiğim bir tabirle</i>- dönün ve diyin ki;<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhDJVrDPE9Uvz3AsOZNiI8zeA0XCS2LI0PEhnRoIVSZ_rKbMWy9oUnwWMVkJ5tB0zb8PORcmiZYDBEwz20cHNIxAdio416daCELIVD7tZzdEebDRnbLaCXwJXhuDHKFrmfpEo1kykCZ5hVP/s1600/6223678091220140911219081.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhDJVrDPE9Uvz3AsOZNiI8zeA0XCS2LI0PEhnRoIVSZ_rKbMWy9oUnwWMVkJ5tB0zb8PORcmiZYDBEwz20cHNIxAdio416daCELIVD7tZzdEebDRnbLaCXwJXhuDHKFrmfpEo1kykCZ5hVP/s1600/6223678091220140911219081.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Ne kadar anlatabildim bilmiyorum çünkü çok net yazamıyorum.<br />
<br />
Ama dediğim gibi eğer biri sizin dostunuz ise <b>fedakarlık </b>yapabilme algısına sahip olması gerekir.<br />
Sırf dost olduğunuz için keyif almadığı şeylere tahammül edebilir.<br />
Bu tahammül olayı çok farklı yerlere çekilebilir, o yüzden şöyle bir örnek vereyim;<br />
Ben NBA oynamayı hiç sevmeyen ve hala <u>iyi oynayamayan</u> biriyim. Ama geçen gün sabah 5e kadar arkadaşlarım oynarken eğlendiği için bende eğlenmeyi denedim..<br />
<br />
Ya da ben çok takıntılıyımdır belki..<br />
<br />
<i>Yukarıdaki özelliklere uyuyorsanız sizinle arama çoktan çizgi çektim. Umarım erken fark edersiniz.</i><br />
Bay.Enderhttp://www.blogger.com/profile/08898107568172771414noreply@blogger.com12tag:blogger.com,1999:blog-5569754589016579565.post-85821659324137660122014-10-25T02:14:00.000+03:002015-07-12T17:43:58.276+03:00Enderin Playlisti<i>S e l a m</i><br />
<br />
16 gündür bloga yazmadığımı fark ettim.<br />
16; normal bir blog için çok uzun bir süre olmasına rağmen benim için kısa bir süre, bu yüzden öncelikle kendimi tebrik ediyorum.<br />
<br />
O zaman, tek başınıza yolculuk yaparken dinlemelik (ve diğer bütün ihtiyaçlarınız için) <b>16 </b>birbirinden değerli şarkı ile bir playlist oluşturayım..<br />
<br />
<b>Not :</b> Zamanınız çok ise alternatifleri de dinlemeniz şiddetle önerilir ;)<br />
<b>İpucu :</b> Zamanınız az ise sonlara doğru daha güzel şarkılar paylaştım ;)<br />
<br />
Bu ara biraz kafa dinledim ve playlistim üzerinde düşündüm.<br />
Playlist üzerinde düşünmeyi biraz açarsak; İnanılmaz bir müzik zevkim (repertuarım) var. Şöyle ki; telefonumda <i>453</i> tane hepsi özenle seçilmiş müzik var ve <u>Arap Şükrü</u>'den <u>Rammstein</u>'e kadar uzanan geniş bir yelpazeden bahsediyorum. Bu yüzden üzerinde biraz düşünmem gerekiyordu.<br />
<br />
Her an değişen ruh hallerine sahip biri olarak tabi ki playlistleri olan biri değilim.<br />
Çünkü playlistler genelde benzer tarzların bir araya gelmesi ile oluşur.<br />
Benim müzik dinleme düzenim ise şöyle;<br />
En son (<i>en son ne demekse</i>) telefona attığım şarkıyı, bayılana kadar yada yeni bir tane bulana kadar dinlemek..<br />
<br />
Bu yöntemin bir farklı versiyonu ise kumar oynamak.<br />
O da şöyle oluyor;<br />
Telefonun playerini karışık sıralama (shuffle) moduna alıyorum ve kendime 3 defa sonraki şarkıya geçme hakkı veriyorum. (Bazen 3 hakkımı da da beğenmeyip +2 hak daha aldığım oluyor :D)<br />
<br />
Arabesk rap hariç her tarz müziği de dinlerim.<br />
<i>Arabesk rapi de denedim ama gerçekten olmayınca olmuyor :(</i><br />
Fakat genel ruh halime iyi gelen ve kötüysem bile beni mutlu yapabilen bazı şarkılar (şarkıcılar, sanatçılar, efsaneler) var ki bugün onları bir araya getireceğim.<br />
Bunu yaparken de daha az bilinenlerden seçmeye çalışacağım ki bilinip daha fazla şarkı yapsınlar :D<br />
<br />
Öncelikle, sadece Türkçe dinlemediğimi ama Türkçe şarkıları daha çok sevdiğimi belirterek başlıyorum yazmaya;<br />
<br />
<i>Frapan ile başlayalım. Hala çok bildiğim bir grup (gruptur heralde :D) değiller ama bu şarkılarına bayılıyorum.</i><br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="//www.youtube.com/embed/y-0hyiw-AY8" width="560"></iframe>
<br />
<br />
<i>Sırada Gece grubu var. Çok bilinmediklerini söyleyemeyiz tabi, ama yine de araya sıkıştırmak istedim. </i><br />
<i>Alternatif olarak Bomonti Sokakları şarkısını da <a href="http://www.youtube.com/watch?v=Zm6WtUZCXCk" target="_blank">şuradan</a> dinleyebilirsiniz.</i><br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="//www.youtube.com/embed/d2gVw7mHdc0" width="420"></iframe>
<br />
<br />
<i>Güntaç Özdemir var şimdi de sırada. Güntaç Özdemir bloguma iki farkı ile damgasını vuruyor;</i><br />
<i>Birincisi; playlistimdeki tek bireysel çalıp-söyleyen erkek,</i><br />
<i>İkincisi ise; şarkılarını bir kenara koyarsak, kendi tarzı bana örnek teşkil eden bir zat kendisi :D</i><br />
<i>Seneler önce bir dizide duyduğum ve tanınmasını sağlayan <a href="http://www.youtube.com/watch?v=qhudUgdfWwg" target="_blank">Benimle Yan</a> şarkısını alternatif olarak verip,</i><br />
<i>Esprili bir şarkı olan Elizabeth'i listeye ekliyorum..</i><br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="//www.youtube.com/embed/uPD-2r-_ft8" width="560"></iframe>
<i><br /></i>
<br />
<i><br /></i>
<i>İlkokuldan beri dinlediğim <b>Matrax </b>programında çalan <a href="http://www.youtube.com/watch?v=kfuYHBiZC9g" target="_blank">Battaniyem </a>şarkıları ile tanıdım bu grubu. Şarkılarında bir neşe bir coşku var ve ritmleri insanı istemsizce mutlu yapıyor. Bu kadar mutluluktan bahsettikten sonra "Mutluyum" u buraya koymayı uygun buldum ama tavsiye niyetinde <a href="http://www.youtube.com/watch?v=O6Sg34Z-s_U" target="_blank">Bu Kadarız</a> ve <b>MFÖ </b>den zaten aşina olduğumuz, duygusal mod isteyenler için <a href="http://www.youtube.com/watch?v=5Y0JR1XcsFo" target="_blank">Yalnızlık Ömür Boyu</a> şarkıları da şiddetle önerilir. (Son cümle düşük oldu sanki)</i><br />
<i><u>Not : Yeni albüm çıkaracaklarını biliyorum, hatta "Ait" adında bir single yayınladılar ama albüm ne oldu bilmiyorum :(</u></i><br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="//www.youtube.com/embed/wK2SsZnRXb8" width="420"></iframe>
<br />
<br />
<i>Sıradaki şarkı Narda Afrika grubundan geliyor. Bu grubu bir "dost" aracılığı ile öğrendim ve niye keşfeden ben olmadım diye bir kıskanmam oldu açıkçası. Şarkıları genel olarak geçmişe ve anılarımıza <b>selam </b>gönderiyor. İçinde kendimi de gördüğüm (ki zaten bir şarkıyı beğenmemizin asıl sebebi de bu değil mi?) , alışılmışın dışında sözlere sahip egoist bir şarkıya blogumda yer vermek istiyorum : Ben Efsaneyim.</i><br />
<i>Ama tabi ki alternatif olarak önerilerim yine var; <a href="http://www.youtube.com/watch?v=ge19xMH5Z4k" target="_blank">Benim Adım Ağustos</a> ve <a href="http://www.youtube.com/watch?v=SGJk_GPUEj8" target="_blank">Zorba</a></i><br />
<i><u>Bir albüm notu da bu grup için vereyim. Yeni bir albüm çıkardılar. Daha tatlı şarkılar yapabilmeleri için iCloud üzerinden, yeni albümlerini satın alın :D</u></i><br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="//www.youtube.com/embed/PvPLsvofvSk" width="560"></iframe>
<br />
<br />
<i>Mutlulukta mutluluk dedim ama biraz daha hüzünlü bir şarkı var sırada. Ayrılık şarkıları içerisinde, bir erkeğin söylediği en güzel şarkı olabilir bu. Pera - Sevdiğim Kadın</i><br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="//www.youtube.com/embed/0DWX1YfS0-4" width="420"></iframe>
<br />
<br />
<i>Bir grup daha var sırada. Şarkılarında Pera gibi, hüznün ağır bastığı Redd grubu'ndan "Keyifli Bir Gün"</i><br />
<i>Alternatifleri de çok güzel; <a href="http://www.youtube.com/watch?v=uoGzrJ05RNk" target="_blank">Falan Filan</a> ve <a href="http://www.youtube.com/watch?v=z3kMczL5UZ4" target="_blank">Nefes Bile Almadan</a></i><br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="//www.youtube.com/embed/S-v8LfS6Dv4" width="420"></iframe>
<br />
<br />
<i>Bu grubu da Frapan grubunda olduğu gibi çok detaylı incelemedim. Hatta bildiğim iki şarkıları var diyebilirim. Ama boş bir zamanımda diğer şarkıları da dinleyeceğim.</i><br />
<i>Alternatif olarakta grubu keşfettiğim şarkı : <a href="http://www.youtube.com/watch?v=oe8ucl9VkAI" target="_blank">Sorgu</a></i><br />
<i>Bloga koyduğum şarkı ise sözleri <b>Neyzen Tevfik</b>'e ve müziği <b>John Lennon</b>'a ait olan ; Bilir</i><br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="//www.youtube.com/embed/ackPN0oTIiI" width="420"></iframe>
<br />
<br />
<i>Biraz daha neşelenmeye başlıyoruz tekrar. Yine hakkında çok az şey bildiğim gruplardan S.O.S grubundan biri alternatif olmak üzere iki şarkı paylaşacağım. </i><br />
<i>Grup o kadar az tanınıyor ki (ya da benim bilmediğim bir durum var) bloga koyduğum "Eksik Şarkı" adlı şarkıları konser kaydı. Stüdyo kaydına ulaşamadım yani.</i><br />
<i>Alternatif ise küçüklüğümde hayranı olduğum Mustafa Sandal'ın <a href="http://www.youtube.com/watch?v=sl8K94cYOoQ" target="_blank">Beni Ağlatma Coveri</a> (Doğru kelime cover olmayadabilir) Tabi ki alternatif şarkı da konser kaydı :)</i><br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="//www.youtube.com/embed/ubb6zz1q204" width="560"></iframe>
<br />
<br />
<b>Düzeltme :</b> Bilmediğim durum şuymuş; S.O.S grubu Sakin adıyla da şarkılar yayınlıyor. Sakin adıyla yayınladıkları şarkılar da çok hoş ayrıca.<br />
<br />
<i>Sadece tek bir şarkılarını bildiğim ve uzun süre adını Siyah sandığım (nedense) Neyse grubunda sıra. Siyah adlı şarkılarını hemen aşağıda bulabilirsiniz.. </i><br />
<i>"Çığlık feryat figan olmuş" kısmına hasta olduğumu belirteyim.</i><br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="//www.youtube.com/embed/4Go2qRwXLjY" width="560"></iframe>
<br />
<br />
<i>Ve aralarından en sevdiğim,</i><br />
<i>bana inanılmaz bir neşe veren,</i><br />
<i>sadece adını duyduğumda bile şarkıları kafamın içinde dört dönen hatta şarkılarını ezbere bildiğim,</i><br />
<i>inanılmaz işler yapacağına inandığım</i><br />
<i><span style="font-size: large;">SON FECİ BİSİKLET </span>grubu var sırada. </i><br />
<i>Adında bisiklet geçtiğinden midir bilinmez bu grubun her şarkısına ciddi anlamda bayılıyorum!</i><br />
<i>Şarkıları -şuan hepsini gözümün önüne getiremesem de- genel olarak <b>birine </b>hitap ediyor. </i><br />
<i>Bu dünyanın daha yaşanabilir bir yer olmasını sağlayan ve bize heyecan veren, farklı birine..</i><br />
<i><u>Albüm çalışması yaptıklarını biliyorum. Albüm çıktığı gibi de benden destek göreceklerine şüpheleri olmasın. </u></i><br />
<i>Ve albümün habercisi niteliğinde yayınladıkları "Bu Kız" şarkısı geliyor şimdi de.</i><br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="//www.youtube.com/embed/zx6NkXvzrNc" width="560"></iframe>
<br />
<br />
<i>Alternatif olarak ise, grubun en beğenilen ve tanınmalarını sağlayan <a href="http://www.youtube.com/watch?v=4qo0rBaM4ZY" target="_blank">Bikisinde Astronomi</a> şarkısını verebilirim.</i><br />
<br />
<i>Favori grubumdan tabi ki bir şarkı paylaşmak olmazdı!</i><br />
<i>Yine. Son Feci Bisiklet grubundan, -gerek sözleriyle gerek klibiyle- beni büyüleyen bir şarkı var sırada.</i><br />
<i>Rahatsız Vals..</i><br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="//www.youtube.com/embed/_sEYrW3V8MM" width="560"></iframe>
<br />
<br />
<i>Bu şarkıyı paylaşırken hiç kadın sesinden şarkı paylaşmadığımı fark ettim. Çok tatlı ve güçlü sesiyle Jehan Barbur'a da benzettiğim, Su Soley'den - Bu Yaz şarkısı geliyor şimdi de.</i><br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="//www.youtube.com/embed/7gohs8XPRBQ" width="560"></iframe>
<br />
<br />
<i>Sırada Vera grubu var. </i><br />
<i>En sevdiğim şair <b>Nazım Hikmet</b>'in en sevdiği kişi Vera'ya yazılan şiirler kadar güzel değildir elbet ama bu grupta bir başka güzel.</i><br />
<i>Siyasi dokunuşunun da etkisiyle, Dokunma şarkısını burada paylaşıp,</i><br />
<i><a href="http://www.youtube.com/watch?v=i8E3jts7mIw" target="_blank">Hain </a>ve <a href="http://www.youtube.com/watch?v=KZRHmoGTcy4" target="_blank">Dünya </a>şarkılarını alternatif olarak vermeye karar verdim.</i><br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="//www.youtube.com/embed/2Nu1JOFxnRc" width="560"></iframe>
<br />
<br />
<i>Yavaş yavaş sona gelirken bir kadın sesi daha fakat bu sefer alışık olmadığımız şekilde, </i><br />
<i>mızıka sesleriyle.</i><br />
<i>Tam bir bahar şarkısı olarak; Yolda - Yol</i><br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="//www.youtube.com/embed/RvU8Nc-xBk0" width="420"></iframe>
<br />
<br />
Daima uzun olmasından korktuğum blog yazılarıma yine uzun bir yazı eklemiş bulundum. Daha fazla uzamaması için son bir grup/şarkı ile kapatıyorum.<br />
<br />
<i>Son Feci Bisiklet kadar sevdiğim ve </i><br />
<i>hemen hemen aynı zamanlarda keşfettiğim (ilk keşfedenlerdenim he) </i><br />
<i>Yüzyüzeyken Konuşuruz grubu var sırada. </i><br />
<i>Çok defa konserine gitme planları yaptığımız ama gidemediğimiz bir grup. </i><br />
<i>Alternatif olarakta bütün şarkılarını verebilirim ama </i><br />
<i>eğer illa bir seçim yapmam gerekiyorsa; <a href="http://www.youtube.com/watch?v=Hm4D6EHXoVI" target="_blank">Adam </a>ve <a href="http://www.youtube.com/watch?v=ElHUrlPTg-g" target="_blank">Konuşulacak Şeyler</a></i><br />
<i>Blogumda ise henüz yeni sayılabilecek ve diğerlerine nazaran daha hareketli (yani benim için daha iyi) bulduğum şarkıları : Kaş</i><br />
<i><u>Not : Yeni bir albüm de bu gruptan gelecek çok yakın zamanda ve hatta geç bile kaldı. Sabırsızlıkla bekliyorum!</u></i><br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="//www.youtube.com/embed/5ID16psQ8UM" width="560"></iframe>
<br />
<br />
Yeni keşiflerimi -<i>ara ara</i>- paylaştığım twitter adresim : <a href="https://twitter.com/enderinmekani" target="_blank">@enderinmekani</a><br />
Müzik zevki benimle fazlasıyla benzer olan Erencan'ın playlisti için : <a href="http://www.yasamtonu.com/modern-zamanlarin-modern-sarkilari-playlist/" target="_blank">Modern Zamanların Modern Playlisti</a><br />
Şarkılar arasında boğulmak istiyorum diyenler için : <a href="http://dinleyicisinibekleyensarkilar.blogspot.com.tr/" target="_blank">Dinleyicisini Bekleyen Şarkılar Blogu</a><br />
<br />
Umarım beğenmişsinizdir çünkü müziklerimin beğenilmemesi hoşuma gitmez :D<br />
<br />
<i>Her ne için isterseniz, onun için teşekkürler..</i>Enderhttp://www.blogger.com/profile/08898107568172771414noreply@blogger.com12tag:blogger.com,1999:blog-5569754589016579565.post-79259402888016562492014-10-08T19:04:00.001+03:002015-07-12T17:43:34.813+03:00En Son İzlediğim Film"En Son" diye adlandırılan zaman kavramını ne zaman kullansam, bir gariplik olduğunu düşünerek;<br />
Tatili biten bir insan selamı ne kadar hoş olabilirse o kadar hoş selam!<br />
Öncelikle bloga yeni bir yazı girdiğimde sadece twitterdan yayınlamama rağmen twitterı olmayan bir dost tarafından blogumdan bahsedilmesi<br />
ve<br />
en az 10 senedir yediğimiz-içtiğimiz ayrı gitmeyen Kudret'in, senin blogun mu vardı demesi<br />
gibi olaylar yüzünden özel selam yolluyorum kendilerine.<br />
<br />
Günler öncesinde (<a href="http://busrakkus.blogspot.com.tr/" target="_blank">Büşra</a>'nın listesinden bir yazıyla devam ederek) en son izlediğim filmi yazmaya karar vermiştim. O film de 2001 : A Space Odyssey olacaktı.<br />
Hala öyle tabi ama daha sonra Cem Yılmaz'ın Pek Yakında filmini de izledim ve ondan da bahsetmek istiyorum.<br />
Kısaca; son izlediğim iki filmden bahsedeceğim.<br />
<b>2001 : A Space Odyssey </b>adını çok duyduğum ama beğenmem korkusuyla izlemeye yeltenmediğim bir filmdi. Ta ki bir hocam tarafından ödev verilene kadar..<br />
Bu sene ve belki de üniversite hayatım boyunca dersini aldığım hocalar içerisinde -özellikle öğrenci ile etkileşimi açısından- en keyif aldığım hoca olan (birkaç kişi daha var tabi); Osman Yıldız hocam (ki başta garip biri gibi görünmüştü ama sonraları entellektüel bilgi birikiminin çok yüksek olduğuna karar verdim) Yapay Zeka'ya örnek olması açısından bizlere 10 küsür film içeren bir liste verdi. 3 kişilik gruplar olarak içlerinden birini seçip izleyecektik. Bu filmi seçmek için önce kendimi sonra gruptakileri ikna etmek biraz zor oldu tabi ancak filmin IMDB puanı ve Stanley Kubrick tarafından yönetilmiş olması sonunda bu filmi seçmemizi sağladı.<br />
Stanley Kubrick sevenler ve A Clockwork Orange'i beğenenler için söyleyebilirim ki (aslında siz zaten bunu da izlemişsinizdir) bu film kat ve kat daha güzeldi.<br />
Öncelikle grup arkadaşlarımdan Gökhan'ın da dediği gibi; 1968 senesinde çekilen bu filmi Türkler şu anda bile çekebilecek kapasiteye sahip değiller.<br />
Film Kubrick tarzında durağan ve kendi sakinliğinde seyrediyor. İyiliği ve kötülüğü çok tartışılan bir film olmuş zaten.<br />
Mesela filmin başında 5 dk. boyunca bir karanlığa bakıyor ve bir ses duyuyorsunuz sadece.<br />
İşte bu noktada filmi "bu ne sıkıcı ya" tarzıyla izlemeye başlarsanız film boyunca bu durağan sahneler canınızı sıkacak ama eğer bu başlangıç; "Kubrick'in; izleyiciyi meraklandırması ve heyecanlandırması için kullandığı bir yöntem" tarzıyla yaklaşırsanız film gerçekten keyif verici oluyor.<br />
Filmin ve yönetmenin ayırt edici ikinci özelliği ise izleyiciyi filmin sonunda da merakta bırakması kısmı.<br />
Yine Gökhan'ın dediği gibi; Inception'da merakta kalıyorsunuz ama bu merak daha somuttu.<br />
Kubrick ise daha soyut, uçsuz bucaksız düşüncelere sürükleyen bir merak etkisi bırakıyor üzerinizde.<br />
Öyle ki filmin açıklaması o kadar merak edilmiş ki kubrick2001.com diye bir site de yapılmış.<br />
Herhangi bir konuda bildiklerimi anlatırken daima yüzeysel kalmaya çalışırım, bu film içinde öyle yapacağım.<br />
<i>İçinizde filme dair bir merak uyandırmaya çalıştım, izleyip filmi keşfedin derim.</i><br />
<i><br /></i>
Gelelim; <b>Pek Yakında</b> filmine..<br />
Film Hokkabaz tadında olacak yorumlarını duyunca üzülmüştüm. Sonra -Cem Yılmaz tarafından da retweet edilen- izleyenlerin yorumlarına baktım.<br />
Hayranı olduğum karikatüristler başta olmak üzere (<a href="https://twitter.com/erdilyasaroglu/status/517058633927241728" target="_blank">Erdil Yaşaroğlu</a>, <a href="https://twitter.com/selcukerdem/status/517061863268687872" target="_blank">Selçuk Erdem</a>) herkes Cem Yılmaz'ın en iyi filmi diyordu.<br />
Ki bence; bir karikatüristin komedi filmi için yaptığı yoruma güvenmelisiniz..<br />
Bu yorumlardan sonra gitmeye karar verdim ve iyi ki gitmişim diyorum. Hatırlatmakta fayda var her film herkes tarafından beğenilecek diye bir kaide yok tabi, bu film gittiğim arkadaşım tarafından beğenilmedi ama ben bayıldım.<br />
Bi kere filmde diğer filmlere göndermeler var. İnce göndermeler yapılan her film (Özellikle Pulp Fiction) güzeldir felsefesini benimserim ben. Bu filmde de özellikle Eşkiya filmine yapılan göndermede çok gülmüştüm.<br />
Ayrıca yapılan espriler gerçekten diğer filmlerdekine göre daha yaratıcı.<br />
Son olarak hem yeşilçam hastası hem de anılara saygısı olan biri olduğum için Yeşilcama yapılan göndermelere ve yeşilçam eşyalarının kullanılarak anılarımızın canlandırılmasına hayranlıkla baktım.<br />
Bir de 4 sene önce gitmeye karar verdiğim ama hala gidemediğim, Kadıköy deki Oyuncak Müzesi'ni de görme fırsatı buldum bu filmde. Unutulmaya yüz tutmuş bu muhteşem müzenin hatırlatılması da ödüllendirilesi bir hareket olmuş.<br />
Filmin kötü bir yanı var ise o da konusunun basit olması. Aslında basit demez ama çok yaratıcı bir olay örgüsü yok ve seyirciyi meraklandıracak bir gidişat yok filmde. Yani bir sonraki sahnede neler olabileceğini kestirebiliyorsunuz.<br />
<br />
Hafızam el verdiğince iki filmi de tanıtmaya çalıştım. Yorumlarım subjektif olmuştur muhtemelen çünkü "özellikle" Kubrick hayranlığım yadısanamaz bir gerçek.<br />
<br />
Genel bir yorum olarakta filmlerin insanları geliştirdiğine inanan biriyim. İzleyin, izlettirin.<br />
<br />
Bu arada konuyla alakasız olarak; yazılımcı olmanın bir getirisi de trend uygulamaları kullanmayı gerektiriyor olması.<br />
Telefonumda da 30-40 sosyal medya uygulamasının hesabı vardı.<br />
Daha önceki bir yazımda (yorum kısmında) sosyal medya hesaplarımı sileceğimi belirtmiştim ve ufak çaplı olanları (BBM, Tango, Vk gibi) silmiştim.<br />
Tabi hesaplarım hala aktif görünüyordur belki (çünkü tek tek kapatmaya ülendim) ama uygulamaları kaldırdığım için bana bildirim gelmiyor kafa raad yani :D<br />
Yakın zamanda da facebooktan başlayarak <i>uzun bir süreçte</i> büyük hesapları da kapatacağım. Bence sizde deneyin ;)<br />
<br />
Ve son olarak normalde yazılarımı bitirdikten sonra 3-4 defa okur, yanlışları kontrol eder, anlamsız gelen kısımları düzeltirdim.<br />
Bugün biraz aceleye geldi..<br />
<br />
enderinmekanina hoşgeldiniz.Enderhttp://www.blogger.com/profile/08898107568172771414noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-5569754589016579565.post-34818798751705892242014-10-02T23:35:00.001+03:002016-02-25T14:23:51.833+02:00Pasaport Nasıl Bedavaya Çıkarılır?<b>25.02.2016 Güncellemesi:</b><br />
<br />
Çokça okunan bu yazım artık güncelliğini ve yararlılığını büyük ölçüde yitirdi arkadaşlar. Yeni çıkan bir kanuna göre artık 25 yaş altı öğrencilerden pasaport harcı <u>alınmayacak</u>. 25 yaşın üzerinde ve hala öğrenci iseniz yazımı okumaya devam edebilirsiniz.<br />
25 yaşın altındakiler için ise hayırlı olsun diyelim. Bolca gezin, eğlenin, yaşayın :)<br />
<br />
.<br />
.<br />
.<br />
<br />
Selam fakirler :/<br />
Her öğrencinin hayalini süsleyen, <i>harçsız pasaport</i> diye ortalıkta dolaşan dedikodunun peşine düşmüş biri olarak bütün bildiklerimi sizinle paylaşmaktan şeref duyarım.<br />
Harçsız pasaport olayını ne ilk ne de son anlatan kişiyim. Ama yazının yararlı olacağını düşünüyorum.<br />
Yazı biraz uzun oldu, sebebi de her detaydan bahsetmeye çalışmış olmam ama aslında çok basit bir olay.<br />
<u><br /></u>
<u>Öncelikle belirteyim; Pasaport tamamen bedavaya gelmiyor 140 TL lik harç ücretinden kurtuluyorsunuz (75 TL defter bedelini ödemeniz gerek) ve yöntemden yararlanabilmek için öğrenci olmanız lazım. Yazının devamını ona göre okuyun.</u><br />
<u><br /></u>
Not : Fiyatlar değişmiş (artmış) olabilir.<br />
<br />
Ehem..<br />
<br />
Yazımı Yıldız Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğrencilerinin harçsız pasaport alacağı şekilde anlatıyorum. (Fakat olayın formatı hiçbir yerde değişmiyor meraklanmayın)<br />
<u>İlk olarak;</u> Eğer bir dil kursu, staj yada erasmus fırsatınız yoksa (çoğu okul interrail ve work and travel için harçsız pasaport vermiyor) kendinize bir <b>seminer </b>veya <b>konferans </b>bulmanız gerekiyor.<br />
(Emniyetin sayfasından Kanıt : <a href="http://pasaport.iem.gov.tr/?page_id=524" target="_blank">Harçsız pasaport alabilecekler hakkında detaylı bilgi</a>)<br />
Konferans bulma konusunda <a href="http://conferencealerts.com/">conferencealerts.com</a> ve benzeri siteler çok iş görüyor.<br />
<br />
Burada önemli olan noktalar şunlar;<br />
<i>Konferans bölümünüz ile alakalı olmalı (BÖTE {Bilgisayar Öğretmenliği} okuyan biri için e-learning konferansı biçilmiş kaftan olabilir)</i><br />
<i>Bulduğunuz Konferans -tabi ki- yurt dışında olmalı</i><br />
<i>Bir de ücretsiz konferanslar bulmaya çalışmanızda yarar var (çünkü davet isteyeceğiz)</i><br />
<i><br /></i>
Konferansı belirlediyseniz sıra geldi mail göndermeye.<br />
Konferansı düzenleyen firmaya mail göndereceğiz. Bulduğunuz mail kişisel bir mail değil de <i>info@xyz.com</i> gibi olabilir. Şahsen benim bulduğum öyleydi. Bu bir problem teşkil etmiyor. Info'ya atılan mailleri kontrol ediyorlar.<br />
Evet, konferansa davet mektubu istediğinizi belirten bir mail atıyor ve cevabını beklemeye başlıyorsunuz.<br />
Ben bu noktada gün içinde cevap gelmediği için vazgeçmiştim ama ertesi gün cevap gelince gaza geldim. Çünkü bir de benim davetiye istediğim konferans ücretliydi. Baya da pahalıydı. Buna rağmen davetiye almamın bir işaret olduğunu düşündüm.<br />
Tamam efsane bir İngilizcem yok ama yol göstermesi açısından attığım maili paylaşayım;<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKG14DKdczeoW_xQjl_K5Pd-aGt4q0ikfNQYeg8Ta1_lzjjMYuzGto2LuDTZLB8cmJyhWiF4oHX8CcF3aqQffzKS2oHLGgcux1dWs25TgGB7SEdCh7wwqzOrB5LRo93rvWbTRZKSym8V26/s1600/Ads%C4%B1z.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="70" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKG14DKdczeoW_xQjl_K5Pd-aGt4q0ikfNQYeg8Ta1_lzjjMYuzGto2LuDTZLB8cmJyhWiF4oHX8CcF3aqQffzKS2oHLGgcux1dWs25TgGB7SEdCh7wwqzOrB5LRo93rvWbTRZKSym8V26/s1600/Ads%C4%B1z.jpg" width="320" /></a></div>
Ben mailde okuluma hitap etmelerini ve konferans tarihlerini yazmalarını özellikle belirttim. Bence sizde bu detayları belirtin.<br />
Dediğim gibi 1 gün sonra kişisel bir adresten cevap geldi. Hanım ablamız Berlin'de görüşürüz falan diyor ve tabi ki ekte davetimi de yolluyor. O da şöyle bir şey;<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg8nk0ZACLc6dlidXV1qITrhFVHHIKj6JgInk5nn8rXxO4X5fwKh01lwfDNrrIMQbMnopAr5XTlV1j8K3a9w-egArtLmZGiMFaYHsM0ukfW5o3wahsXpNewYfAiFeHYG16VQw0sENJE5ixF/s1600/Ads%C4%B1z.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg8nk0ZACLc6dlidXV1qITrhFVHHIKj6JgInk5nn8rXxO4X5fwKh01lwfDNrrIMQbMnopAr5XTlV1j8K3a9w-egArtLmZGiMFaYHsM0ukfW5o3wahsXpNewYfAiFeHYG16VQw0sENJE5ixF/s1600/Ads%C4%B1z.jpg" width="216" /></a></div>
Tabi Ender durur mu yapıştırmış cevabı; <u>Tenk yu </u><br />
<br />
Not : Kendine sahte bir davetiye göndererek pasaport alan kişiler de var ama ben tabi ki size böyle bir şey yapmanızı söylemem ;)<br />
<br />
Neyse ben bu davetiyenin çıktısını aldım ve gittim <u>Fakültenin Öğrenci İşlerine.</u><br />
Yetkili daha önce hiç konferans için pasaport vermedik dedi. <b>İlk oldum lan bildiğin.</b><br />
Normalde <b>2</b> gün içinde bitmesi gereken işlemler alanımda ilk olduğum için biraz uzadı.<br />
Yetkili İngilizce bilmediği için başka fakülteden birini arayıp yardım aldı. (İngilizce davetiyeleri herhangi güvendikleri birine çevirttiriyorlar)<br />
Sonra bana "Genel Dilekçe" adı altında boş sayılabilecek bir dilekçe verdiler, bende dilekçeye pasaport talebimi dile getiren kısa bir yazı yazdım ve davetimin çıktısıyla birlikte teslim ettim.<br />
<br />
Dilekçeye 1 yıllık pasaport istediğimi yazacaktım ama yazdırmadı. 2 günlük konferans için 1 yıllık pasaport mu verilir dedi. Bende dilekçeme süre yazmadım. O an üzüldüm açıkcası çünkü 6 aylık pasaport çıkarsa (en düşük pasaport 6 aylık bu arada) bir dahaki yaz kullanamayacaktım.<br />
<br />
Salı gel demişti, ben ne olur ne olmaz diye Çarşamba gittim.<br />
Senin bilgilerin eksikmiş ya telefonun da yoktu arayamadım dedi -<i>Derken dilekçemi çıkardı aa burada telefonun yazıyormuş dedi (bu şaka değil)</i>-<br />
Bilgi olarak istediği şeyler de kimlik bilgileriniz. Normalde <b>kimliğinizin önlü arkalı fotokopisini alması gerekiyor</b> (siz hazırlayıp gidin) ama ikimizde üşendiğimiz için ben bilgilerimi kağıda yazdım o da öyle kabul etti.<br />
Vee ertesi gün tekrar Öğrenci İşlerine uğradım.<br />
Bu arada söylemeyi unuttum. Üzerinde Dekan'ın imzası bulunan bir dilekçe almak için gidip geliyorum sürekli. Yetkili yine yoktu stajyer olduğunu düşündüğüm arkadaş durumumu biliyordu neyse ki. Muhtemelen yetkili varken gelmemi isteyecekti ki acil mi lazım dedi bende neredeyse bir haftalık bayram tatilini bahane ederek yetkiliyi arasak olmaz mı dedim.<br />
Sonunda da Dekandan elektronik imzalı dilekçeme kavuştum. Dilekçeye baktım bir de ne göreyim <b>1 yıllık pasaport</b> yazıyor. Ayfonumdan Ankaranın Bağlarını açmamla birlikte..<br />
Neyse artık yapmam gereken tek şey Mal müdürlüğüne veya ilgili bankalara 75 TL yatırmak.<br />
<i>(Daha sonra Fatihteki mal müdürlüğüne neredeyse hiç sıra beklemeksizin yatırdım bu ücreti) </i><br />
Ardından dekont ve dilekçe ile birlikte Emniyet'e gitmek gerekiyor. Sonra sabahlar olmasın..<br />
<i>(Ben bu işlemi de </i><i>Fatih Emniyetinde hallettim.)</i><br />
Dekanın e-imzası bulunan, yani bana pasaport almamı sağlayan dilekçe de burada (<i>Kişisel birkaç yeri paintte samimiyetsizce boyadım tabi</i>);<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjvmo9helEFIXolYTlOyOseOCiAnNNg7u8Sy6Viv-gETZdOJutYN4TxATSQeLQJjcGvmvfamUqUqod0VUKE1_pBoWO23lTE8LSm3bqvEMyBRiLy9GAcGHASDi-vXEta-dGxb619VjygzQ1f/s1600/IMG_4307.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjvmo9helEFIXolYTlOyOseOCiAnNNg7u8Sy6Viv-gETZdOJutYN4TxATSQeLQJjcGvmvfamUqUqod0VUKE1_pBoWO23lTE8LSm3bqvEMyBRiLy9GAcGHASDi-vXEta-dGxb619VjygzQ1f/s1600/IMG_4307.JPG" width="263" /></a></div>
<div>
<br />
Pasaporta ait Defter bedelinin -mantıken- <u>konferans tarihinden önce yatırılması gerektiğini hatırlamakta fayda var</u> :D<br />
<br />
Yazı içinde belirttiğim detayların dışında birkaç <b>ÖNEMLİ </b>şey daha var;<br />
-Üniversitenizin Öğrenci İşleri iyiyse (özellikle özel üniversitedeyseniz) rahatlıkla 2 yıllık pasaport alabilirsiniz. Sekretere ısrar etmeniz yeterli olacaktır.<br />
-Davetli olduğunuz konferansa gitmeniz gerekmiyor. Kesinlikle kimse sizi, <i>neden gitmedin</i> diye sorgulayamaz. (Ayrıca yurtdışına çıkacağınız tarih konferans tarihiyle aynı olmak zorunda değil ve konferansın yapıldığı şehirde/ülkede bulunmanız da gerekmiyor.)<br />
-Dilekçede 1 yıllık yazsa da Emniyetteki pasaport memuru iyi biriyse 2 yıllık yaptırma şansınız var diye bir şey de duydum.<br />
-Pasaport çıkarmak için gerekli olan şeyleri yanınıza almayı ve onların da ufak masraflar tutacağını unutmayın. (2 adet Biyometrik fotoğraf vb. şeylerden bahsediyorum.)<br />
-Hangi mal müdürlüğüne ve emniyet müdürlüğüne gittiğinizin bir önemi yok.<br />
<br />
Son not : Vizeyi bedavaya getirmenin bir yolu yok arkadaşlar :D<br />
<br />
Hadi yine iyisiniz köftehorlar, kaptınız bayram hediyenizi.<br />
<br />
İlk pasaportu en günahsız olanınız alsın, by.<br />
<br />
<b>AYLAR SONRA GELEN NOT : </b>Ben, <a href="http://busrakkus.com/" target="_blank">Büşra</a> ve tanıdığım çok insan bu yöntemden faydalanarak yurtdışına çıktı. Umarım siz de yararlanırsınız.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://igcdn-photos-c-a.akamaihd.net/hphotos-ak-xaf1/t51.2885-15/e15/11376633_1051056591573546_2070143508_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://igcdn-photos-c-a.akamaihd.net/hphotos-ak-xaf1/t51.2885-15/e15/11376633_1051056591573546_2070143508_n.jpg" width="320" /></a></div>
<br /></div>
Enderhttp://www.blogger.com/profile/08898107568172771414noreply@blogger.com24tag:blogger.com,1999:blog-5569754589016579565.post-85184915211008441462014-09-27T23:42:00.002+03:002015-07-12T17:43:03.886+03:00Kendim hakkında bilinmeyen 10 özellikYağmurlu bir İstanbul'dan <b>Selam</b><br />
Çocukluğumun en tatlı anılarındandır ve bence güvende olmanın tanımıdır; sıcak yatağımdan cama vuran yağmur damlalarını izlemek.<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8gFmM1PBfZPQjHjCV5uDxkpBgf1Ge2bqExNBve3uFa5YejxzgE8_bu0J8-LOzWC2enPPMyesmnY8ssA7eEFQJBU07zYIROpqQ0oCdVLiu45u0j0BpArLS63G8riuSf-FccCxrvv5HNgL7/s1600/unnamed.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8gFmM1PBfZPQjHjCV5uDxkpBgf1Ge2bqExNBve3uFa5YejxzgE8_bu0J8-LOzWC2enPPMyesmnY8ssA7eEFQJBU07zYIROpqQ0oCdVLiu45u0j0BpArLS63G8riuSf-FccCxrvv5HNgL7/s1600/unnamed.jpg" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">enderinmekanı'nın Enderi</td></tr>
</tbody></table>
Hayatta en değer verdiği kavram <u>güven </u>olan ve <u>soğuğu </u>seven biri olarak bugün de Oğlak burcu özelliklerini taşıyor olmanın erişilmez hazzını yaşıyorum :D<br />
Aslında bu aralar blog yazmayı düşünmüyordum fakat yazacak konu bulamadığım günlerde bana "bir" konu bulacağını söyleyip ortalıktan kaybolan Büşra, geçen gün "on" efsane seçenek bulup karşıma çıktı. O gün bu gündür neler yazabileceğimi düşünüp durur oldum. Sonunda da bu bir hastalığa dönüşmeden yazmanın iyi olacağına karar verdim.<br />
Seçeneklerden 8.si ve bu konunun da başlığı olan yazıma giriş yapmadan önce -<i>10 tane çıkar mı bilmiyorum-</i>, her zamanki gibi gelişine yazacağım ve tabi ki ne kadar bilinip bilinmediğini benim bile bilmediğim özellikler olacak bunlar. Umarım daha önceki yazılarımdan tekrarlar yapmam.<br />
(<i>Sizde bir an kim ne yapsın senin özelliklerini diye düşündüyseniz; zaten blogu kendime yazıyorum. Kimse okumasa da ben sıkılana kadar yazmaya devam edeceğim diyerek bu konuyu da kapatıyorum.</i>)<br />
<br />
Öncelikle konu ile de alakalı olduğu için ilk sıraya yazıyorum; kendimden bahsetmeyi sevmem. "Ben" ile başlayan cümlelere gıcık olur ve hatta hislerimi saklamaya özen gösteririm. His diyince sevgi, aşk falan gitti kafalar hep tabi. Öyle değil be oğlumm o da var tabi de oraya yoğunlaşmayın :D Bu arada; bu ara herkeste bi sevgili tripleri var :D Özellikle son sınıf olan kadim dostlarıma selam eder bu konunun üzerinde daha fazla durmadan diğer maddeye geçerim..<br />
<br />
Hayatım iyi bir dinleyici olmakla geçti ve bunu zevkle yaptım. Hep birileri gelip bana günlük dertlerini anlattı bende o her zaman ki ciddiyetsiz tavrımla dönüp derdini s*eveyim dedim. İnsanların basit dertlerini bir yana koyarsak muhabbeti (muappeti) güzel olan -<i>özellikle yaşı büyük</i>- insanları dinlemeyi çok severim. Tek kelime etmeden sadece onaylayarak, gülerek ve kafa sallayarak saatlerce dinlerim. Tabi senelerce bunu yapmanın getirisi şu oldu; mahallenizin (maalle) küçük esnafları (özellikle berber) ile ülke kurtararak ve sahilde karşılaştığınız sarhoş ve bir o kadar sigara içmekten bıyıkları sararmış bey amcalar ile felsefe yaparak gününüzü gün edebilirsiniz. Çünkü en koyu muappet onlarda var. Ek olarak bir keresinde vücudundaki bıçak yaralarından kemikleri görünen bir tinerciyle de muappet etmişliğim var. (My nirvana) Burada belirtmekte fayda var; normal insanlar günlük telaşlarından insanlığını yitirmiş durumda oldukları için başkalarıyla konuşma isteğine kapılmış olabilirim. Aslında bu özelliğimi bilimadamlarından da onay alarak küçüklüğüme bağlıyorum. Hayır yo tramva geçirmedim tabi ki .s .s Sadece küçükken doktorların buğulu ses tonlarıyla (doğru tanımladığımdan emin değilim) konuşmaları çok hoşuma gider tüylerim tiken tiken olurdu, konuşmaya devam etmelerini dilerdim.<br />
<br />
Ev fobim var. Evde duramıyorum. Tabi buradan her gece partilere akıyorum çok sosyalim yea anlamı çıkmasın. Genel olarak <i>güzide semtimiz olan</i> Avcılar'dan dışarı çıkmıyorum. Bu kiminize normal gelebilir fakat ben bunu bazen normal saatlerde yapmıyorum. Okuyan ve çalışan biri olarak akşamları boş vaktim oluyor iki dinleneyim diyorum gece olmuş. Uyumayı çok severim ama kafa dinlemeye de zaman ayırmak benim için çok önemli. Gecenin bir yarısı bisiklet sürmeye çıkarım, kulaklığımı takar yürüyüşe çıkarım ve en çok -<i>sokakta tek gezmek problem olduğu için</i>- çorbacıya giderim. Çorbacı sohbeti de güzeldir bu arada.<br />
<br />
Yalnız olmayı çok severim. Tabi yukarıdaki özelliklerimi toplayınca bunu anlamak için iq seviyenizin pozitif bir numaraya karşılık gelmesi yeterli oluyor :D Yalnızlığı ve sessizliği severim dediğim gibi. Kış mevsimini de bu yüzden severim. Eğer mevsim kış ise dışarıda o yaz karmaşası yoktur, insanlar evde bunaldığı için dışarı çıkmazlar sadece gerçekten dışarıda olmak isteyen insanlar dışarıdadır. Yalnız yolculuk yapmayı da severim. Bazen arkadaşıma sen git ya benim bir işim var diyip bir sonraki otobüse bindiğim olmadı değil. Tamam tamam bu biraz mallık biliyorum. Yalnız yapmayı sevmediğim tek şey sanırım yemek yemek. Muhabbet ederek yemek yemeyi çok severim. (Bkz. gece çorbacıya gitmek)<br />
<br />
Anı biriktiririm. Bolca. Küçüklüğümde kokulu post-it ler vardı. Arkadaşlarımdan o post-it lerden toplayıp üstüne isimlerini yazmıştım. Onlar durur mesela. (Sanki bunu daha önce yazmıştım ya) O günden beri de bana bir şeyler hatırlatan her türlü abuk şeyi saklıyorum. Bazıları kimsenin aklına gelmeyecek şeyler. Hatta bazen bakasım gelir de herhangi bir anıyı yerinde bulamazsam net bir cinnet vakası. En son magnet koleksiyonuna başlayarak abuk şeyler biriktirmek yerine bu olaya bir ciddiyet kazandırdım tabi. Bir arkadaşımın da içki şişesi koleksiyonu var ki çok deli kıskanıyorum umarım nazar deymez :D<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
Yazacak daha çok şey var aslında ama aklımdaki diğer şeyleri yazarsam kendimi övüyor gibi görünürüm diyerek bir özelliğimi daha belirtmiş oldum. Çok <u>takıntılı </u>biriyim. Zaten takıntılarımı yazdığım bir yazı da var. Bir söyler bin düşünür lafının karşılığıyım arkadaş. Şuraya yazarken bile düşündüğüm detayları hayal edebilecek biri tanımıyorum. <u>Detaycıyım</u>.<br />
Tabi bunlar bir yana bir de buraya yazamayacağım şeyler de yok değil :D<br />
<br />
Gel gelelim son olarak imla kurallarını da kafaya takıyorum. Düşünürken detaycı olduğum gibi okur ve yazarken de detaycıyım. Hayır TDK dan gelmedim ve evet ben de çok yanlış yazıyorum ama yanlışlığı fark etmediğim sürece sorun olmuyor <i>haliyle</i>. Bu psikopatlığı bir kaç örnekle açıklayayım;<br />
Özel isimlerin (özellikle adımın) baş harfini küçük yazdığında düzelttirene kadar çirkinleştiğim kişiler oldu :D<br />
Bir de özel anlamı olan kelimeleri yanlış yazanlar var; örnek olarak "canım" kelimesini veriyorum. Bu kelimeyi "cnm" diye yazanlar da çok itici geliyor. Yazmak için mi yazıyorsun yoksa içinden geldiği için mi yazıyorsun?<br />
İşte bu yüzden sevgilim yok :D<br />
Eski yazılarıma (çok daha eskiden facebook yorumlarıma) ara ara tekrar bakar yanlış yazılan bir şey veya bir anlam bozukluğu görürsem düzeltirim.<br />
Kitap okurken yazım yanlışı yapılmasına kıl olurum bir kere tahammül edemeyip şikayetimi dile getiren bir mail yazmıştım.<br />
Son olarak bilerek yanlış yazılan şeylere takılmıyorum tabi ki. Bende zaten çok fazla yaparım. Muhabbet yerine muappet yazmak sempatik geliyor mesela.<br />
<br />
Sanırım 7 oldu ama yazı çok uzun oldu. Buraya kadar okumak için can çekişen arkadaşlara teşekkür ederim ve madem o kadar okudunuz sizde benim kendi hakkımda bilmediğimi düşündüğünüz özelliklerimi bana bir şekilde söylerseniz sevinirim.<br />
<br />
He bu arada bir şey daha yazacakken şu aklıma geldi; "bu arada" ve "ayrıca" gibi, yazının akışını bozmadan cümleleri bağlamamı sağlayan bağlaçlara, kelime gruplarına, sözcüklere hayranım.<br />
Son olarak yazacağım şey de şuydu; Eğer kendi dinimi yaratacak olsaydım bu dinin tek farzı gülmek olurdu.<br />
<br />
Başbaşş..Enderhttp://www.blogger.com/profile/08898107568172771414noreply@blogger.com10tag:blogger.com,1999:blog-5569754589016579565.post-76942434760920237882014-09-16T00:27:00.001+03:002015-07-12T17:42:50.193+03:00Üşenmedim yazdımGülümsemek sizi sunar..<br />
Kaybedenler kulübünün kesilen sahnelerinde duyduğum bu cümle çok hoşuma gitmiş olacak ki yazımın giriş cümlesi olmaya hak kazandı.<br />
Bugün, yine ve daima bahsettiğim dertlerimden bir kaçını daha yazmaya karar verdim çünkü biriktirip biriktirip buraya yazınca rahatlıyorum.<br />
<br />
Aslında okul başlamadan yazacağım diye kendime söz vermiştim amma velakin bir gün gecikmeli yazıyorum, iyi ki öyle yapıyorum çünkü okul ile ilgili de bir şeyler karalama gereği duydum böylece.<br />
Bugün okulun ilk günüydü sevgili günlük (16.kez aynı sahneyi yaşadığımı dikkate almayınız) ve buluştuğumuzda bayılana kadar saçmaladığımız arkadaşlarımla bir araya gelme fırsatı buldum. Zaten herhalde onlar da olmasa okula gitmem :D Çünkü okuduğum okuldan adın çıkarınca geriye kalan boşluğu anlatsam beni okula almazlar :/<br />
Yine de; son senem ve özleyeceğime eminim..<br />
Neyse okuldan da yeterince bahsettim fazlası zarar :D<br />
<br />
Her zamanki kendime has dikkatsiz tavırlarım sayesinde cüzdanımı kaybetmiş olduğumu belirtmek isterim. Zamanında anahtar, paso, kimlik gibi bilimum kayıplarım olmuşsa da bu sefer kombo yaparak komple cüzdanı kaybettim. Maddi bakımdan büyük bir vurgun oldu çünkü kimlik, paso, okul kartları, kredi kartları ve en önemlisi ehliyet gibi kartların hepsine (burada vurgulamakta fayda var "hepsine") kayıp bedeli adı altında bir servet bayıldım. Bu kayıp bedeline hala sinirliyim çok deşesim var bu resmi dolandırıcılığı amma kuulluğumu koruyorum. Maddi konuları konuşmaktan da cidden nefret ederim ama tatilden dönmüş ve yakın gelecek ile ilgili hayalleri olan biri için büyük bir günah işlemiş olmalıyım ki bu olay oldu. Herneyse yine de dikkatsizliğimi seviyorum. Fakat daha önemlisi maneviyata değer veren, hatıra hastası biri olarak cüzdanımda sakladığım arkadaşlarımın fotoğrafları da cüzdanla birlikte gitti. Asıl darbeyi o anda yedim. O arkadaşlardan da özür diliyorum :/<br />
Ayrıca bisikletimin en önemli yerini (anlayanlar için arka dişli) dağıttığım ve orjinal parça ile değiştirmek istediğim için oradan da ayrı bir darbe almış bulundum.<br />
<br />
Yalnız bu olumsuzlukları bir yana koyunca;<br />
<b>Oğlak </b>burcunun da mükemmelliğinden olsa gerek bu ara aldığım radikal kararlardan ötürü (bağh hele) gayet keyfim yerinde. Değişik bir huzur patlaması yaşıyorum.<br />
He birde bu arada gittikçe çoğalan etkinlikler var ki yetişemiyoruz efenim. Bir sabah kız kulesi karşımda bir sabah çadırdayım (uu neler yapmışsın öyle) derken okul açılınca yenileri de eklendi.<br />
<i>Bu arada bu seneki Cebit fuarını da kaçırmadım yalnız çok boştu, her sene daha kötüye gidiyorlar.</i><br />
Tabi bu konulara girmemin asıl sebebi reklam yapmak;<br />
Herkesi Nike'nın 4.kez düzenlediği "Run İstanbul" etkinliğine davet etmek amacım :)<br />
Bunu tamamen kendi isteğimle yapıyorum çünkü koşu gerçekten çok zevkli oluyor.<br />
runistanbul.com dan 20 tl karşılığında (öğrenciler için 20 tl) kayıt olup o paranın 10 katını çıkarıp aynı zamanda eğlenebileceğiniz bir koşuya katılmanızı tavsiye ederim.<br />
<br />
Son olarak ciddi bir hızla büyüyen magnet koleksiyonuma Hindistan, Hollanda ve Dikili magnetleriyle EFSANE bir destek sağlayan Gizem'e ve zorla aldırdığım Kıbrıs magnetinden dolayı kendilerine müteşekkir olduğum Eren ve Emre'ye selam eder tekrar tekrar teşekkür etmeyi bir borç bilirim.<br />
Başkasının gezip gördüğü yerlerden bir şeyler getirmesi benim gidip görmemden daha mutlu edici bir olaymış, magnet olayının en büyük artısı da bu oldu. (Yazar burada gezen gören herkese iş atıyor)<br />
<br />
Not : Yazıda sadece Oğlak kelimesini kalın yazarak sübliminal mesaj verdim, okuduğunuz için teşkür..Enderhttp://www.blogger.com/profile/08898107568172771414noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5569754589016579565.post-50698661417580564192014-08-09T23:32:00.001+03:002015-07-12T17:42:41.995+03:00Bir Tatlı Huzur, KaradenizSelam Oğlak Burçları and the others..<br />
<br />
3 günlük Alanya Hüsranı'ndan sonra 1 hafta boyunca Karadeniz'de daha doğrusu Ordu'daydım. Bu yazımda Ordu'dan bahsedeceğim.<br />
"Yazında neden sadece Ordu'dan bahsettin" diye soracaklar için baştan söyleyeyim; Bir hafta boyunca Karadeniz Turu yapmayı planlamış bir ekip ile geldiğimiz Karadeniz'de Ordu'yu gezmeyi bitiremediğimiz için diğer gereksiz Karadeniz illerine gitme fırsatı bulamadık :D<br />
<br />
<i>Ordu'lu olduğumu ve Ordu küçük bir sahil kasabası kıvamındayken de şehre aşık olduğumu bi kenara koyarak yazacağım yazının devamını.</i><br />
<br />
Ordu tam olarak <b>mü kem mel</b> bir yer.<br />
<br />
Kaldığımız <b>Atherina Otel</b> denize sıfır, harika manzaralı ve <u>inanılmaz ucuz</u> bir oteldi. Ayrıca çalışanları bizi evlat edinmek istediklerini söyleyecek kadar cana yakındılar.<br />
<br />
Ordu benden sonra yani 5 sene içinde çok büyük bir gelişme kaydetmiş. Büyükşehir olması ve teleferik ile tanışması Ordu'yu çok ileri taşımış.<br />
<br />
Karadenizin hırçın dalgaları tabirini çok duymuşsunuzdur fakat ilk gün her yer günlük güneşlikti. 22 saatlik otobüs yolculuğundan sonra (tam bir intihar) o güzel havada arkamıza ormanı alıp denize karşı dopdolu bir kahvaltıyla başladık güne.<br />
Hayatımın her anında ilk dikkatimi çeken unsur bulunduğum yerin insanı olmuştur. Ordu'nun da ilk olarak insanından bahsedeyim. (Tabi gözlem yapabildiğim kadarıyla ve istisnaları dışlayarak yorum yapıyorum.)<br />
<br />
Ordu'nun insanı bildim bileli samimidir. Bu tatilde de buna şahit oldum. Otel çalışanlarından zaten bahsetmiştim. Esnafı da çok yardımseverdir, insanı yolda yürümeyi, görgü kurallarına uymayı bilir. Kaba değildirler, iyi giyinirler.<br />
Ordu insanının kötü bir huyu varsa o da içe kapanık olmalarıdır. Bir örnekle anlatayım; İstanbul/Eyüp'te Karadenizliler Derneği vardır, işte onun yanında da Ordulular Derneği var :D<br />
Ordulular Giresunluları, Rizelileri ve Trabzonluları sevmez. Samsunlularla her maç kavga eder :D<br />
<br />
Karadeniz'den (özellikle Ordu'dan) gelin yada damat almayı düşünenler için daha detaylı analiz;<br />
"<i>Karadenizden kız alınır ama karadenize kız verilmez</i>" diye ünlü bir söz vardır. O söz şu yüzden söylenmiştir, Karadeniz kızı küçüklüğünden beri edepli ve çalışkan yetiştirilir. Erkeği için her fedakarlığı ve yardımı yapar. İlişki başından itibaren eşine sadıktır. Ayrıca Karadeniz kızı çokta egoisttir. Bu egonun sebebi çok güzel olmaları (bkz. Ordu'nun kızlarının İzmir'den sonra gelmesi) ve de küçüklükten asil yetiştirilmeleri ile alakalıdır. Bu yazdıklarım gerçekten de "geneli kapsayan" ve çoğunluk tarafından bilinen şeylerdir. <i>Erkeği kahvede pişpirik oynarken kadını sırtında fındık çuvalı taşır</i> diyor ve Karadeniz erkeğine geliyorum. Evet Karadeniz Erkeği pek çalışmaz :D Karadeniz erkeği küçüklükten itibaren delikanlı yetiştirilir. Racon sahibi, geleneklerine bağlı ve el üstünde tutulan kişilerdir. Bu el üstünde tutulmanın getirisi olarak Karadeniz erkeği gerekmedikçe çalışmaz :D Son olarak erkeği de Karadenize benzer, birden alevlenir, sinirlenir.<br />
Bu kısa izdivaç yorumlamalarından sonra Ordu'ya döneyim tekrar.<br />
<br />
Ordu diğer şehirlerin aksine değerlerini insanların gözüne sokmaz. (bkz. Isparta'nın gülden 3738438 çeşit ürün yapması) Mesela tadelle, sarelle gibi değerler Ordu'dan çıkmıştır fakat bunu ben bile yeni öğrendim :D<br />
<br />
Ordu; Fidangör Caddesi ve cadde boyunca uzanan eski, tarihi dükkanlarıyla ünlüdür. Ordu nüfusunun çoğunluğu buradadır. Ordu'nun merkezi tam olarak burası ve buranın başlangıcı sayılan Camidir. Fidangör'de Tadelle çikolataları satan küçük samimi tükkan, 50 yıllık meşhur pideci, hala ATARİ ve ATARİ KASETİ satan tarihi oyuncakçısı bulunur.<br />
<br />
Şunu da belirteyim;<br />
<span style="font-size: large;">ORDU'DA AVM YOKTUR.</span><br />
Umarım ileride de olmaz!<br />
<br />
Fidangörün dışında Teleferiği meşhurdur. Teleferik ile bir gece bir de gündüz Boztepe'ye çıkıp Ordu'yu izlemeniz şiddetle önerilir.<br />
<br />
Havalar ilk günden itibaren kötüye gittiği için ne rafting ne de yamaç paraşütü yapabildim. Ama sizin aklınızda bulunsun <b>rafting </b>yapmak için çok güzel bir yerdir. <b>Yamaç paraşütü</b> içinde öyle tabi ki.<br />
<br />
Bunu da söylemeye gerek yok aslında ama denize girin. Dalgalarla boğuşmak eğlencelidir, denizi temizdir, tuzu azdır.<br />
<br />
Ordu'nun yaylalarına çıkıp en az bir gün <b>çadırda </b>kalmalısınız.<br />
<br />
Ordu'nun doğal ve tarih kokan <i>UFUK GAZOZU</i>'nu da tadın tabi ki. (Portakallısı da vaaarrr)<br />
<br />
Ordu'nun güzel mi güzel dondurmasını da yiyin. Bu da doğal ve bağımlılık yaratır.<br />
<br />
Pide, yağlama, muhlama (bulabilirseniz) gibi yiyeceklerden bahsetmiyorum bile. Ben işkembe sevmem ama çok iyi işkembe çorbası da yapılır Ordu'da. Ordu tostu diye bir şey de var. ;)<br />
<br />
Eğer kendinize güveniyorsanız Ordu merkezden (Büyükşehir olduktan sonra adı Altınordu oldu) Perşembe ilçesine (Merkeze göre daha küçük bir yerleşim yeri, ayrıca köyümün bağlı olduğu ilçe, birde hırçın karadenizin sakin şehri diye bir sloganı var :D) pisiklet turu yapmalısınız. Tur 17 km. sürüyor. Ama yollar düz. Solunuza dağları ve ormanları, sağınıza denizi alıyorsunuz ve küçük tünellerden geçiyorsunuz. (Bu arada kiraladığımız yer bize son model Bianchi bisiklet verdi, ilk gördüğümde ağladım :D)<br />
Ayrıca Ordu merkezde sahil boyunca uzanan bisiklet yolu vardır ve insanlar genelde bu yolu taciz etmezler.<br />
<br />
Tekne ile açılın, balık tutun, fındık toplayın, fındık çuvallarını yokuş aşağı yuvarlayın. Fındık kremasının tadına bakın.<br />
<br />
Eski evlerini ve kalelerini gezin.<br />
<br />
Yok ben böyle geleneksel olaylara gelemem diyorsanız;<br />
Ordu'da çok güzel kafeler vardır sohbet etmek ve sosyalleşmek için. (Ordu'da insanlar tanışma isteğinizi normal karşılar, terslenmezsiniz) Tecrübe ile sabitlenmiştir ki bu kafelerin nargileleri İstanbul'dakilere göre çok daha ağırdır, kendine güvenen denesin :D<br />
<br />
Eğer bu da olmazsa Ordu da club da var tabiki. Gardenya Club'a bir uğrayın derim. Çok hareketli bir yer diyolla.<br />
<br />
Atari kasetlerinin, bisikletle geçtiğimiz tünellerin, ufuk gazozun, atherina otelin ve hatta basın müzesinin vs. resmini atacaktım ama yazı çok daha uzun gözükecek. İsteyen olursa yollarım :)<br />
<br />
Özet olarak ben ciddi ciddi ileride Ordu'ya yerleşmeyi düşünüyorum. Beni tanıyanlar bu olaya şahit olacak :D<br />
<i>İstanbul'lu İstanbul dışında bir yerde bir hafta sonra sıkılır</i> teorisine gönülden inanıyordum. Ama Ordu başka bir yer. Her kesime hitap eden canlı ve huzurlu bir şehir.<br />
<br />
Atladığım çok detay var çünkü Ordu gerçekten dolu bir Anadolu şehri.<br />
Umarım bir gün yolunuz düşer de Ordu'da bulunma şansına erişirsiniz.<br />
<br />
Tatilimin başlangıcı olan Antalya Hüsranı adlı yazım için <a href="http://enderinmekani.blogspot.com.tr/2014/08/alanya-husran.html" target="_blank">buraya </a>tıklayabilirsiniz.<br />
<br />
Başbaşş..Enderhttp://www.blogger.com/profile/08898107568172771414noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-5569754589016579565.post-59387957622925478442014-08-09T22:27:00.002+03:002015-07-12T17:42:11.970+03:00Alanya HüsranıSelam.
<br />
Bu yazı biraz günlük, biraz gezi yazısı niteliğinde olacak.<br />
<br />
Bayramı biraz uzatıp bolca tatil yaptım. 3 gün Alanya, 1 hafta da Karadeniz Turu adı altında bir gezi planlamıştık. Bu yazımda Alanya'dan bahsedeceğim sadece.<br />
<br />
Öncelikle İstanbul'dan önce Alanya'ya, oradan da Ordu'ya gittiğimi ve tabi ki geri İstanbul'a döndüğümü göz önüne alınca yaklaşık olarak bir Türkiye turu yapmış olmanın verdiği gözlem fırsatı ile yazımda kişisel görüşlerime çokça yer vereceğim.<br />
<br />
Alanya aslında çok güzel bir yer - diyeceğimi düşünerek gittiğim Alanya'da tam olarak hiçbir şey yok. Alanya maceram otogara indikten sonra bindiğim taksici görünümlü dolandırıcıyla başladı. (otobüs yolculuğuna verdiğim parayı taksiciye de verdim diyebilirim) Hayatımda ilk kez yol bilmeyen taksici gördüm üstelik gideceğimiz yer 5-6 km. uzaklıktaydı. Neyse ki ayfonumuz (ehem) vardı.<br />
Otel hakkında bir şey demek istemiyorum çünkü otel seçimi ile Alanya değerlendirmesi yapmak yanlış olacak. Ama otelde kötüydü.<br />
Denizi (abartmıyorum) gözlerimi açamayacağım kadar tuzlu ve de kirliydi.<br />
Havası boğuktu.<br />
Esnafı/insanı kabaydı. (Tek tük değil babadan oğula böyle)<br />
Yol bilmeyen taksiciden sonra hayatımda ilk kez sarhoş olan barmen görme tecrübesini de Alanya'da yaşadım.<br />
Üstsüz güneşlenen insanlar, her esnafın zevkle sattığı artık beni kusturacak duruma getiren bereket tanrısı heykelleri ve otellerin her gece müşterileri striptiz kulüplerine götürmesi gibi alışık olmadığım durumlarla karşılaştım.<br />
Alanya'da Almanca konuşmaya çalıştığım Alman bebeleri saymazsak iki kişiyle diyalog kurdum. (Bebeleri deniz derin değil diye kandırmıştım, atlamışlardı ahahahah)<br />
Bunlardan biri beni oyun oynarken görüp aynı oyunu oynadığı için muappet eden bebeydi ki gerçekten 16 yaşlarında falandı ama her gece striptiz kulübe gidenler arasında onun da olması üzücü tabi :D<br />
Diğeri de İstanbul'da Hukuk okuduğunu öğrendiğim Canan adlı arkadaştı. O ve sohbeti olmasa Alanya tatili bitmeyecekti.<br />
Bir kalesi, bir mağarası dışında Alanya'da gerçekten hayat yok. Eğer bu yazıya bir Alanyalı denk gelirse kusura bakmasın..<br />
Bu hayal kırıklığıyla sonuçlanan Alanya tatilinden sonra ikinci yazımda Ordu'dan bahsedeceğim.<br />
Takipte kalın :DEnderhttp://www.blogger.com/profile/08898107568172771414noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5569754589016579565.post-46443604606352121402014-07-19T02:07:00.002+03:002015-07-12T17:42:01.879+03:00Olan BitenNerede kalmıştık..<br />
"En son ayda 1-2 post atarım" dediğimi hatırlıyorum. Yine yalan söylemişim.<br />
Aslında yaklaşık 2 hafta önce telefonuma (fakirler ölsün, ayfondan selamlar) bloga yazacaklarımı ana hatlarıyla kaydetmiştim ama bir türlü temize geçme imkanı bulamadım. Şimdi de o konuyu yazmak istemiyorum. Bugün biraz günlük tadında olacak.<br />
<br />
Olan biten ve kafamı kurcalayan şeyleri dökeciim bugün. Amma öncelikle;<br />
<br />
"Dünya Fenerbahçeliler Gününüz Kutlu Olsun laağğ.."<br />
<br />
İlk olarak bir film tavsiyesinde bulunmak istiyorum. Seneler önce Eskişehir'e gittiğimde "The Man From Earth" adında bir film tavsiyesi almıştım ki filmi izlemek bugüne nasip oldu. Eses'e gittiğimde arkadaşıma -<i>blogumda da bahsettiğim</i>- "12 Angry Men" adlı filmi söylemiştim. "<i>Ağğbi ya film sadece bir odada geçiyor ve bir adamın diğerlerini ikna etmeye çalışmasını izliyorsun, hayvan gibi sarıyor</i>" demiştim aldığım cevap "The Man From Earth" filmine bayılacaksın olmuştu. Evet bayıldım. (Başrolün zeki ve hazırcevap olduğu her filme bayıldığım gibi buna da bayıldım. Tabi bu filmin de tek bir odada geçmesi ayrı bir dipnot)<br />
<br />
İkinci sırada bir sitemim var. Küçüklüğümden beri yabancı dil öğrenmeye olan ilgim ile doğru orantılı olarak İngilizce derslerim hep iyiydi. Daima kopya veren kişiydim. Üniversitede her dönem seçmeli dersler arasından içinde "İngilizce" geçen dersleri alırdım. (Üniversite demişken koskoca YTÜ daha önce aldığım dersi sistemden sildi!) Gel gelelim yılların birikmişliğini karşı komşumuz olan zenci ağbilere "<i>Faturayı yatırdınız mı?</i>" diye soracak kadar pratiğe dökebildim. İnsan istiyor ki bir yurtdışı göreyim ama Avrupa'da ilerleyebildiğim en uç nokta Tekirdağ olabildi ne yazık ki.<br />
<br />
Sıradaki sitemim ise şarkılara. Bu kadar duygu yüklü olmak zorunda mısınız?<br />
Gerçekten de; "<i>Müzik kulaktan alınan bir uyuşturucu!</i>"<br />
Mesela bu ara Princess Chelsea bağımlısıyım. (Hazır konu gelmişken Türk şarkıcıların daima yabancılara bin bastığını düşünmüşümdür. Rammstein hariç :| )<br />
Evet Chelsea diyorduk. Şarkılarında ve onları tamamlayan kliplerinde bolca kullandığı o durgunluk (Sanki biraz sakinleş ve dünyanın dönüşünü izle der gibi) replay tuşunu hunharca kullanma sebebim oldu.<br />
Bunu okuyan bazı arkadaşlara cevap olarak: Hayır, Princess Chelsea'yı yeni duymadım.<br />
<br />
Bir de bu ara gerçekten fazla düşünüyorum. Geçen gün yazılımcı olmasaydım ne iş yapmak isterdim diye düşündüm. "Karikatürist" olmak isterdim. Çizimlerine ve hayalgücüne güvenen bir insan başka ne olmak isterdi ki zaten?<br />
-Buradan sonra biraz ciddileşiyorum-<br />
Benim karikatürlerim komik olurdu muhtemelen. Gülmeyi ve güldürmeyi sevdiğimden olsa gerek. Fakat asıl saygı duyulması gereken insanların/karikatüristlerin gerçekleri tüm çıplaklığıyla çizimlerine dökenler olduğunu düşünüyorum. <u>Benim de henüz hakkında az şey bildiğim</u> Naci El Ali'nin <b>Hanzala </b>karikatürü gibi mesela. Çünkü çocuklar ölürken karikatürleriniz komik olmaz. Eğer ülkenizin günahsız çocukları öldürülüyorsa siz cesur olmalı ve bir Hanzala karikatürize etmelisiniz.<br />
Hanzala'nın hikayesini araştırmanızı şiddetle öneriyorum.<br />
<br />
Hayatın gerçeklerinden bahsettikten sonra son olarak gerçeklerin içerisinde kurduğumuz düşlere değinip bir ay daha blogu kaderine terk edeyim.<br />
Bence her insan gerçek kişiliğinin yanında içinde kontrol altında tuttuğu ve sadece düşlerinde serbest bıraktığı bir kişiliğe daha sahip. Benimki biraz daha kuul ve sigara içiyor mesela. Belki bir de motoru vardır ;)<br />
Bu tezimi destekleyen bir kliple veda ediyorum..<br />
<br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="270" src="//www.youtube.com/embed/6366dxFf-Os" width="480"></iframe><br />
Unutmadan <a href="http://1112211.com/" target="_blank">şurada</a> düşlerinde yaşayan bir insanın blogunu bulabilir ve kafasını anlamak için zaman harcayabilirsiniz. Bir gün blogumun o hale gelmesinden korkmuyor değilim.. Şaga şaga yok artık.<br />
<br />
Son yazıma gelen yorumlar ile baya eğlenmiş kahkahayı basmıştım lakin ki o bir kere olur.<br />
Bir de bir arkadaşıma sosyal medya ikonları hakkında yardım edecektim.<br />
Okuyorsan, hala aklımda..<br />
<br />
Tenkz for watching us..Enderhttp://www.blogger.com/profile/08898107568172771414noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-5569754589016579565.post-8178102505059720122014-06-09T00:41:00.000+03:002015-07-12T17:41:43.646+03:00Big brother is watching you!Selam.<br />
Yeniden başlıyorum. enderinmekanina hoşgeldiniz.<br />
Kaderine terk edilmiş bloguma tekrar yazmaya karar verdim. Sanırım ayda 1-2 post atarım. (Atmadı)<br />
Başlangıç için yazı biraz ağır olacak..<br />
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgtazHvkendXLrFuYMDCJt61w4XjjG5WE51I_vp-zrTVsVHREmVHM-ryVCE4hFPe08RVMdN9ZHqMcYGsvHN95zCf8htiPdUHFjQt1sOgY9dH_BwaMumfYyfJYADlVmHaN5PDHCThDPKq1OF/s1600/bigbrother.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="173" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgtazHvkendXLrFuYMDCJt61w4XjjG5WE51I_vp-zrTVsVHREmVHM-ryVCE4hFPe08RVMdN9ZHqMcYGsvHN95zCf8htiPdUHFjQt1sOgY9dH_BwaMumfYyfJYADlVmHaN5PDHCThDPKq1OF/s1600/bigbrother.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Big brother (1984 Filminden)</td></tr>
</tbody></table>
<br />
<br />
Afilli bir başlık ile giriş yapıyorum. "Büyük birader seni izliyor". George Orwell'in ara ara blogta da bahsettiğim 1984 adlı <u>efsane </u>romanında ortaya çıkan bu söz beni derinden etkilemiştir. Düşüncelerimi yazarken en iyi başlık bu olacaktır diye düşünerek yapıştırdım başlığı :D<br />
(Buradan sonraki iki cümle kitap ile ilgili spoiler içerebilir)<br />
Büyük birader bir sisteme takılan ismi temsil ediyor. İzlemekten kasıt ise sistemin senin her adımını takip etmesi demek.<br />
1940 larda yazılan bu roman ve içerdiği bu cümle az önce telefonumu (ayfon) elime aldığımda aklıma geldi. Gerçekten izleniyor olabilir miyiz? Eski bir zamanda size her sokakta kamera olacak deseydim bana inanır mıydınız? Peki şimdi, şu anda size "evinizde her odada kamera olacak" desem bana inanır mısınız? Yada bunun 10 sene sonra geçerli olmayacağını kim garanti edebilir?<br />
Peki kameraya neden ihtiyaç var? Güvenlik mi? İnsanları saldırgan olmaya zorlayan bir sistem aynı zamanda bizim güvenliğimiz için kameralarla mı donatıyor her yeri?<br />
Aslında asıl sorun bu değil.<br />
Çünkü zaten yöntem değişti.<br />
"<i>Olm CIA bizi izliyoğmuş laağ</i>" tarzı geyiklerden ve ütopik düşüncelerden sıkıldığınızı biliyorum, ben de sıkıldım. Fakat şu bir gerçek ki artık zorla ve gizliden gizliye izlenmiyoruz. Şu anda tam olarak yaptığımız şey kendimizi izletmek. Korkulan <b>izlenmek </b>kelimesi zamanla <b>sevecen </b>hale getirildi.<br />
Sosyal olduğumuzu sandığımız ağlar üzerinden bilerek ve isteyerek kendimizi izletiyoruz. Belki de çok özel olduğunu düşündüğümüz konuşmalarımız şuan hiç tanımadığımız insanların elinde. Kendimize ait en özel fotoğrafımızı ve hatta videomuzu başkalarıyla paylaşırken aynı zaman bunların kayıt altına alındığının farkındayız. (Aklınıza instagram değil de snapchat gelirse daha etkili olacak) Gittiğimiz yerleri herkese duyuruyoruz. Parmak izimizin bile alınmaya başlandığı bir dünyada tam olarak şimdi yaşamaktayız.<br />
"<i>Ne olmuş yeağ</i>" dediğinizi duyar gibiyim. Şu olmuş; artık tepkilerin ölçülebilir. Zayıf ve güçlü olduğun noktalar bilinebilir. Bu da seni bazı zamanlarda bazı şeylere bağımlı yapmak için kullanılabilir. Ben kişisel konuşuyorum ama bireyin bir önemi yok tabi ki, önemli olan çoğunluk. Ve böylece kazanan yine kapitalizm.<br />
Tabi bunları çekirdek çitlerken yazdığımı söylemekte fayda var.<br />
Tenks..Enderhttp://www.blogger.com/profile/08898107568172771414noreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-5569754589016579565.post-49441398232576455782013-12-16T21:56:00.001+02:002015-07-12T17:41:30.717+03:00Takıntılı Bir İnsanın Yazı DizisiEhem..<br />
<i>Henüz olmayan</i> çok sevgili takipçilerim, saygıdeğer <b>Oğlak Burçları</b> ve tabi ki geri kalanlar :(<br />
Selam olsun..<br />
<br />
İyice mallığı elime aldığım blog serüvenime hız kesmeden devam ediyorum. İnternet aleminden ban yiyene kadar buralardayım.<br />
<br />
Bugün yazıyor olmamın iki sebebi var. Birincisi "bloga ( <i>bu arada bizde bloga bilocan derler :/</i> ) yazsana azcuk okuyahğ" diye yem atıp oltaya gelmemi sağlayan arkaaaşım, ikincisi de düşünmek istemediğim karışık bir haftanın ardından yazıp kafa dağıtmak istiyor olmak.<br />
<br />
Takıntılarımdan bahsedicem* bugün.<br />
<i>Bahsedeceğim demeyi de biz iyi biliriz.</i><br />
<br />
Çünkü takıntılarımı anlatırken çok hoşuma gittiğini fark ettim. Aslında o biraz anlattığım kişiyle alakalı da olabilir bilemedim şimdi. Yalnız takıntılarımı anlatmak hoşuma gidiyor dedim ama takıntılı biri olmak hoşuma gitmiyor. Al sana beyin fırtınası. Ölümüne takıntılı biri olduğumu baştan belirterek yazıma girişiyorum.<br />
<br />
-Diş ve ağız ile ilgili ciddi problemlerim var mesela. Ağzım kokuyor mu acep korkusuyla konuşurken küçük küçük nefesler alıyorum, mallık diz boyu. Biriyle konuşurken de onun ağzı kokuyormu korkusuyla nefesimi tutuyorum falan. Ayna bulduğumda direk dişlerime bakarım. Hep yanımda sakız olmalı. Başkasının ağzından su içemem, yemek yiyemem. Başkası dediğim herkesi kapsıyor yalnız. Durum ciddi :(<br />
<br />
-Çay yada kahve. Şeker kullanmadığım halde bardağın içine kaşık koyarım. Sıcak içecekleri kaşıksız içemiyorum. Yani tabiki içebiliyorum ama huzursuz oluyorum. <i>Bunu bilen birisi kaşık almayı unuttuğumda bana kaşık getirmişti, o gün gerçekten etkilenmiştim. </i><br />
<i><br /></i>
-Dağıldım gittim yine ya. Evet bu seferki hakkaten mallık leveline atlamayı başarmış bir takıntı. Eskiden beyaz çorap takıntım vardı. Abartmıyorum (<i>zaten abartacak bir şey de yok) </i>30-40 çift çorabım vardı ve hepsi beyazdı. Bir tane bile başka renk yoktu. Sonra bigün kuzenim dalga geçince bi daha beyaz çorap giymedim. Şuanda da 30-40 çift çorabım var. Şimdi sıkı durun.. Hepsi siyah!<br />
<br />
-Yazarken anlamıyorsun ama şöyle bi durup bakınca ne yazmışsın be cammış gibi diyebiliyorsun. İşte bunlar hep tecrübe. Ondan ötürü son takıntımı yazayım. Eşyalara çok değer veririm. Herhangi basit bir eşya olabilir bu. Mesela ilkokulda not defterleri çok meşhurdu, herkes birbirine sayfa verirdi falan. Ben onların arkasına aldığım kişilerin adını yazıp saklamıştım. Hala duruyolar. He açıp baktın mı derseniz.. <b>no</b> :( Çok sevdiğim bir oyun vardı, zarlarını ve piyonlarını hala saklarım. O değil de sakladıklarımı yazsam bu yazı bitmez..<br />
Yalnız bu eşya saklama huyum sevgilim olmuş kişiler tarafından verilen eşyalar için geçerli değil. Onları genelde yakarım o.O<br />
<br />
Evettt, blog yazarları bilir insan yazınca yoruluyor. Yani bende blog yazarıyım hani baktığın zaman. Blog yani. Burda yetkili bi abiniz gonuşuyor.<br />
Şaka maka etraftan enderinmekani ismini duymak hoşuma gidiyor. Yavaş yavaş markalaşıyorum ahaha :D<br />
<br />
Veda kısa ve öz olsun madem.<br />
Okuyan herkese çok teşkur, selametle..Enderhttp://www.blogger.com/profile/08898107568172771414noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5569754589016579565.post-3839117088073127982013-11-24T20:56:00.003+02:002015-07-12T17:41:19.612+03:00Kitap ve Yazar Önerileri"Eğleniyo muyuz gençler" adlı çok kullandığım giriş cümlem bu yazımda da giriş cümlesi olsun öyleyse..<br />
Uzun bir aradan sonra blogumun "<i>Derslerden öğrendiğim kadarıyla bloglar günlük olur imiş benimki senelik olduğundan ötürü adını Feriha koyuyorum :(" </i><br />
<i>Evet bunu da derslerden öğrendim. Dikkat toplamak için küçük sürprizler yapılabilirmiş :(</i><br />
Herneyse evet ne diyorduk;<br />
Uzun bir aradan sonra blogumun "bir kaç yıl sonra utanılacak sayfalarına" bir yenisini daha eklemeye karar verdim.<br />
Film izlemeyi kitap okumaya tercih etsem de kitapların yeri bende hep ayrı olmuştur. Şimdi buraya entel entel açıklamalar yapmaya gerek yok. Kitap okumak kafa açar, uyandırır, geliştirir.<br />
<i>Öncelikle kitap tavsiyesinde bulunacak kadar yetkili bi ağbi misin diye soran eleştiri manyaklarını görüyorum. Değilim. </i><br />
Blog yazarlarının çoğu "<i>uzun yazarsam okuyucular kaçar mı?</i>" tribine girer. Bende girerim. Hemde çok girerim. O yüzden kısa tutmaya çalışacağımdan şüpheniz olmasın.<br />
Aslında kitap tavsiyesinden çok yazar tavsiyesi yapacağımı da baştan belirteyim.<br />
Tavsiyelerimden bazıları arkadaş tavsiyesi, bazıları da popi kültürde sıkça rastladığım kitaplar/yazarlar. Bir kısmı ise bizzat benim tavsiyelerim ve daha önce tavsiye ettiklerim tarafından beğenilmiş kitaplar/yazarlar. Aralarındaki ayrımı zaten anlarsınız diye umuyor ve başlıyorum;<br />
<br />
<b><span style="font-size: large;">Açlık Oyunları (</span><span style="font-size: large;"><i>Suzanne Collins</i></span><span style="font-size: large;">)</span></b><br />
Yaklaşık 4 sene önce bir gece, radyo programında (<i>Matrax</i>) öve öve bitirilemeyince ertesi gün sabahtan gidip aldığım kitaptır kendisi. Çok sürükleyici, <b>macera </b>türünde bir kitaptır ve aslında 3 kitaplık bir seriden oluşur. <i>Ben sadece ilk kitabını okudum o ayrı :D</i> Suzanne Collins'in efsane olmasını sağlamıştır bu seri efenim. Unutmadan bu aralar serinin 2.kitabı vizyonda..<br />
<br />
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg30erlqBaBbmGWPnW8iQ4oWpVQ6YEJfFlbQVGSS2AwD47qmtcNKdy0MWKcCDssTlmZUpjqfAjLMYucAxY_OJef3nOqatMj5riBMzvHVzs4plgzx2aniqopO_ail9ouocaYzpMPI4WtV6_n/s1600/HayvanCiftligi.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg30erlqBaBbmGWPnW8iQ4oWpVQ6YEJfFlbQVGSS2AwD47qmtcNKdy0MWKcCDssTlmZUpjqfAjLMYucAxY_OJef3nOqatMj5riBMzvHVzs4plgzx2aniqopO_ail9ouocaYzpMPI4WtV6_n/s320/HayvanCiftligi.jpg" width="240" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Hayvan Çiftliği ve Elim :(</td></tr>
</tbody></table>
<b><span style="font-size: large;"><br />Bin Dokuz Yüz Seksen Dört </span><i>ve</i><span style="font-size: large;"> </span><span style="font-size: large;">Hayvan Çiftliği (<i>George Orwell</i>)</span></b><br />
<br />
Aslında kitaplardan sadece birini yazacaktım, diğerinden de bu bölümde bahsedecektim ama kıyamadım. Her iki kitapta <b>siyasi </b>türde efsanedir. Hatta "Bin Dokuz Yüz Seksen Dört" okuduğum kitaplar arasında favorim olabilir. Burada da bir öncekinde olduğu gibi kitapları değil yazarı tavsiye ediyorum aslında. Eğer politik kitapları seviyorsanız George Orwell'in diğer kitaplarını da okumalısınız. ( <i>Politik kitapları sevmesenizde o ağır üslub burada olmadığı için rahatlıkla okuyabilirsiniz. Ayrıca kitapları incedir :D</i> ) Siyasi zekasına hayran kalınası yazarın en beğenilen bu iki kitabı ellerinizden öper.<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjX49XJoXVw27BYs4HAAhOxQTYEq-0x6XSWYqFNHrQw1V2WOmmgxqu4JrkfNFu1cmWtjZ0ppku7cjZFPnVS6GbrF38C61f8WN2z9remj_OTYZlbXU655DcH7z8Ft8k9hooE-u9V0wu1od2J/s1600/249d81d64b7411e3b36312c5f6a7d687_8.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjX49XJoXVw27BYs4HAAhOxQTYEq-0x6XSWYqFNHrQw1V2WOmmgxqu4JrkfNFu1cmWtjZ0ppku7cjZFPnVS6GbrF38C61f8WN2z9remj_OTYZlbXU655DcH7z8Ft8k9hooE-u9V0wu1od2J/s320/249d81d64b7411e3b36312c5f6a7d687_8.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Şirketimizin kitaplığından Dan Brown serisi</td></tr>
</tbody></table>
<span style="font-size: large;"><br /></span>
<span style="font-size: large;"><b><br /></b></span>
<span style="font-size: large;"><b>Da Vinci Şifresi (<i>Dan Brown</i>)</b></span><br />
<br />
Yine bir yazar tavsiyesi : Dan Brown<br />
Aslında yazar için New Bilişim'in tavsiyesidir desek daha doğru olur. Şirketçe Dan Brown fanıyız da.<br />
Resimde gördüğünüz kitapların hepsini okumadım ama okuyanların yorumlarını bildiğim için gönül rahatlığıyla söylemeliyim ki her kitap ayrı bir dünya.<br />
Dan Brown hakkında fazla bir yorum yapmaya gerek duymadan sadede geleyim. <b>Gerilim </b>türüne ilgiliyseniz sizi böyle alalım.<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<b><span style="font-size: large;">En Son Yürekler Ölür (<i>Canan Tan</i></span><span style="font-size: large;">)</span></b><br />
Konusu <b>aşk</b> olan romanlara karşı meraklıysanız size de bir yazar tavsiyesinde bulunayım. <i>En Son Yürekler Ölür</i>'ü okumuş ve beğenmiştim. Ardından da <i>Yüreğim Seni Çok Sevdi</i>'yi okudum, onu da beğendim. (Tabi bunlar seneler önceydi) Ama o günden sonra duygusal roman okumaz oldum. Yine de Canan Tan'ın her kitabının ayrı tadlar vereceğini düşünüyorum. Okuyun, okutun.<br />
<br />
<span style="font-size: large;"><b>Kümesteki Kartal Neden Uçamaz? (<i>Burak Büyükdemir</i>)</b></span><br />
<b>Girişimci</b> ruhlu arkadaşları da unutmayalım. Hayalleri olan ama peşinden gidecek cesareti olmayan arkadaşlar için geliyor bu tavsiyem. Başarılı bir girişime giden yolda başucu kitabınız olabilir.<br />
<br />
<b><span style="font-size: large;">Kardeşimin Hikayesi (<i>Zülfü Livaneli</i>)</span></b><br />
Bu bir kitap tavsiyesi mi yoksa yazar tavsiyesi mi bende bilmiyorum. Kitap hakkında şunu söyleyebilirim. Çok değişik bir konusu var ve bildiğiniz <b>aşk </b>romanlarından çokça farklı.<br />
<br />
<i>..</i><br />
<i>Vee</i><br />
<i>Bitti :(</i><br />
<br />
Yazıma başlarken kafamda bir sürü kitap dönüyordu. Yazı bitti hala dönüyorlar. Anlayacağınız özetin özetini çıkardım. Yoksa Orhun Yazıtlarına kadar gidiyordum. Bu kıyağı herkes yapmaz.<br />
Tavsiyelerim burada bitiyor. Umarım işe yararlar.<br />
<br />
Ben Kitap ve tavsiye kelimelerini kaç kere kullandığımı saymaya gidiyorum, grşrz .s<br />
<br />
<b>Yasal Uyarı</b> : Tavsiyelerimde 100 Temel Eserden, Stephen King'ten veya Yüzüklerin Efendisi gibi efsane filmlerin efsane romanlarından göremiyorsanız telaş yapmayın.<br />
Milyonlarca olan şeylerden milyonlarca tavsiye yapamamak kötü tabi :(<br />
<br />
<b>Not</b> : Toplu taşımada kitap okuyanlar candır.<br />
<br />Enderhttp://www.blogger.com/profile/08898107568172771414noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-5569754589016579565.post-40505439275245277592013-10-10T00:11:00.000+03:002015-07-12T17:41:07.129+03:00Siyaset = Gerçekleri DüzenlemekUzun bir aradan sonra merhabalar. Araya bir yere Seda Sayan <i>tatlişkoluğuyla </i>"Hoş gel di niz ay ay ay" efekti vermeyi çokça süre düşündükten sonra vazgeçtim. Türkiye henüz buna hazır değil.<br />
Blog bir ayı devirmiş. Ara ara okuyanlar olmuş, beğenenler olmuş. İyi yorumlarınız için teşekkür ederim :)<br />
Hala, ne bloga yazacak konu bulabiliyorum ne de yazacak vakit. Bu yüzden sıkıldığım gecelerde konu aramak yerine doğaçlama yürümeye karar verdim. Ama bugün o günlerden biri değil. Bugün siyasete bulaşasım var. Çünkü çok anlıyorum. (Evet, az önce buradan bir espri geçti!)<br />
Siyasetin bendeki tanımı <i>gerçekleri düzenlemek</i>. Evet ya bu tanım çok iyi çokta güzel oldu harbiden. Eğer tarafsız bir gözle bakabilirseniz ucu siyasete dokunan hiçbir konunun gerçekliğinden tamamen emin olamazsınız aslında.<br />
Aklıma iyi niyet taşıyan kelimeler gelemedi bir türlü. Çünkü hiç iyi ellerde olamadı kendisi efenim.<br />
He bu arada ben apolitik bir insanım. Okurum, anlarım, bağlantı kurarım ama dile getirmem. Çünkü günümüz toplumlarında ilişkiler fikirlere göre kuruluyor. Sahtecilikte dünya birincisiyiz.<br />
Unutmadan <u>bir siyasi partinin bir fikrini beğenmek o siyasi partiyi beğenmek demek değildir</u>. Bu ayrımı yapacak zeğhaya da bi sahip olamadınız be gardaşım.<br />
Ayrıca insanların görüşlere değil görüşlerin insanlara uymaları gerektiğini düşünüyorum. Ama ne yazık ki rant ve bilimum saçma duygular nelere kadir ki bahsi geçen görüşlere tapıyoruz.<br />
Uzun süredir de düşündüğüm şey şu; Her ölümde devletin parmağı vardır. Bu biraz iddialı hatta acımasız bir cümle olabilir ama öyledir. Evet öyledir.<br />
Konu kaydı sanki. Asıl bahsetmek istediğim "gerçekleri düzenlemek" !<br />
Ortada bir gerçek vardır evet ama duyduğun kısım düzenlenmiştir aslında. Yani sen bugün bakkala gittin ama eğer iktidar solcuysa (gerçekleri düzenleyen iktidar mıdır bu da tartışılır tabi) biz seni bugün kapitalist düzene ve tekelciliğe karşı olduğun için küçük esnaftan alışveriş yaptın olarak biliriz. (Yalnız çok iyi örnek verdim ha okurken kopuyorum) Mesela bu çok basit örnektir ama önemlidir. Çünkü en az bir kişi bu davranıştan etkilenecektir ve senin bakkala gitmen gibi gereksiz bir bilgi iktidarın faydası için kullanılmış bir koza dönüşecektir.<br />
Aslında açık konuşmak gerekirse bunu anlatabileceğimi sanmıyorum. Siyasetin hep sakladığı gerçek yüzünü görmek istiyorsanız en iyisi George Orwell yetkili ağbimizden "Hayvan Çiftliği" ve "Bin Dokuz Yüz Seksen Dört" kitaplarını okuyun. Hayata daha farklı bakacağınızın garantisini veriyorum. Hatta yazımın içeriğinde de bu kitapların etkisi vardır belki. Şuan hafızamı yormak istemiyorum :D<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZ525a1Mrlm7RD_OeJoD7Q-iBXIcaabgtGvZewaeNxygPssWROTU88btDzMAcoUo6eVAN-qjnYb3sfgbyx9VUI_M3bOGYVFJfNKLSyBd9-yelzfTCAk60VZu0hPWA3HoZ2RB4nUwEJmBAj/s1600/HayvanCiftligi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZ525a1Mrlm7RD_OeJoD7Q-iBXIcaabgtGvZewaeNxygPssWROTU88btDzMAcoUo6eVAN-qjnYb3sfgbyx9VUI_M3bOGYVFJfNKLSyBd9-yelzfTCAk60VZu0hPWA3HoZ2RB4nUwEJmBAj/s320/HayvanCiftligi.jpg" width="240" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Okudum lan, valla bak</td></tr>
</tbody></table>
<br />
Zaten yazı da güzel olmadı. Bir dahaki sefere artık.<br />
<br />
Daraldım ha, iyi geceleeğğ..<br />
<br />
Not : Bu arada hep parti adı vermeyip A partisi, B partisi demek istemişimdir. Çok havalı oluyor ya. Neyse artık, bir dahakine..<br />
<br />Enderhttp://www.blogger.com/profile/08898107568172771414noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5569754589016579565.post-42669318482838934692013-09-12T23:20:00.003+03:002015-07-12T17:40:53.821+03:00Merhaba, Ben tatlı anılarınUzun bir aradan sonra tekrar merhabalar efenim. oo sizde mi buradaydınız, buyurun buyurun enderin mekanında sizlere de yer bulunur elbet. Neşeliyim bugün yahu. Neşeliyim demişken herşeye neden diye soranlar geldi aklıma.<br />
<br />
<i>+ Neşeliyim</i><br />
<i>- Neden</i><br />
<i>+.. (Sövdü)</i><br />
<i><br /></i>
Neyse, uzun lafın kısası her yazımda olduğu gibi bu yazımda da girişi sohbete ayırdım.<br />
<br />
Bi heves açtığım bloguma hergün birşeyler yazarım hayallerim hayal oldu. Bazı günler bloguma uğrayamıyorum bile.<br />
Lakin bu süre zarfında blogumun takip edildiğini öğrendim. Hatta "<i>oğlum bloguna yazsana ben bakıyorum onlara</i>" diyen bir dostum var imiş bu yazımı o yazmamı istediği için yazıyorum, selam olsun :)<br />
<br />
Bu arada Duman'ın yeni albümü çok iyi değilmi ya? Yine Duman eşliğinde dost sofraları kurulacak gibi.<br />
<br />
Ehem..<br />
Bugün anılarımızdan bahsedesim var. Bazı şeylerin unutulmaması, eskimemesi gerekiyor bence.<br />
Geçmişi özlüyor çoğumuz. Çünkü ne kadar küçüksen o kadar az sorumluluk yüklüyor hayat omuzlarına, çünkü çocuksun ve kimse seni yargılayamıyor.<br />
O gün etrafında bulunan, seni güldüren insanların hep yanında olacağını sanıyordun. Bu yüzden çok eğleniyordun. Ama artık büyüdün ve etrafındaki insanlar gidecek mi korkusu var içinde. (Gidecekler)<br />
Geçmişi özlüyor çoğumuz. Çünkü insanın aklına ilk olarak mutlu olduğu anlar gelirmiş. Bu yüzden geçmiş deyince aklına en güzel anların geldi. Sanki hiç kötü anımız olmamış gibi yani.<br />
<br />
<i>Yeterince moral bozduysam artık toparlayabilirim.</i><br />
<br />
Geçmişe götürmek amacım sizi. Çünkü mutlu olun istiyorum. Rabbim beni yaratırken <i>insanları mutlu et</i> diye yaratmış olabilir. Cevabını bilmiyorum ama birgün sorma fırsatı yakalarsam sorabilirim..<br />
<br />
Geçmişi hatırlamanın en kolay yolu fotoğraflar. Ben arada bir fotoğraflara göz atarım mesela. He bu arada en zevklisi şu içinde orhun yazıtları varmışcasına boyutları olan fotoğraf albümlerinden geçmişi izlemek. Sanal dünyada sakladığınız fotoğraflar aynı tadı vermiyor. Tabi benim o tarz albümlerim az o yüzden <i>bilişim çağı for ever</i>.<br />
<br />
İkincisi de nesneler. Mesela geçmiş söz konusuysa aklıma ilk sokağımızın top koşturulası arsası geliyor. (Arsa nesnesi..) Sabah çıkıp akşam ezanıyla eve dönen cücüklüğümü özledim ya. Bir keresinde bizim kaleden karşı kaleye bir gol atmıştım of ki ne of. He bi de büyük ağbileri yenince saygınlığım artardı. He bi keresinde de.. (bi bitmedim amk) Oğlum o değil de topu hep ben alırdım lan! Toplara ödediğim paralarla yatırım yapsam şuan o parayı kumarda kaybetmiş üstüne de böbreğimi satmış olurdum. Şaka maka ucuz atlatmışım..<br />
<br />
Televizyon mesela. Televizyon izleyen insanları sevmiyorum, sevemiyorum. Televizyona aptal kutusu denmesi kadar doğru bir laf yok. Gavur icadı yea nolcek. Hatta şeytan işi oğlum bu.<br />
Ama televizyon değil miydi <b>pokemon </b>başlarken koltuktan koltuğa zıplatan bizi. Sabah ile akşam ezanı dışında kalan zaman diliminde çizgi filmleri izledik Allah izledik.<br />
<br />
Çok fazla nesne dolaşıyor kafamda ama sonuncusu soba olmalı. Soba oğlum ya. Fakirim biliyorum ama soba yani. Bütün aileyi seve seve (burada sansür var) bir odaya toplardı. Kestaneyi falan geçtim, çekirdek alsam onu bile üstünde ısıtırdım. Güven verirdi oğlum ya. Dışarda yağmur yağarken sen onun yanında yağmurun tadını çıkarırdın.<br />
<br />
<i>Ya bu arada yorganın altından yağmuru izlemeyi özledim. Bir tatlı huzur almaya geldim dim dim ..</i><br />
<br />
Çok uzadı ya bu. İçimde bir birikmişlik var, doyamadım yazmaya lakin okulumuzun meşhur ders seçme gecesi birazdan başlar ona odaklanmam gerek.<br />
<br />
Erkek yada kız, anılarınızın kahramanlarıyla daha fazla zaman geçirin çünkü onları seviyorsunuz.<br />
<br />
<i>Başbaşş..</i>Enderhttp://www.blogger.com/profile/08898107568172771414noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-5569754589016579565.post-5361914789780647802013-09-05T00:04:00.003+03:002015-07-12T17:40:37.140+03:00Efsane olmaya aday resimler<div style="text-align: left;">
(Ama onlar resim değil yea fotoğraf)</div>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<div style="text-align: left;">
Sonunda bir üşengeçliğimi daha yenip albümümden <i>fotoğrafları/resimleri</i> blogumda paylaşmaya karar verdim.</div>
<div style="text-align: left;">
Albüm olayını da anlatayım yeri gelmişken. İnternette gezinirken ilgi çekeceğini düşündüğüm fotoğrafları bilgisayarıma kaydediyorum. Arada can sıkıntımı alsın diye bakıyorum çünkü çoğunun bende bıraktığı etkinin adı tebessüm.</div>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<div style="text-align: left;">
Bir kısmını daha önceki yazılarımda kullanmıştım. Bütünlük bozulmasın diye onları da bu yazıya ekliyorum.</div>
<div style="text-align: left;">
<b>Bu arada resimlerin altlarına yazdığım yorumların baş harflerini birleştirince ortaya birşey çıkıyor.</b></div>
<div style="text-align: left;">
İyi seyirler..</div>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjrXOP6H5UmrkI2WThKobZfL07i_o0J87Po2spmgncFZSvJ9gQwUfScdteHQEA5Bs5TpYnU7BbFNEXZp1NAc71bPkWeSQLpxxkuWUQY2FANZoMVOm7Ceb_ofyny2Z9JHHcJ22PJ9j1ZxnPW/s1600/Joker+Ailesi.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjrXOP6H5UmrkI2WThKobZfL07i_o0J87Po2spmgncFZSvJ9gQwUfScdteHQEA5Bs5TpYnU7BbFNEXZp1NAc71bPkWeSQLpxxkuWUQY2FANZoMVOm7Ceb_ofyny2Z9JHHcJ22PJ9j1ZxnPW/s320/Joker+Ailesi.jpg" width="213" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">(Sevilen kötü adam)<br />
Efsane Joker karakterleri</td></tr>
</tbody></table>
<div style="text-align: left;">
</div>
<div style="text-align: left;">
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEggCR4SYy6G4zMDbgY_mtr1Z-SVshxdBZUJmqvaehfK_T2zZWGAqqV8QC_RHlqI04naD74Za0QDNno9-zRJ2fykIysDwHBZfajBPxBfi7O9L9NfUC5O-Ah93L_o70NClfRKcGf5nd5JMkXR/s1600/Charlie+Chaplin+&+Albert+Einstein.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="263" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEggCR4SYy6G4zMDbgY_mtr1Z-SVshxdBZUJmqvaehfK_T2zZWGAqqV8QC_RHlqI04naD74Za0QDNno9-zRJ2fykIysDwHBZfajBPxBfi7O9L9NfUC5O-Ah93L_o70NClfRKcGf5nd5JMkXR/s320/Charlie+Chaplin+&+Albert+Einstein.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Charlie Chaplin ve Albert Einstein</td></tr>
</tbody></table>
</div>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiwmI3hnPdY9BjGh4T1MiDh2h4VbOHdgAR8GOa5v_amS-yeec85_59yO5aebQJd2o8El7DA9UyYtzoM_Qwx8Ilx4NYKlm6ctGYPVNXy37oiVveXLzcrEQr7tv3FwwB2kcgnUoG-9DROtw6P/s1600/ChooperBaby.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="215" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiwmI3hnPdY9BjGh4T1MiDh2h4VbOHdgAR8GOa5v_amS-yeec85_59yO5aebQJd2o8El7DA9UyYtzoM_Qwx8Ilx4NYKlm6ctGYPVNXy37oiVveXLzcrEQr7tv3FwwB2kcgnUoG-9DROtw6P/s320/ChooperBaby.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">zevkli bir ihtiyar yada belki tamamen tesadüf</td></tr>
</tbody></table>
<div style="text-align: left;">
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhQl6tdxDxWvV5EjWvW-xjQHIQ9r16DE4CtLlc4fCHtFdqVzJE1ZQMuS8_FN_DMQlgDZEeKm-0EYITp5s82mMFu6w9zShSyxR4NzdD7ckMSm2Qk9jwdYfPNTd1B44LXtTEA54H8BOFtwjQl/s1600/cuckoo.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhQl6tdxDxWvV5EjWvW-xjQHIQ9r16DE4CtLlc4fCHtFdqVzJE1ZQMuS8_FN_DMQlgDZEeKm-0EYITp5s82mMFu6w9zShSyxR4NzdD7ckMSm2Qk9jwdYfPNTd1B44LXtTEA54H8BOFtwjQl/s320/cuckoo.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Bilindik bir resim ama bu filmin hastası olduğum için <br />
bu resime torpil geçtim</td></tr>
</tbody></table>
</div>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWx7tyr26ZUHqoxVfcXKhUDk7hHFZNNa1d8PW5J2laIfAKj63cVAt6OwoQe7qV-iRh7qQUPQrCSPgzqCYiDi5NiF4Zx_nA-ZKPzt2QjQ6TwZtNKEbo1TQp_KDE5uD852rFr2_T94obTzvx/s1600/einstein+%C3%BCnl%C3%BC+foto%C4%9Fraf%C4%B1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="243" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWx7tyr26ZUHqoxVfcXKhUDk7hHFZNNa1d8PW5J2laIfAKj63cVAt6OwoQe7qV-iRh7qQUPQrCSPgzqCYiDi5NiF4Zx_nA-ZKPzt2QjQ6TwZtNKEbo1TQp_KDE5uD852rFr2_T94obTzvx/s320/einstein+%C3%BCnl%C3%BC+foto%C4%9Fraf%C4%B1.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Albert Einstein fotoğraf çekenlere gülümsemekten sıkılınca..</td></tr>
</tbody></table>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhSIal3eGb4qmCIWw2jvARN89WiMLQ6-mAenosGE-8-5SpaIrNhi4bfIjl4TPRffhhp1koAD4X4OSkis87Tzk8VTm0g-CGZQzY-UF-ADp5Qg5gaU6pimNukBLaPfnCvOJEWhN7v8r4LkTkw/s1600/freedom.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="192" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhSIal3eGb4qmCIWw2jvARN89WiMLQ6-mAenosGE-8-5SpaIrNhi4bfIjl4TPRffhhp1koAD4X4OSkis87Tzk8VTm0g-CGZQzY-UF-ADp5Qg5gaU6pimNukBLaPfnCvOJEWhN7v8r4LkTkw/s320/freedom.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">I belive, i can fly</td></tr>
</tbody></table>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZ1m3_FkC2qa9SAoa0Uotc8In1knxwy1DX0snQUxidPfY5Mm0s4gypd8jIqRYSJb0AofRHjSs9X-ivXuEyxWtcf7O6am3HE2Yy_iYBE4g93NYjX_j46OuKE1Mk_v-gDmi72hETpZPI1scI/s1600/John+Lennon+&+Che+Guevara.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="194" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZ1m3_FkC2qa9SAoa0Uotc8In1knxwy1DX0snQUxidPfY5Mm0s4gypd8jIqRYSJb0AofRHjSs9X-ivXuEyxWtcf7O6am3HE2Yy_iYBE4g93NYjX_j46OuKE1Mk_v-gDmi72hETpZPI1scI/s320/John+Lennon+&+Che+Guevara.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">John Lennon ve Che Guevara</td></tr>
</tbody></table>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjoji1mbPBJMfpm7kEdNomJ6BkLULcZWQQrubWkOosXswSy__SU9CYe-DSjGm4pxpkSt891kIiAgEGB1UMuvdtkV-84aSkoEdRlcoi784Kxj-KsG9DujIaAbnXZVwXKYaUKut_GITnlgXZr/s1600/Kemal+Sunal+ve+%C3%87ocuklar%C4%B1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjoji1mbPBJMfpm7kEdNomJ6BkLULcZWQQrubWkOosXswSy__SU9CYe-DSjGm4pxpkSt891kIiAgEGB1UMuvdtkV-84aSkoEdRlcoi784Kxj-KsG9DujIaAbnXZVwXKYaUKut_GITnlgXZr/s320/Kemal+Sunal+ve+%C3%87ocuklar%C4%B1.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Kemal Sunal için ne söylesem az<br />
Gülmek bir daha kimseye böyle yakışmayacak</td></tr>
</tbody></table>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhFv9tq0CKG90GczlUVbCH4-pK993P9-n154g4jaiBymJSdslS52BdeRzLwVPF9OqN5Was83N4caIUizPQyfSuv2HjQwZNeJGo_DQq1n43UlnvDSQxnZr0VcsP9Fp5rRXUBsH947j1IboSr/s1600/KemalSunal.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhFv9tq0CKG90GczlUVbCH4-pK993P9-n154g4jaiBymJSdslS52BdeRzLwVPF9OqN5Was83N4caIUizPQyfSuv2HjQwZNeJGo_DQq1n43UlnvDSQxnZr0VcsP9Fp5rRXUBsH947j1IboSr/s320/KemalSunal.jpg" width="294" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Üstad'a da torpil geçmiş olabilirim</td></tr>
</tbody></table>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhqzWfYBSj6zJTLtmXFNJC2vxBbZT15gfHAo70KOXZFSBEs0c3ETEfvZvhQbaxgMXKUfKQtYjcuxy16tO8m-b1X5QwnEVrn-i_Y6pQ5-NsPs9pQ6rVMliiPiSHcTnvCvtq1YXKBCUgN1mPb/s1600/Lefter+K%C3%BC%C3%A7%C3%BCkandonyadis+&+Metin+Oktay.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="237" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhqzWfYBSj6zJTLtmXFNJC2vxBbZT15gfHAo70KOXZFSBEs0c3ETEfvZvhQbaxgMXKUfKQtYjcuxy16tO8m-b1X5QwnEVrn-i_Y6pQ5-NsPs9pQ6rVMliiPiSHcTnvCvtq1YXKBCUgN1mPb/s320/Lefter+K%C3%BC%C3%A7%C3%BCkandonyadis+&+Metin+Oktay.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">(Futbolun güzel olduğu zamanlar)<br />
Lefter Küçükandonyadis ve Metin Oktay</td></tr>
</tbody></table>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjI0MlxZzHREOb6zVL3WObAdo6zlN9O4J0nFU2K8md19xenkOYbz09rZ3Jz210rvyhgolZ1scjYN-qYki45ZvsYCC57Sb0SWWg7CioBOU9z9ibn_JGJELe-2F3WbJqoSWcZILNyoSgksJwT/s1600/Michael+Jackson+&+Freddie+Mercury.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="224" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjI0MlxZzHREOb6zVL3WObAdo6zlN9O4J0nFU2K8md19xenkOYbz09rZ3Jz210rvyhgolZ1scjYN-qYki45ZvsYCC57Sb0SWWg7CioBOU9z9ibn_JGJELe-2F3WbJqoSWcZILNyoSgksJwT/s320/Michael+Jackson+&+Freddie+Mercury.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Michael Jackson ve Freddie Mercury</td></tr>
</tbody></table>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiTdUx_yQvxihit9N6eYWTFit28NHUNimdc5FVMlw1qd0MCrgaiU7y4LXr310LfGQDU6-SzVcA7G58Bueg77ZGRu9QT6uCgfXIXTHemQ1IzXi7Wy5KvQHKu6pIgFEwTC90jivt9jmIQK439/s1600/NazimHikmet.Jpeg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="166" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiTdUx_yQvxihit9N6eYWTFit28NHUNimdc5FVMlw1qd0MCrgaiU7y4LXr310LfGQDU6-SzVcA7G58Bueg77ZGRu9QT6uCgfXIXTHemQ1IzXi7Wy5KvQHKu6pIgFEwTC90jivt9jmIQK439/s320/NazimHikmet.Jpeg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Nazım Hikmet Ran ve onlarca şiirinin sebebi Vera</td></tr>
</tbody></table>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgjMiAHNj8r_LgfMwlxEbnQD1ZLddMfUCdADU25nHpDcABrOQZOdS6L1EyTUQExl8qm2JNtxUa0WS4oXsZPaHcx17pCc9idFT19N8VbO6Xa6pejPdfRwOkeWtRZSObfrVO23IwIlzV82HKO/s1600/Pulp+Fiction.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="118" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgjMiAHNj8r_LgfMwlxEbnQD1ZLddMfUCdADU25nHpDcABrOQZOdS6L1EyTUQExl8qm2JNtxUa0WS4oXsZPaHcx17pCc9idFT19N8VbO6Xa6pejPdfRwOkeWtRZSObfrVO23IwIlzV82HKO/s320/Pulp+Fiction.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Pulp Fiction filminin efsaneleri</td></tr>
</tbody></table>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPoHhCXVlcp4mEKAOwfwfHA1L0x0mRdgICs1KL1Tq41gXJT_DjD_fZM0tNQwst-VVseOfJd6UKM1ie7sisPn09sah5jUEggCYXk2fZD3iTmZTXAT1KwBd81ncFdxw0nswMXe-NWCHVNjNn/s1600/Rammstein.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="176" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPoHhCXVlcp4mEKAOwfwfHA1L0x0mRdgICs1KL1Tq41gXJT_DjD_fZM0tNQwst-VVseOfJd6UKM1ie7sisPn09sah5jUEggCYXk2fZD3iTmZTXAT1KwBd81ncFdxw0nswMXe-NWCHVNjNn/s320/Rammstein.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">(Bakışları kes)<br />
Rammstein grubunun psikopat vokalisti Till Lindemann</td></tr>
</tbody></table>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgaSldXZSaeZFhqYIyjtkvrlY9a2mU3-6sVZXNpejAUHodvwG6_nacIyejOffdf8e7dhPmuLYBOWcJjJxtj8KvDzQl8pX0dyK7L4GmbMwxSjwed4wUmkzm6xosiXbD3_a39XNR3ryP4Lt7w/s1600/Sadri+Alisik.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="133" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgaSldXZSaeZFhqYIyjtkvrlY9a2mU3-6sVZXNpejAUHodvwG6_nacIyejOffdf8e7dhPmuLYBOWcJjJxtj8KvDzQl8pX0dyK7L4GmbMwxSjwed4wUmkzm6xosiXbD3_a39XNR3ryP4Lt7w/s320/Sadri+Alisik.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Gönlümüzde taht kurmuş büyük usta Sadri Alışık</td></tr>
</tbody></table>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEij_4cJSNHlLLxnQf5jfbKR2D0b0aQMmvF0F_XbtgmuTYmY_0Orxn7uP267GR7WgQ3hORyworhaHieKZm7ovSaNDxCpV_zHcqesaVaLJaLuw1vSs9mHdnUTCpWnzGRJmgm9gkXx18N73blq/s1600/Schindlers+List.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="161" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEij_4cJSNHlLLxnQf5jfbKR2D0b0aQMmvF0F_XbtgmuTYmY_0Orxn7uP267GR7WgQ3hORyworhaHieKZm7ovSaNDxCpV_zHcqesaVaLJaLuw1vSs9mHdnUTCpWnzGRJmgm9gkXx18N73blq/s320/Schindlers+List.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Schindler's List filminin kırmızı elbiseli masum kızı</td></tr>
</tbody></table>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiR5ODCS_Qa77R0xPDaSz1uSaGqExUUKPb5_7bP1X5IwyZ8K7l8zBDO1UdStN3S-KqAlAywJBuIGUATtyvd8-DBP4gHP0EBLyKKvfVVr35K21xnGC_lyxdXtkJqdOPZMEQfzMz0X13pAP7J/s1600/Son+yemek.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="238" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiR5ODCS_Qa77R0xPDaSz1uSaGqExUUKPb5_7bP1X5IwyZ8K7l8zBDO1UdStN3S-KqAlAywJBuIGUATtyvd8-DBP4gHP0EBLyKKvfVVr35K21xnGC_lyxdXtkJqdOPZMEQfzMz0X13pAP7J/s320/Son+yemek.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Türk müziğinde efsaneler - Son yemek pozu</td></tr>
</tbody></table>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjAjCe704MBowr81nbrltPzH-hmI9I-oZAFDXk-VH3YY1idQEvu-H-NebunAP37eDJRL5kVaephsSOYq9PgGo9gt0moeEo8emDKaX1N1jfNbRqTFY_dBiklOucCRnGzdf47vNE62oIBYYbV/s1600/The+Unknown+Rebel.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="228" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjAjCe704MBowr81nbrltPzH-hmI9I-oZAFDXk-VH3YY1idQEvu-H-NebunAP37eDJRL5kVaephsSOYq9PgGo9gt0moeEo8emDKaX1N1jfNbRqTFY_dBiklOucCRnGzdf47vNE62oIBYYbV/s320/The+Unknown+Rebel.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Tanklara karşı duran adam <br />
(Hikayesini araştırmanız önerilir)</td></tr>
</tbody></table>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgjb6zaBM4S8OWS8d4MhxJZFL0N-TuO-JBIwB91JNyKKsbmceu6wE8yqd5zhF4M2AzmhP75OKrzLKe4o1oPX1s-Nev3b4CfUGNrafqD_RFsDLNJvt4qwdWET_s2rv8P4w44Wh5irY3K0i5a/s1600/ZeybekinAtasi.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="218" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgjb6zaBM4S8OWS8d4MhxJZFL0N-TuO-JBIwB91JNyKKsbmceu6wE8yqd5zhF4M2AzmhP75OKrzLKe4o1oPX1s-Nev3b4CfUGNrafqD_RFsDLNJvt4qwdWET_s2rv8P4w44Wh5irY3K0i5a/s320/ZeybekinAtasi.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Efendiliğin sembolu, örnek alınası kahraman. Atam</td></tr>
</tbody></table>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjjJTGSztAEGchYuqKexoTiTU81zjsED-hXA2b7S9H49U5y7RU4XRED9L1KaSluMLk6ZVJNhwygKNx9oS6eUdhfVWuB25bu6MC2TOyWleZ4bBVm4XajfnZVJewvkmNsI_PeMycQDJXuf7W3/s1600/%C5%9Eener+%C5%9Een+&+Kemal+Sunal.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="259" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjjJTGSztAEGchYuqKexoTiTU81zjsED-hXA2b7S9H49U5y7RU4XRED9L1KaSluMLk6ZVJNhwygKNx9oS6eUdhfVWuB25bu6MC2TOyWleZ4bBVm4XajfnZVJewvkmNsI_PeMycQDJXuf7W3/s320/%C5%9Eener+%C5%9Een+&+Kemal+Sunal.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Ayrılmaz ikili<br />
Şener Şen ve Kemal Sunal</td></tr>
</tbody></table>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgO8mRGpCJc53uiifAbvXNuWrvgYkCJoO_WiliYfolzK53opVwCVXjRONPWPt22r0rkqo0oiySuiGMZ83Suo9QC0Vw-JUAPkhXruoOPNcoNDwuFWiSQmtDjVbWSzbIAwMm_DfuP6oUx_6GM/s1600/ClockworkOrange_Batman_FightClub.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="204" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgO8mRGpCJc53uiifAbvXNuWrvgYkCJoO_WiliYfolzK53opVwCVXjRONPWPt22r0rkqo0oiySuiGMZ83Suo9QC0Vw-JUAPkhXruoOPNcoNDwuFWiSQmtDjVbWSzbIAwMm_DfuP6oUx_6GM/s320/ClockworkOrange_Batman_FightClub.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Clockwork Orange - Batman - Fight Club<br />
(Bir kötü adamı neden severiz <br />
adlı sorunun cevabını taşıyan filmler)</td></tr>
</tbody></table>
<div style="text-align: left;">
<br /></div>
<div style="text-align: left;">
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Harfleri birleştiren oldu mu gerçekten merak ediyorum :D<i> Neyse şakaydı</i>. Ama bir sürprizim var tabi; Resim merakı olanlar ve gerçekten efsane olmuş resimler görmek isteyenler için <a href="http://onedio.com/haber/tarihin-en-guclu-40-fotografi-51981" rel="nofollow" target="_blank">Burada bir site var. </a><br />
<i>Not : Var ise böyle resimleriniz görmek için sabırsızlanıyorum..</i></div>
Enderhttp://www.blogger.com/profile/08898107568172771414noreply@blogger.com0